Orhan ÖZATİK
Köşe Yazarı
Orhan ÖZATİK
 

KOVİD 19 VE KALP HASTALIKLARI

      KOVİD 19 VE KALP HASTALIKLARI   Bugünkü köşe yazımın çok kıymetli bir konuğu var. Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Taner Şen. Uzun zamandır Kütahya’mıza hizmet eden çok değerli bir bilim insanı. Kovid döneminde de hem kendi kliniğinde hem de Kovid kliniğinde başarılı çalışmalar yaptı. Kendisiyle yaptığımız söyleşiyi yazıya dökmeye karar verdik. Kovid döneminde kovid hastalığına yakalanan kişilerde meydana gelen kalp rahatsızlıklarını ve Pandemi şartlarından dolayı hastaneye kontrol için gelemeyen kalp hastalarının karşılaştığı durumları konuşmaya çalıştık. Taner Hocam’a sizin adınıza sorduğum sorulara verdiği cevapları sizler için aşağıda özetlemeye çalıştım.   Taner Hocam Kovid-19 ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?   Maalesef 2020 yılı sadece bizim için değil tüm Dünya için bir felaketler yılı oldu desek çok abartmış olmayız herhalde. 2020 yılının birkaç ayında hem dünyada hem de Türkiye’de ardı sıra birçok kötü olaylar oldu. Bunun en sonuncusu da koronavirüs salgını. Dünya belki de 100 yılda bir gelecek ve daha önce görmediğimiz bir salgınla karşı karşıya kaldı. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Hubei eyaletine bağlı Wuhan’da Aralık 2019’da yeni bir koronavirüs nedeniyle gelişen pnömoni salgını kontrol altına alınamayarak kısa sürede önce Çin’in diğer eyaletlerine sonra da bir pandemiye yol açacak şekilde başta Avrupa, devamında Kuzey Amerika kıtası olmak üzere tüm dünyaya yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 11 mart 2020 de salgını pandemi ilan etti. Virüsün 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde de resmi olarak saptanmasının ardından olgu sayısı hızla arttı. 1918 yılındaki İspanyol gribinden beri dünya son 100 yıl içindeki belki de en büyük salgınla karşı karşıya kaldı. Hem birey hem de bir hekim olarak bu pandemi hem yaşantımızı hem de çalışma durumumuzu derinden etkiledi. Tabiri caiz ise bu durum bir milat gibi hayatımızı pandemi öncesi ve pandemi sonrası olmak üzere ikiye ayırdı. Hekiminden, hemşiresine, teknisyenine sekreterine ve personeline kadar tüm sağlık çalışanları bu salgınla başından beri göğüs göğüse mücadele etti ve halen etmeye devam ediyor. Pandemide birçok değerli hocalarımızı meslektaşlarımızı ve sağlık çalışanımızı maalesef kaybettik ve ediyoruz. Hepsine Allah’tan rahmet diliyor ve saygıyla anıyorum.   Kovid 19 kardiyoloji olarak sizi ve hastalarınızı nasıl etkiledi?   Korona virüsün özellikle kalp hastaları gibi riski yüksek olan hastalarda daha ağır seyretmesi nedeniyle bizim hastalarımızda da ciddi bir korku oluşturdu. Hastalarımız haklı olarak risk nedeniyle hastaneye ve kontrollerine gelmeyi aksattı. Zaten biz de hastane olarak pandemi çalışma sistemine ve esnek çalışma sitemine geçtiğimiz için rutin işleyişimizde çalışamadığımızdan dolayı hastalarda isteseler bile bize ulaşamadılar. Sık takip gerektiren ve ilaçlarını düzenli olarak ayarlama gerektiren hastalarımız var. Kontrollere gelemedikleri için tedavilerinde aksamalar ve durumlarında kötüleşmeler olan ve daha sonra daha kötü halde gelen hastalarımız oldu. Hatta göğüs ağrısı olan ve kalp krizi geçiren ve normal koşullarda acile başvuracak hastalar korkudan, geçer diye başvurmayıp evde kalp krizi geçirenler oldu. Kardiyoloji olarak bakacak olursak genellikle branş olarak acil hastalarla uğraşıyoruz ve kalp krizi pandemi dinlemiyor. Kütahya’da anjiyosu olup kalp krizine müdahale eden tek merkez konumun da olduğumuz için pandemi döneminde de aktif olarak çalıştık. Kovid-19 pozitif olan ve kalp krizi ile gelen hastaları acil olarak anjiyoya almak durumunda kaldık. Hem hekim hem de yardımcı personel sağlık çalışanlarımız çok büyük risk alarak işlemlere girdiler. Hem kardiyoloji servisi, hem koroner yoğun bakım hem de koroner anjiyografi ünitemizde çok sayıda sağlık çalışanımız hastalandı.  Kardiyolog arkadaşlarımızdan hastalananlar  oldu. Kardiyolojideki çalışma arkadaşlarıma ve yardımcı personel arkadaşlarımıza bu özverili çalışmalarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim.  İyi ki varlar.   Hipertansiyon Kovid için bir risk oluştur mu?   