Zeynep DÖNMEZ
Köşe Yazarı
Zeynep DÖNMEZ
 

SORUYORUM!

Öncelikle mailinde detaylı izaha yer verdiği ve benim hem dedikoduların önüne geçebilmeme, hem de bilmeyen insanımızı aydınlatmama fırsat verdiği için kıymetli büyüğüm Nafi Güral'a teşekkür ediyorum.    Şimdi, Söz hakkı bende.    Ben Nafi Bey'in söylediklerini yazıyı yazdıktan sonra zaten araştırmaya başlamıştım ki her biri aynı şekilde konuştu. Nafi Bey izahıyla onaylamış oldu.   SORUYORUM!   Zamanın Belediye Başkanı'na hemşehrisi olarak merakımdan soruyorum; Kimmiş, kaç kişiymiş o Ilıca'yı Nafi Bey'e peşkeş mi çekiyorsun diyen hemşerileriniz? İsim rica ediyoruz!   Benim hemşerilerim, kendi doğduğu doyduğu topraklara biri yatırım yapacak da üstelik kendi hemşerisi yatırım yapacak da karşı çıkacak öyle mi? Benim şehrime, benim insanım milyon dolarlık yatırım yapacak, binlerce insana geçim kaynağı oluşturacak ve hemşehrilerimiz müsaade etmeyecek, öyle mi?    Hadi diyelim ki karşı çıktılar kimse o hemşerileriniz… Diyemediniz mi, izah edemediniz mi Ilıca'nın gelişeceğini, yatırımın hem Ilıca için hem Kütahya için önemini? Bu yatırıma mani olunduğu için Kütahya halkından çekinmediniz de kimden ve neden çekindiniz? Ya da haklıysanız bu konuda haklı gerekçelerinizi neden kamuoyuyla net bir şekilde paylaşmadınız? Başka bişey mi vardı işin içinde bizlerin bilmediği? Bu insan, hiçbir mecburiyeti olmadığı halde yatırımlarından birini Ilıca'ya yapmak istemiş. Tek başınıza gerçekleştiremeyeceğiniz (ki görüyoruz gerçekleştiremediniz, Ilıca'nın durumu ortada…) seçim vaadinize destek olmak için, memleketi için elini taşın altına koymuş. Ama iki cümle ile adamın yatırımı hiç edilmiş. Üstelik vatandaş sanıyor ki Nafi Bey suçlu. Yıllardır aleyhinde konuşuyoruz. Nafi Güral yıllardır kamuoyuna kötü algılarla lanse ediliyor, ama o hemşehrilerimiz kimse ne isimlerini biliyoruz, ne olanları…    Bu da şehrin vebalidir… Bu da kul hakkıdır.  Yabancı yatırımcı gelir, niye geldi dersiniz, kendi hemşerimiz yatırım yapmak ister, parselledi, Kütahya'yı satın aldı dersiniz. Fabrikalarımız özelleştirilir. İleri gelenlerden beklersiniz sahip çıksın istersiniz…    Sizi memnun etmek ne mümkün?    (Yeri gelmişken özelleştirmeler zamanı gazetecilerimizden Hasan Demir'in mücadelesini de anmadan olmaz. Dönemin Milletvekili Kamer Genci Kütahya'ya getirip fabrikalara sahip çıkın, diye az uğraşmadı… Ama kimse Hasan Demir'e ve mücadelesine sahip çıkmadı…)   Bu kadim şehir, kuruluşun ve kurtuluşun şehri diye dilinize pelesenk ettiğiniz Kütahya, bir kişinin himayesinde değildir. Vatandaşın, Kütahya'da doğanlarındır. Doyanlarındır. Kim olursanız olun, bu şehre seçilmiş iseniz, size bir makam ve sorumluluk verildi ise neyi neden nasıl yaptığınızı vatandaşa açıklamak zorundasınız. Babanızın çiftliği değil o makam. Sizlerde bu memleketin ağaları, paşaları değilsiniz. Halkın teveccühünü kazanmışsınız, takdirini