Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
Köşe Yazarı
Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
 

Düğün ve Eğlence Adabı

Cemiyetler ve düğünler, toplumu canlandıran ve devamlı hareketliliğini sağlayan çok önemli olgular ve sosyal realitelerdir. Elbette cemiyetlere ve düğünlere katılım, davetlerle ve duyurularla gerçekleşmektedir. Evet herkesin eşi, dostu, tanıdığı ve akrabası vardır. Bir cemiyet ve düğün yapacağında onları davet eder. Çünkü kendisi de daha önce yapılan cemiyetlere ve düğünlere davet edilmiştir. İşte böylece karşılıklı olarak cemiyetlere davetler toplumda gerçekleşir. Bugün artık davetler ve duyurular çok daha hızlı bir şekilde sosyal mecralarda ve dijital ortamlarda daha fazla kişilere ulaştırılabilmektedir. Hal böyle olunca da etkileşim ve geri dönüşümler de çokça gerçekleşmekte ve hızlı bir şekilde haberleşme meydana gelmektedir. Davete icabet etmek te dini ve insani bir hak ve sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Esiri özgürlüğe kavuşturun, davet edene icabet edin ve hastayı ziyaret edin.” (Buhari, Nikah, 72). Aile yuvası kurmak; Kitap, Sünnet ve İcma ile sabit olan bir husustur. Nikah akdini kurallarına göre, şahitler huzurunda ve eşlerin icap ve kabulleriyle ve de kadının hakkı olan mehrin belirlenmesiyle gerçekleştirmek önem arz etmektedir. Aile yuvası; insanlara güven, huzur, mutluluk ve emniyet sağlar. İnsan neslinin sağlıklı bir şekilde devamına izin verir. Özel ve mahrem hayatın gerçekleşmesi için ve korunması için aile yuvasına sahip olmak çok önem arz etmektedir.  Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmaktadır: “Haram olan (ilişki) ile helal olan (nikah) arasındaki ayırıcı özellik, def çalmak ve şarkı söylemek (suretiyle de) duyurmaktır.” (Tirmizi, Nikah ,6). Yine düğünlerde ve diğer cemiyetlerde de yemek vermek ve izzet-i ikramda bulunmak önemli konulardandır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) konuyla ilgili olarak şöyle buyurur: “İlk gün velime (düğün yemeği, ziyafet vermek) yerinde ve olması gereken bir iştir. İkinci gün (yemek vermek) adettendir. Üçüncü gün (yemek vermek) ise riya ve gösteriştir.” (İbn Mace, Nikah ,25). Abdurrahman bin Avf'ın evlendiğini öğrendiği zaman yine Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Bir koyun keserek te olsa düğün yemeği ver!” (Buhari, Büyu',1). Şu önemli gerçeği de aklımızdan çıkarmamak gerekmektedir. Çünkü düğünlerde ve cemiyetlerdeki izzet-i ikram ve eğlenceler ömrümüzde sayılı günlerde gerçekleşmektedir. Bu da konunun çok önemli ve hassas olduğunu bizlere göstermektedir.  Özellikle günümüzde eğlenceye çokça önem verilmektedir. Eğlenilerek faydalı ve yararlı şeylerin öğrenilmesi ve kazanılması çokça önemli ve değerlendirilmesi gereken konudur. Düğün ve eğlence adabında, her konuda olduğu gibi kul hakları ihlallerinden sakınılmalıdır. Eğlenirken şarkı sözlerinin günah ve haram sözlerden olmamasına çokça dikkat etmek gerekmektedir. Bir taraf eğlenirken, diğer tarafın da hakları çiğnenerek mahrum edilerek rahatsız edilmemesi gerekli olan hususlardandır. Dinimizde eğlence yasaklanmamıştır ama belirli kurallarla ve helallerle yapılmasına izin verilmiştir. Eğlencelerde, meşruiyet önemli olmakla birlikte haramlardan ve zararlı şeylerden de uzak durulmalıdır. Dini bir kurum olan aile yuvasının kuruluşunda, dini cemiyet olan sünnet düğünlerinde ve Peygamber ocağı olarak kabul edilen askere giderken asker uğurlama merasimlerinde ve de diğer cemiyetlerde ve düğünlerde asla haramlar işlenmez ve işlenmemelidir. Düğün eğlencelerinde israf ve alkolden uzak durulmalı ve sakınılmalıdır. Düğün gülüp oynamak ve hoşça vakit geçirmektir. Şu atasözümüzde konumuza ışık tutmaktadır: “Düğüne giden oynamaya; ölüye giden ağlamaya gider.” Peygamber Efendimiz (S.A.V.), zaman zaman deve yarışları düzenlemiştir. Hatta özel olarak yarış için hazırlanan atlar ve yük beygirleri arasında ayrı ayrı yarış düzenlediğine dair ve kazananları da ödüllendirdiğine dair rivayetler vardır. (Buhari, Salat, 41; Cihad, 56-57). Tüm düğünlerimizin ve cemiyetlerimizin hayırlı ve mübarek olmasını temenni ederim. Selam ve dua ile her şey gönlümüzce olsun efendim. ■ BİR AYET-İ KERİME  “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz ki Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.” (en-Nisa, 4/ 1). ■ BİR HADİS-İ ŞERİF “Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam vermek, selam almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye katılmak, aksırana 'yerhamükellah' demektir.” (Buhari, Cenaiz, 2). ■ BİR DUA  Ey Allah'ım! Sevdir bize sevdiklerini, yerdir bize yerdiklerini, Allah'ım! Bizlere yardımını esirgeme ve bol bol lütfeyle, aile yuvalarımıza güzel geçimler ihsan eyle, çoluk-çocuklarımızın istikballerini parlak eyle, Allah'ım! Bizleri her türlü zararlardan, ziyanlardan ve haramlardan koruyarak muhafaza buyur, hayatımızı helallerini tercih ederek ve emirlerini yerine getirerek yaşamayı ihsan buyur ve evlenenlere iki cihan saadeti ve bereketler ve de mutluluklar lütfeyle Allah'ım! Aile yuvalarımızı her türlü belalardan ve felaketlerden koru. ■ BİR FETVA  Günah olduğu bilinen eğlenceye katılmak caiz değildir. Düğünlerde herkes saygınlığını korumalıdır. İsraf, tüketim çılgınlığı, başkalarını rahatsız etmek ve kul hakları ihlalleri gibi her türlü kötülük, düğün eğlencesinde yer almamalıdır. Düğün eğlencelerinde helal olanlar ve meşru olanlar tercih edilmelidir. Kendimiz olmak ve kültürümüze uygun davranmak; düğün eğlencesi adabındandır. Düğün eğlencelerinde haramlardan ve haramlara götürecek yollardan da uzak durmak gerekmektedir.