Kovid-19 ile ilgili özellikle İtalya’dan gelen ilk raporlarda hipertansiyonu, koroner arter hastalığı, diyabeti, kronik böbrek hastalığı ve obezitesi olan kişilerde daha ağır seyrettiği ve ölüm oranlarının yüksek olduğunu gösteriyordu. SARS-COV-2 (yeni tip koronavirüs) hücreye girerken ACE2 enzimini kullanıyor olması ve bu enzimimde kan basıncını düzenleyen bir sistemin parçası olması nedeniyle hipertansiyon ve Kovid-19 arasında bir bağlantı olabileceğini düşündürmüştü. Hatta hipertansiyon tedavisinde kullandığımız bazı ilaçların bu enzimin aktivitesini arttırarak virüsün hücre girişini kolaylaştırabileceği yönünde endişeleri de ortaya çıkarmıştı. Daha sonraki veriler tansiyon ilaçlarıyla böyle bir ilişkinin olmadığını hatta koruyucu olabileceğini gösterdi ve bu endişeler ortadan kalktı. Etkisi bilinmeyen bir virüsle ilk karşılaştığımız için yeni veriler geldikçe bizde daha çok şey öğrenmeye başladık. Hipertansiyon ile ilgili olarak ilk gelen verilere baktığımızda hastalığı ağır geçiren, hastaneye yatış gerektiren hastalarda yüksek oranda 60’ lara varan hipertansiyon olduğunu ortaya koydu bu verilerde hipertansiyonun bir risk faktörü olabileceğini düşündürmüştü. Ancak biz biliyoruz ki yaş artıkça normal popülasyonda da hipertansiyon tanısı artıyor. İleri yaş hastalar Kovid-19 enfeksiyonunu daha ağır geçirebiliyorlar. Hipertansiyonda bu yaş grubunda daha sık olduğu için bu yaş grubunda hipertansiyon sıklığını yüksek bulmak hipertansiyonun Kovid-19 için bir risk faktörü olduğunu göstermez. Yani hipertansiyonun bağımsız bir risk faktörü olduğunu ortaya koyan bir kanıt yok. Hipertansiyon ile Kovid-19 enfeksiyonunun ciddi ve ölümcül seyretmesi arasındaki ilişki muhtemelen iki durumunda görülme sıklığının yaş ilerledikçe artmasından kaynaklanmaktadır.     Kalp hastaları Kovid-19 enfeksiyonu için daha fazla mı riske sahip?   Aslında Kovid-19 enfeksiyonuna yakalanma riski herkes için benzer. Çünkü yeni bir virüs olduğu için kimsenin bağışıklığı yok. Ancak her kişide aynı klinik durum  ve ağırlıkta seyretmiyor. Virüs enfekte bir kişiden damlacık yoluyla diğer bireyin burun ve ağız mukozasından vücuda giriyor. Virüs vucuda girdikten sonra  ilk planda özellikle akciğerde direkt olarak hasara yol açabiliyor. Bunun dışında vücudun savunma mekanizmasının kontrolsüz bir şekilde uyarılmasına ve bunun sonucunda bu kontrolsüz cevabın akciğer ve diğer organ hasarını arttırdığını görüyoruz. Başlangıçta hasarı virüs oluştururken sonraki dönemlerde ise vücudun oluşturduğu kontrolsüz aşırı yanıt şikayet ve bulguların şiddetlenmesine ve hastalığın daha ağır seyredip ölümlere yollamasına neden oluyor. Tedavide de bu aşırı yanıtı baskılamaya çalışıyoruz. Kardiyoloji açısından kalp yetersizliği ve doğuştan kalp hastalığı olan kişiler daha fazla riske sahip. Virüs kalp ve damar sistemi üzerine çeşitli yollar ile hasar verebiliyor. Virüs direkt olarak kalbi etkileyip miyokardit dediğimiz kalp kası hasarına ve bunun sonucu olarak kalp yetersizliği ve ritim bozukluğuna bağlı ölümlere yol açabiliyor. Akciğeri etkileyerek akciğer hasarı ve kanda oksijen seviye düşüklüğüne yol açıp koroner kalp hastalığı ve kalp yetersizliği olan hastalarda kalp üzerindeki stresi arttırıp zaten fonksiyonu tam olmayan kalbin daha da zorlanmasına ve yetmezlik bulguları oluşmasına neden olur. Kovid-19,  inflamasyonu tetikleyerek kalbi besleyen damarlardaki plakların yırtılıp damarın tıkanmasına ve kalp krizine yol açabiliyor. Toplardamar duvarında hasara yol açıp pıhtı oluşması ve sonuçta o pıhtının kopup akciğere gitmesiyle akciğer embolisi dediğimiz durumlara yol açabiliyor. Kalp hastalığı olmayan kişilerde de bu etkilere yol açabiliyor ama kalp hastalığı olan hastalarda bu etkiler daha ağır ve ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Bu yüzden kalp hastalığı olanların olmayanlara göre riskinin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.   Kalp hastalarının Kovid-19 aşısı olmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?   Kalp hastalarında Kovid-19 enfeksiyonun hem ağır geçmesi ve hem de daha ölümcül seyretme riski nedeniyle aşının mutlaka yapılmasını gerektiğini düşünüyorum. Bizde sağlık çalışanları olarak riskli grupta olduğumuz için aşımızı olduk. Bir pandeminin ortadan kalkması için toplumda bağışıklığın büyük çoğunlukla sağlanmış olması ve virüsün bulaşabilecek kişi bulamaması gerekiyor. Toplumsal bağışıklığı sağlamanın en etkili yolu da yılardan beri etkisini bildiğimiz aşılama işlemidir. Tabi aşı olan kişilerin de nasıl olsa aşılandık deyip korunma önlemlerini bırakmaması ve aynen devam etmesi gerekiyor. Umut ediyorum ki etkili bir aşılama ile Dünya bu pandeminin üstesinden gelecek eski özlem duyduğumuz günlerimize geri döneceğiz. Pandemi aslında bize bazı çok basit görülen şeylerin değerini de öğretti, örneğin maskesiz dışarıda nefes almak, birbirimize sarılmak gibi. Sevgili Taner Şen Hocama çok teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kalın