de kazanabilin diye getiriliyorsunuz o mevkilere. Halkın üstünde üst yoktur. Üzerine alınan dönüş yapsın, hepinize diyorum; üç beş kişi istedi diye ya da “ben bilirim” lerle keyfe keder şehrin geleceği ile oynuyorsunuz. Oynadınız. Ama artık oynayamayacaksınız. Şahit olduğumuz müddetçe, doğru olduğunu bildiğimiz müddetçe biz Kütahyalılar buna izin vermeyeceğiz…   Neden, Gürallar! Diye yazı yazdığımı merak ediyor musunuz? Çünkü bıktım. Memleketi hasetliğe, fesatlığa sürükleyenlerinizden, insanları iftira ile zan altında bırakanlarınızdan, dedikoduyla iş yapanlarınızdan, işiyle değil kişiyle uğraşanlarınızdan, oturduğu yerden konuşanlarınızdan, bir çivi çakmayanlarınızdan ama Kütahya'dan bişey olmaz, deyip hep bir şeylerin yapılmasını başkalarından bekleyenlerinizden, başkaları yapınca da bir kulp takanlarınızdan, birliği bozup dirliğe engel olanlarınızdan…   Hatta…!    Tarihimizi toprağa gömenlerinizden, kültürümüzü hiç edenlerinizden, yapılanları görmeyip yapılmayanları yapılmış gibi gösteren, insanlara algı yapıp en beceriksiz, en liyakatsiz insanları başımıza taç edenlerinizden, doğruyu eğriltenlerinizden, eğriyi doğrultanlarınızdan, tüm bunlara şehrin çıkarlarını düşünmeyip kendi menfaati için çanak tutanlarınızdan…   Halk tarafından seçilmiş olup, seçilerek gelip makamının hakkını vermeyenlerinizden, bu şehre bu şehrin insanına bir dolu vaatler verip iş icraata geldiğinde bahanelerle, yarım işlerle senelerce koltuk işgal edenlerinizden, vatandaşa tutamayacağı sözler verenlerinizden, ön görüsüz, ileriye dönük icraatlar yapmayıp şehri ellerinde hallaç pamuğu gibi oynatanlarınızdan…   Lafla gemi yürütüp, iş dümene gelince dilediği yöne çevirenlerinizden, kimilerinizin kendi beceriksizliğinizin, liyakatsızlığınızın, işin ehli olmayışınızın kabahatini başkalarına yüklemeye çalışmanızdan, iş insanlarını küstürmenizden, kendi şehrinden uzaklaştırmanızdan, yatırım yapmış insanları övülecek iken sövülecek duruma getirip kendinizi işin içinden sıyırmalarınızdan, bunlara menfaati usulü hizmet edenlerinizden de, Kütahya'yı siyasallaştıranlarınızdan da…    Bıktık.    Bıktık sizden. Hepinizden.   Kütahya'dan herşey olur, sizden hiç bir şey olmaz!   Bu arada, birkaç yakinen tanıyanlarından ve şahit olanlardan duyduğum kadarıyla da çok geçmiş bir zamanda demiş ki Nafi Bey; “Benim engellediğim tek bir yatırımcı arıyorum, duyurun bunu…”    Bu sözüne istinaden şehrime yaptığı yatırımlara ve sağladığı istihdamlara ahde vefa olarak ben bu soruyu soruyorum ve o engellediği yatırımcı var ise ki geçmişten bu güne bu safsata dolanır ama Nafi Bey benim yatırımımı engelledi, diyen de, şahit olanda çıkmamıştır. Çıkarsa ve haklılığı ispatlanırsa gazetede yayınlayacağıma ve yine Nafi Bey'den izahını isteyeceğime de söz veriyorum. Bilirsiniz yaparım.    Duyurudur! NAFİ GÜRAL'IN ENGELLEDİĞİ YATIRIMCI ARIYORUZ!

SORUYORUM!