Düğün ve Eğlence Adabı

Cemiyetler ve düğünler, toplumu canlandıran ve devamlı hareketliliğini sağlayan çok önemli olgular ve sosyal realitelerdir. Elbette cemiyetlere ve düğünlere katılım, davetlerle ve duyurularla gerçekleşmektedir. Evet herkesin eşi, dostu, tanıdığı ve akrabası vardır. Bir cemiyet ve düğün yapacağında onları davet eder. Çünkü kendisi de daha önce yapılan cemiyetlere ve düğünlere davet edilmiştir. İşte böylece karşılıklı olarak cemiyetlere davetler toplumda gerçekleşir. Bugün artık davetler ve duyurular çok daha hızlı bir şekilde sosyal mecralarda ve dijital ortamlarda daha fazla kişilere ulaştırılabilmektedir. Hal böyle olunca da etkileşim ve geri dönüşümler de çokça gerçekleşmekte ve hızlı bir şekilde haberleşme meydana gelmektedir. Davete icabet etmek te dini ve insani bir hak ve sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Esiri özgürlüğe kavuşturun, davet edene icabet edin ve hastayı ziyaret edin.” (Buhari, Nikah, 72).

Aile yuvası kurmak; Kitap, Sünnet ve İcma ile sabit olan bir husustur. Nikah akdini kurallarına göre, şahitler huzurunda ve eşlerin icap ve kabulleriyle ve de kadının hakkı olan mehrin belirlenmesiyle gerçekleştirmek önem arz etmektedir. Aile yuvası; insanlara güven, huzur, mutluluk ve emniyet sağlar. İnsan neslinin sağlıklı bir şekilde devamına izin verir. Özel ve mahrem hayatın gerçekleşmesi için ve korunması için aile yuvasına sahip olmak çok önem arz etmektedir. 