KOVİD 19 VE KALP HASTALIKLARI

 

 

 

KOVİD 19 VE KALP HASTALIKLARI

 

Bugünkü köşe yazımın çok kıymetli bir konuğu var. Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Taner Şen. Uzun zamandır Kütahya’mıza hizmet eden çok değerli bir bilim insanı. Kovid döneminde de hem kendi kliniğinde hem de Kovid kliniğinde başarılı çalışmalar yaptı. Kendisiyle yaptığımız söyleşiyi yazıya dökmeye karar verdik. Kovid döneminde kovid hastalığına yakalanan kişilerde meydana gelen kalp rahatsızlıklarını ve Pandemi şartlarından dolayı hastaneye kontrol için gelemeyen kalp hastalarının karşılaştığı durumları konuşmaya çalıştık. Taner Hocam’a sizin adınıza sorduğum sorulara verdiği cevapları sizler için aşağıda özetlemeye çalıştım.

 

Taner Hocam Kovid-19 ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?

 

Maalesef 2020 yılı sadece bizim için değil tüm Dünya için bir felaketler yılı oldu desek çok abartmış olmayız herhalde. 2020 yılının birkaç ayında hem dünyada hem de Türkiye’de ardı sıra birçok kötü olaylar oldu. Bunun en sonuncusu da koronavirüs salgını. Dünya belki de 100 yılda bir gelecek ve daha önce görmediğimiz bir salgınla karşı karşıya kaldı. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Hubei eyaletine bağlı Wuhan’da Aralık 2019’da yeni bir koronavirüs nedeniyle gelişen pnömoni salgını kontrol altına alınamayarak kısa sürede önce Çin’in diğer eyaletlerine sonra da bir pandemiye yol açacak şekilde başta Avrupa, devamında Kuzey Amerika kıtası olmak üzere tüm dünyaya yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 11 mart 2020 de salgını pandemi ilan etti. Virüsün 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde de resmi olarak saptanmasının ardından olgu sayısı hızla arttı. 1918 yılındaki İspanyol gribinden beri dünya son 100 yıl içindeki belki de en büyük salgınla karşı karşıya kaldı. Hem birey hem de bir hekim olarak bu pandemi hem yaşantımızı hem de çalışma durumumuzu derinden etkiledi. Tabiri caiz ise bu durum bir milat gibi hayatımızı pandemi öncesi ve pandemi sonrası olmak üzere ikiye ayırdı. Hekiminden, hemşiresine, teknisyenine sekreterine ve personeline kadar tüm sağlık çalışanları bu salgınla başından beri göğüs göğüse mücadele etti ve halen etmeye devam ediyor. Pandemide birçok değerli hocalarımızı meslektaşlarımızı ve sağlık çalışanımızı maalesef kaybettik ve ediyoruz. Hepsine Allah’tan rahmet diliyor ve saygıyla anıyorum.