Öncelikle mailinde detaylı izaha yer verdiği ve benim hem dedikoduların önüne geçebilmeme, hem de bilmeyen insanımızı aydınlatmama fırsat verdiği için kıymetli büyüğüm Nafi Güral'a teşekkür ediyorum. 

 

Şimdi, Söz hakkı bende. 
 

Ben Nafi Bey'in söylediklerini yazıyı yazdıktan sonra zaten araştırmaya başlamıştım ki her biri aynı şekilde konuştu. Nafi Bey izahıyla onaylamış oldu.

 

SORUYORUM!

 

Zamanın Belediye Başkanı'na hemşehrisi olarak merakımdan soruyorum; Kimmiş, kaç kişiymiş o Ilıca'yı Nafi Bey'e peşkeş mi çekiyorsun diyen hemşerileriniz? İsim rica ediyoruz!

 

Benim hemşerilerim, kendi doğduğu doyduğu topraklara biri yatırım yapacak da üstelik kendi hemşerisi yatırım yapacak da karşı çıkacak öyle mi?
Benim şehrime, benim insanım milyon dolarlık yatırım yapacak, binlerce insana geçim kaynağı oluşturacak ve hemşehrilerimiz müsaade etmeyecek, öyle mi? 

 

Hadi diyelim ki karşı çıktılar kimse o hemşerileriniz… Diyemediniz mi, izah edemediniz mi Ilıca'nın gelişeceğini, yatırımın hem Ilıca için hem Kütahya için önemini? Bu yatırıma mani olunduğu için Kütahya halkından çekinmediniz de kimden ve neden çekindiniz? Ya da haklıysanız bu konuda haklı gerekçelerinizi neden kamuoyuyla net bir şekilde paylaşmadınız? Başka bişey mi vardı işin içinde bizlerin bilmediği? Bu insan, hiçbir mecburiyeti olmadığı halde yatırımlarından birini Ilıca'ya yapmak istemiş. Tek başınıza gerçekleştiremeyeceğiniz (ki görüyoruz gerçekleştiremediniz, Ilıca'nın durumu ortada…) seçim vaadinize destek olmak için, memleketi için elini taşın altına koymuş. Ama iki cümle ile adamın yatırımı hiç edilmiş. Üstelik vatandaş sanıyor ki Nafi Bey suçlu. Yıllardır aleyhinde konuşuyoruz. Nafi Güral yıllardır kamuoyuna kötü algılarla lanse ediliyor, ama o hemşehrilerimiz kimse ne isimlerini biliyoruz, ne olanları… 
 

Bu da şehrin vebalidir… Bu da kul hakkıdır. 

Yabancı yatırımcı gelir, niye geldi dersiniz, kendi hemşerimiz yatırım yapmak ister, parselledi, Kütahya'yı satın aldı dersiniz. Fabrikalarımız özelleştirilir. İleri gelenlerden beklersiniz sahip çıksın istersiniz… 

 

Sizi memnun etmek ne mümkün? 
 

(Yeri gelmişken özelleştirmeler zamanı gazetecilerimizden Hasan Demir'in mücadelesini de anmadan olmaz. Dönemin Milletvekili Kamer Genci Kütahya'ya getirip fabrikalara sahip çıkın, diye az uğraşmadı… Ama kimse Hasan Demir'e ve mücadelesine sahip çıkmadı…)

 

Bu kadim şehir, kuruluşun ve kurtuluşun şehri diye dilinize pelesenk ettiğiniz Kütahya, bir kişinin himayesinde değildir. Vatandaşın, Kütahya'da doğanlarındır. Doyanlarındır. Kim olursanız olun, bu şehre seçilmiş iseniz, size bir makam ve sorumluluk verildi ise neyi neden nasıl yaptığınızı vatandaşa açıklamak zorundasınız. Babanızın çiftliği değil o makam. Sizlerde bu memleketin ağaları, paşaları değilsiniz. Halkın teveccühünü kazanmışsınız, takdirini de kazanabilin diye getiriliyorsunuz o mevkilere. Halkın üstünde üst yoktur. Üzerine alınan dönüş yapsın, hepinize diyorum; üç beş kişi istedi diye ya da “ben bilirim” lerle keyfe keder şehrin geleceği ile oynuyorsunuz. Oynadınız. Ama artık oynayamayacaksınız. Şahit olduğumuz müddetçe, doğru olduğunu bildiğimiz müddetçe biz Kütahyalılar buna izin vermeyeceğiz…
 


