Eda EĞMİR YÜCEER
Köşe Yazarı
Eda EĞMİR YÜCEER
 

11 Ekim Dünya kız çocukları günü

Gözümden yaş akmadan dinleyemediğim o Sezen Aksu klasiği geliyor aklıma, Aysel GÜREL'in o muazzam sözleri ile “...yağmuru kim döküyor, Ünzile kaç koyun ediyor, dayaktan uslanalı hiçbir şey sormuyor...” bu şarkıyı dinleyip de canı yanmayanın insanlığından şüphe edesim geliyor.   Uluslararası Kız Çocukları günü, 11 Ekim 2012 tarihinden bu yana Birleşmiş Milletler kararıyla tüm dünyada kız çocuklarının uğramış oldukları her türlü ayrımcılık, kötü muamele ve eşitsizlik karşısında uluslararası düzeyde tüm toplumlarda bilinç ve farkındalık oluşturmak üzere belirlenmiş, temeli insan haklarına dayalı özelde kız çocuklarının insan haklarının irdelendiği çok anlamlı bir insanlığımızı hatırlama ve hatırlatma günü. Bu özel günde, ülkemizdeki ve tüm dünya üzerindeki kız çocuklarımızın, erkek çocuklarımızla eşit yaşam koşullarına sahip olmaları için fırsat eşitliği yaratmak, eğitim ve diğer tüm sosyal haklarını daima gözetmek, kız çocuklarımızın her türlü istismardan korunması için elbirliği ile mücadele etmemiz gerekliliği üzerine kafa yormamız, yazmamız, çizmemiz, konuşmamız ve birbirimize kız çocuklarının sırf “kız” çocuğu olmaktan ötürü uğradıkları ayrımcılığı ve istismarları hatırlatmamız gereken bir gün.   Kız çocuklarının, her türlü istismardan ve şiddetten uzak; aileleri tarafından erkek kardeşlerinin sevildiği, sayıldığı kadar sevilip, sayılan; bedenen ve ruhen sağlıklı, özgür, irade sahibi bireyler olarak yetişmeleri esasında ülkemizin ve dünya üzerindeki tüm toplumların ruh sağlığının birincil şartı olarak kabul edilebilecek düzeyde önemli.    Anne babaları tarafından erkek kardeşlerinin gördüğü sevgiyi, saygıyı, desteği, anlayışı göremeyen her kız çocuğu, yaşarken toprağa gömülmüşçesine adeta bir cahiliye devri kurbanı. Kız çocuklarımızın özgüven sahibi ve sağlıklı bireyler olarak yetişmelerini sağlamak, aileleri ile birlikte içinde yaşadığımız toplumun bir ferdi olarak her birimizin insanlık borcu.    Hiç düşündünüz mü, “...sen yapamazsın, sen kırılgansın, sen anlamazsın, sen beceremezsin, sen korkarsın...” denilerek kaç kız çocuğunun hayalleri, umutları ve en önemlisi gelecekleri yok edildi. Kaç kız çocuğu böyle böyle susmaya alıştı, hayallerinden, umutlarından ve hayatlarından vazgeçti bir biçimde nefes alıp verip yaşamaya devam etse dahi... Kaçta kaçı karşı koyabildi çocuk yaşında kendine çizilen kadere...    Kız çocuklarımızın o ışıl ışıl ruhlarına inanarak; onların zekalarına, yeteneklerine, sağduyularına, iradelerine güvenerek; özellikle eğitimin her kademesinde fırsat eşitliği sağlamak ve geleceklerinde bilimde, sanatta, sporda, siyasette, iş dünyasında bilinçli, irade sahibi kadınlar olabildiklerini görmek en büyük kaygımız olmalı insanlık adına... Kız çocuklarımızı her türlü şiddet ve istismardan korumanın en kolay çözümü, onları sevilen ve saygı duyulan birer birey olarak kabul edip, onlara daima destek olmakta saklı aslında... Tüm bu konuştuklarımızı birbirimize sık sık hatırlatmamız temennisiyle; ülkemizdeki ve dünyadaki tüm kız çocuklarımızın sadece “kız” olmalarından ötürü ayrımcılığa maruz kalmadan yaşayacakları, kızlarımız adına pozitif ayrımcılığı konuşmak zorunda kalmayacağımız, bugünün kız ve erkek çocuklarının geleceğin irade sahibi kadın ve erkek bireyleri olarak eşit yaşam haklarına sahip oldukları nice, güzel günler diliyorum insanlığa, tüm kalbimle...