 

Kovid 19 kardiyoloji olarak sizi ve hastalarınızı nasıl etkiledi?

 

Korona virüsün özellikle kalp hastaları gibi riski yüksek olan hastalarda daha ağır seyretmesi nedeniyle bizim hastalarımızda da ciddi bir korku oluşturdu. Hastalarımız haklı olarak risk nedeniyle hastaneye ve kontrollerine gelmeyi aksattı. Zaten biz de hastane olarak pandemi çalışma sistemine ve esnek çalışma sitemine geçtiğimiz için rutin işleyişimizde çalışamadığımızdan dolayı hastalarda isteseler bile bize ulaşamadılar. Sık takip gerektiren ve ilaçlarını düzenli olarak ayarlama gerektiren hastalarımız var. Kontrollere gelemedikleri için tedavilerinde aksamalar ve durumlarında kötüleşmeler olan ve daha sonra daha kötü halde gelen hastalarımız oldu. Hatta göğüs ağrısı olan ve kalp krizi geçiren ve normal koşullarda acile başvuracak hastalar korkudan, geçer diye başvurmayıp evde kalp krizi geçirenler oldu. Kardiyoloji olarak bakacak olursak genellikle branş olarak acil hastalarla uğraşıyoruz ve kalp krizi pandemi dinlemiyor. Kütahya’da anjiyosu olup kalp krizine müdahale eden tek merkez konumun da olduğumuz için pandemi döneminde de aktif olarak çalıştık. Kovid-19 pozitif olan ve kalp krizi ile gelen hastaları acil olarak anjiyoya almak durumunda kaldık. Hem hekim hem de yardımcı personel sağlık çalışanlarımız çok büyük risk alarak işlemlere girdiler. Hem kardiyoloji servisi, hem koroner yoğun bakım hem de koroner anjiyografi ünitemizde çok sayıda sağlık çalışanımız hastalandı.  Kardiyolog arkadaşlarımızdan hastalananlar  oldu. Kardiyolojideki çalışma arkadaşlarıma ve yardımcı personel arkadaşlarımıza bu özverili çalışmalarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim.  İyi ki varlar.

 

Hipertansiyon Kovid için bir risk oluştur mu?

 

Kovid-19 ile ilgili özellikle İtalya’dan gelen ilk raporlarda hipertansiyonu, koroner arter hastalığı, diyabeti, kronik böbrek hastalığı ve obezitesi olan kişilerde daha ağır seyrettiği ve ölüm oranlarının yüksek olduğunu gösteriyordu. SARS-COV-2 (yeni tip koronavirüs) hücreye girerken ACE2 enzimini kullanıyor olması ve bu enzimimde kan basıncını düzenleyen bir sistemin parçası olması nedeniyle hipertansiyon ve Kovid-19 arasında bir bağlantı olabileceğini düşündürmüştü. Hatta hipertansiyon tedavisinde kullandığımız bazı ilaçların bu enzimin aktivitesini arttırarak virüsün hücre girişini kolaylaştırabileceği yönünde endişeleri de ortaya çıkarmıştı. Daha sonraki veriler tansiyon ilaçlarıyla böyle bir ilişkinin olmadığını hatta koruyucu olabileceğini gösterdi ve bu endişeler ortadan kalktı. Etkisi bilinmeyen bir virüsle ilk karşılaştığımız için yeni veriler geldikçe bizde daha çok şey öğrenmeye başladık. Hipertansiyon ile ilgili olarak ilk gelen verilere baktığımızda hastalığı ağır geçiren, hastaneye yatış gerektiren hastalarda yüksek oranda 60’ lara varan hipertansiyon olduğunu ortaya koydu bu verilerde hipertansiyonun bir risk faktörü olabileceğini düşündürmüştü. Ancak biz biliyoruz ki yaş artıkça normal popülasyonda da hipertansiyon tanısı artıyor. İleri yaş hastalar Kovid-19 enfeksiyonunu daha ağır geçirebiliyorlar. Hipertansiyonda bu yaş grubunda daha sık olduğu için bu yaş grubunda hipertansiyon sıklığını yüksek bulmak hipertansiyonun Kovid-19 için bir risk faktörü olduğunu göstermez. Yani hipertansiyonun bağımsız bir risk faktörü olduğunu ortaya koyan bir kanıt yok. Hipertansiyon ile Kovid-19 enfeksiyonunun ciddi ve ölümcül seyretmesi arasındaki ilişki muhtemelen iki durumunda görülme sıklığının yaş ilerledikçe artmasından kaynaklanmaktadır.