Neden, Gürallar! Diye yazı yazdığımı merak ediyor musunuz? Çünkü bıktım. Memleketi hasetliğe, fesatlığa sürükleyenlerinizden, insanları iftira ile zan altında bırakanlarınızdan, dedikoduyla iş yapanlarınızdan, işiyle değil kişiyle uğraşanlarınızdan, oturduğu yerden konuşanlarınızdan, bir çivi çakmayanlarınızdan ama Kütahya'dan bişey olmaz, deyip hep bir şeylerin yapılmasını başkalarından bekleyenlerinizden, başkaları yapınca da bir kulp takanlarınızdan, birliği bozup dirliğe engel olanlarınızdan…
 

Hatta…! 
 

Tarihimizi toprağa gömenlerinizden, kültürümüzü hiç edenlerinizden, yapılanları görmeyip yapılmayanları yapılmış gibi gösteren, insanlara algı yapıp en beceriksiz, en liyakatsiz insanları başımıza taç edenlerinizden, doğruyu eğriltenlerinizden, eğriyi doğrultanlarınızdan, tüm bunlara şehrin çıkarlarını düşünmeyip kendi menfaati için çanak tutanlarınızdan…

 

Halk tarafından seçilmiş olup, seçilerek gelip makamının hakkını vermeyenlerinizden, bu şehre bu şehrin insanına bir dolu vaatler verip iş icraata geldiğinde bahanelerle, yarım işlerle senelerce koltuk işgal edenlerinizden, vatandaşa tutamayacağı sözler verenlerinizden, ön görüsüz, ileriye dönük icraatlar yapmayıp şehri ellerinde hallaç pamuğu gibi oynatanlarınızdan…

 

Lafla gemi yürütüp, iş dümene gelince dilediği yöne çevirenlerinizden, kimilerinizin kendi beceriksizliğinizin, liyakatsızlığınızın, işin ehli olmayışınızın kabahatini başkalarına yüklemeye çalışmanızdan, iş insanlarını küstürmenizden, kendi şehrinden uzaklaştırmanızdan, yatırım yapmış insanları övülecek iken sövülecek duruma getirip kendinizi işin içinden sıyırmalarınızdan, bunlara menfaati usulü hizmet edenlerinizden de, Kütahya'yı siyasallaştıranlarınızdan da… 

 

Bıktık. 

 

Bıktık sizden. Hepinizden.

 

Kütahya'dan herşey olur, sizden hiç bir şey olmaz!

 


Bu arada, birkaç yakinen tanıyanlarından ve şahit olanlardan duyduğum kadarıyla da çok geçmiş bir zamanda demiş ki Nafi Bey; “Benim engellediğim tek bir yatırımcı arıyorum, duyurun bunu…” 

 

Bu sözüne istinaden şehrime yaptığı yatırımlara ve sağladığı istihdamlara ahde vefa olarak ben bu soruyu soruyorum ve o engellediği yatırımcı var ise ki geçmişten bu güne bu safsata dolanır ama Nafi Bey benim yatırımımı engelledi, diyen de, şahit olanda çıkmamıştır. Çıkarsa ve haklılığı ispatlanırsa gazetede yayınlayacağıma ve yine Nafi Bey'den izahını isteyeceğime de söz veriyorum. Bilirsiniz yaparım. 
 

Duyurudur! NAFİ GÜRAL'IN ENGELLEDİĞİ YATIRIMCI ARIYORUZ!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.