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmaktadır: “Haram olan (ilişki) ile helal olan (nikah) arasındaki ayırıcı özellik, def çalmak ve şarkı söylemek (suretiyle de) duyurmaktır.” (Tirmizi, Nikah ,6). Yine düğünlerde ve diğer cemiyetlerde de yemek vermek ve izzet-i ikramda bulunmak önemli konulardandır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) konuyla ilgili olarak şöyle buyurur: “İlk gün velime (düğün yemeği, ziyafet vermek) yerinde ve olması gereken bir iştir. İkinci gün (yemek vermek) adettendir. Üçüncü gün (yemek vermek) ise riya ve gösteriştir.” (İbn Mace, Nikah ,25). Abdurrahman bin Avf'ın evlendiğini öğrendiği zaman yine Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Bir koyun keserek te olsa düğün yemeği ver!” (Buhari, Büyu',1). Şu önemli gerçeği de aklımızdan çıkarmamak gerekmektedir. Çünkü düğünlerde ve cemiyetlerdeki izzet-i ikram ve eğlenceler ömrümüzde sayılı günlerde gerçekleşmektedir. Bu da konunun çok önemli ve hassas olduğunu bizlere göstermektedir. 

Özellikle günümüzde eğlenceye çokça önem verilmektedir. Eğlenilerek faydalı ve yararlı şeylerin öğrenilmesi ve kazanılması çokça önemli ve değerlendirilmesi gereken konudur. Düğün ve eğlence adabında, her konuda olduğu gibi kul hakları ihlallerinden sakınılmalıdır. Eğlenirken şarkı sözlerinin günah ve haram sözlerden olmamasına çokça dikkat etmek gerekmektedir. Bir taraf eğlenirken, diğer tarafın da hakları çiğnenerek mahrum edilerek rahatsız edilmemesi gerekli olan hususlardandır. Dinimizde eğlence yasaklanmamıştır ama belirli kurallarla ve helallerle yapılmasına izin verilmiştir. Eğlencelerde, meşruiyet önemli olmakla birlikte haramlardan ve zararlı şeylerden de uzak durulmalıdır. Dini bir kurum olan aile yuvasının kuruluşunda, dini cemiyet olan sünnet düğünlerinde ve Peygamber ocağı olarak kabul edilen askere giderken asker uğurlama merasimlerinde ve de diğer cemiyetlerde ve düğünlerde asla haramlar işlenmez ve işlenmemelidir. Düğün eğlencelerinde israf ve alkolden uzak durulmalı ve sakınılmalıdır. Düğün gülüp oynamak ve hoşça vakit geçirmektir. Şu atasözümüzde konumuza ışık tutmaktadır: “Düğüne giden oynamaya; ölüye giden ağlamaya gider.” Peygamber Efendimiz (S.A.V.), zaman zaman deve yarışları düzenlemiştir. Hatta özel olarak yarış için hazırlanan atlar ve yük beygirleri arasında ayrı ayrı yarış düzenlediğine dair ve kazananları da ödüllendirdiğine dair rivayetler vardır. (Buhari, Salat, 41; Cihad, 56-57). Tüm düğünlerimizin ve cemiyetlerimizin hayırlı ve mübarek olmasını temenni ederim. Selam ve dua ile her şey gönlümüzce olsun efendim.

■ BİR AYET-İ KERİME 
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz ki Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.” (en-Nisa, 4/ 1).

■ BİR HADİS-İ ŞERİF
“Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam vermek, selam almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye katılmak, aksırana 'yerhamükellah' demektir.” (Buhari, Cenaiz, 2).

■ BİR DUA 
Ey Allah'ım! Sevdir bize sevdiklerini, yerdir bize yerdiklerini, Allah'ım! Bizlere yardımını esirgeme ve bol bol lütfeyle, aile yuvalarımıza güzel geçimler ihsan eyle, çoluk-çocuklarımızın istikballerini parlak eyle, Allah'ım! Bizleri her türlü zararlardan, ziyanlardan ve haramlardan koruyarak muhafaza buyur, hayatımızı helallerini tercih ederek ve emirlerini yerine getirerek yaşamayı ihsan buyur ve evlenenlere iki cihan saadeti ve bereketler ve de mutluluklar lütfeyle Allah'ım! Aile yuvalarımızı her türlü belalardan ve felaketlerden koru.

■ BİR FETVA 
Günah olduğu bilinen eğlenceye katılmak caiz değildir. Düğünlerde herkes saygınlığını korumalıdır. İsraf, tüketim çılgınlığı, başkalarını rahatsız etmek ve kul hakları ihlalleri gibi her türlü kötülük, düğün eğlencesinde yer almamalıdır. Düğün eğlencelerinde helal olanlar ve meşru olanlar tercih edilmelidir. Kendimiz olmak ve kültürümüze uygun davranmak; düğün eğlencesi adabındandır. Düğün eğlencelerinde haramlardan ve haramlara götürecek yollardan da uzak durmak gerekmektedir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.