 

 

Kalp hastaları Kovid-19 enfeksiyonu için daha fazla mı riske sahip?

 

Aslında Kovid-19 enfeksiyonuna yakalanma riski herkes için benzer. Çünkü yeni bir virüs olduğu için kimsenin bağışıklığı yok. Ancak her kişide aynı klinik durum  ve ağırlıkta seyretmiyor. Virüs enfekte bir kişiden damlacık yoluyla diğer bireyin burun ve ağız mukozasından vücuda giriyor. Virüs vucuda girdikten sonra  ilk planda özellikle akciğerde direkt olarak hasara yol açabiliyor. Bunun dışında vücudun savunma mekanizmasının kontrolsüz bir şekilde uyarılmasına ve bunun sonucunda bu kontrolsüz cevabın akciğer ve diğer organ hasarını arttırdığını görüyoruz. Başlangıçta hasarı virüs oluştururken sonraki dönemlerde ise vücudun oluşturduğu kontrolsüz aşırı yanıt şikayet ve bulguların şiddetlenmesine ve hastalığın daha ağır seyredip ölümlere yollamasına neden oluyor. Tedavide de bu aşırı yanıtı baskılamaya çalışıyoruz. Kardiyoloji açısından kalp yetersizliği ve doğuştan kalp hastalığı olan kişiler daha fazla riske sahip. Virüs kalp ve damar sistemi üzerine çeşitli yollar ile hasar verebiliyor. Virüs direkt olarak kalbi etkileyip miyokardit dediğimiz kalp kası hasarına ve bunun sonucu olarak kalp yetersizliği ve ritim bozukluğuna bağlı ölümlere yol açabiliyor. Akciğeri etkileyerek akciğer hasarı ve kanda oksijen seviye düşüklüğüne yol açıp koroner kalp hastalığı ve kalp yetersizliği olan hastalarda kalp üzerindeki stresi arttırıp zaten fonksiyonu tam olmayan kalbin daha da zorlanmasına ve yetmezlik bulguları oluşmasına neden olur. Kovid-19,  inflamasyonu tetikleyerek kalbi besleyen damarlardaki plakların yırtılıp damarın tıkanmasına ve kalp krizine yol açabiliyor. Toplardamar duvarında hasara yol açıp pıhtı oluşması ve sonuçta o pıhtının kopup akciğere gitmesiyle akciğer embolisi dediğimiz durumlara yol açabiliyor. Kalp hastalığı olmayan kişilerde de bu etkilere yol açabiliyor ama kalp hastalığı olan hastalarda bu etkiler daha ağır ve ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Bu yüzden kalp hastalığı olanların olmayanlara göre riskinin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.

 

Kalp hastalarının Kovid-19 aşısı olmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

 

Kalp hastalarında Kovid-19 enfeksiyonun hem ağır geçmesi ve hem de daha ölümcül seyretme riski nedeniyle aşının mutlaka yapılmasını gerektiğini düşünüyorum. Bizde sağlık çalışanları olarak riskli grupta olduğumuz için aşımızı olduk. Bir pandeminin ortadan kalkması için toplumda bağışıklığın büyük çoğunlukla sağlanmış olması ve virüsün bulaşabilecek kişi bulamaması gerekiyor. Toplumsal bağışıklığı sağlamanın en etkili yolu da yılardan beri etkisini bildiğimiz aşılama işlemidir. Tabi aşı olan kişilerin de nasıl olsa aşılandık deyip korunma önlemlerini bırakmaması ve aynen devam etmesi gerekiyor. Umut ediyorum ki etkili bir aşılama ile Dünya bu pandeminin üstesinden gelecek eski özlem duyduğumuz günlerimize geri döneceğiz. Pandemi aslında bize bazı çok basit görülen şeylerin değerini de öğretti, örneğin maskesiz dışarıda nefes almak, birbirimize sarılmak gibi.

Sevgili Taner Şen Hocama çok teşekkür ediyorum.

Sağlıcakla kalın

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.