11 Ekim Dünya kız çocukları günü

Gözümden yaş akmadan dinleyemediğim o Sezen Aksu klasiği geliyor aklıma, Aysel GÜREL'in o muazzam sözleri ile “...yağmuru kim döküyor, Ünzile kaç koyun ediyor, dayaktan uslanalı hiçbir şey sormuyor...” bu şarkıyı dinleyip de canı yanmayanın insanlığından şüphe edesim geliyor.

 

Uluslararası Kız Çocukları günü, 11 Ekim 2012 tarihinden bu yana Birleşmiş Milletler kararıyla tüm dünyada kız çocuklarının uğramış oldukları her türlü ayrımcılık, kötü muamele ve eşitsizlik karşısında uluslararası düzeyde tüm toplumlarda bilinç ve farkındalık oluşturmak üzere belirlenmiş, temeli insan haklarına dayalı özelde kız çocuklarının insan haklarının irdelendiği çok anlamlı bir insanlığımızı hatırlama ve hatırlatma günü. Bu özel günde, ülkemizdeki ve tüm dünya üzerindeki kız çocuklarımızın, erkek çocuklarımızla eşit yaşam koşullarına sahip olmaları için fırsat eşitliği yaratmak, eğitim ve diğer tüm sosyal haklarını daima gözetmek, kız çocuklarımızın her türlü istismardan korunması için elbirliği ile mücadele etmemiz gerekliliği üzerine kafa yormamız, yazmamız, çizmemiz, konuşmamız ve birbirimize kız çocuklarının sırf “kız” çocuğu olmaktan ötürü uğradıkları ayrımcılığı ve istismarları hatırlatmamız gereken bir gün.

 

Kız çocuklarının, her türlü istismardan ve şiddetten uzak; aileleri tarafından erkek kardeşlerinin sevildiği, sayıldığı kadar sevilip, sayılan; bedenen ve ruhen sağlıklı, özgür, irade sahibi bireyler olarak yetişmeleri esasında ülkemizin ve dünya üzerindeki tüm toplumların ruh sağlığının birincil şartı olarak kabul edilebilecek düzeyde önemli. 

 

Anne babaları tarafından erkek kardeşlerinin gördüğü sevgiyi, saygıyı, desteği, anlayışı göremeyen her kız çocuğu, yaşarken toprağa gömülmüşçesine adeta bir cahiliye devri kurbanı. Kız çocuklarımızın özgüven sahibi ve sağlıklı bireyler olarak yetişmelerini sağlamak, aileleri ile birlikte içinde yaşadığımız toplumun bir ferdi olarak her birimizin insanlık borcu. 

 

Hiç düşündünüz mü, “...sen yapamazsın, sen kırılgansın, sen anlamazsın, sen beceremezsin, sen korkarsın...” denilerek kaç kız çocuğunun hayalleri, umutları ve en önemlisi gelecekleri yok edildi. Kaç kız çocuğu böyle böyle susmaya alıştı, hayallerinden, umutlarından ve hayatlarından vazgeçti bir biçimde nefes alıp verip yaşamaya devam etse dahi... Kaçta kaçı karşı koyabildi çocuk yaşında kendine çizilen kadere... 

 

Kız çocuklarımızın o ışıl ışıl ruhlarına inanarak; onların zekalarına, yeteneklerine, sağduyularına, iradelerine güvenerek; özellikle eğitimin her kademesinde fırsat eşitliği sağlamak ve geleceklerinde bilimde, sanatta, sporda, siyasette, iş dünyasında bilinçli, irade sahibi kadınlar olabildiklerini görmek en büyük kaygımız olmalı insanlık adına... Kız çocuklarımızı her türlü şiddet ve istismardan korumanın en kolay çözümü, onları sevilen ve saygı duyulan birer birey olarak kabul edip, onlara daima destek olmakta saklı aslında... Tüm bu konuştuklarımızı birbirimize sık sık hatırlatmamız temennisiyle; ülkemizdeki ve dünyadaki tüm kız çocuklarımızın sadece “kız” olmalarından ötürü ayrımcılığa maruz kalmadan yaşayacakları, kızlarımız adına pozitif ayrımcılığı konuşmak zorunda kalmayacağımız, bugünün kız ve erkek çocuklarının geleceğin irade sahibi kadın ve erkek bireyleri olarak eşit yaşam haklarına sahip oldukları nice, güzel günler diliyorum insanlığa, tüm kalbimle...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.