Mehmet GÜREL
Köşe Yazarı
Mehmet GÜREL
 

Dönemin ilk günü...

Dönemin ilk günü...   Bugün dönemin ilk günüydü. Her dönem olduğu gibi öğrencilerimize bir dönem boyunca hazırlayacakları projenin konusunu anlattık. Tanıştık. Biraz da sohbet ettik. Sevgili Taner Apaydın Hocamla aynı konuyu verdik bu dönem öğrencilerimize.  O nedenle ilk dersimizi ortak yapma kararı almıştık... Konuyu anlattıktan, dönem içinde neler istediğimizden kısaca bahsettikten sonra, “sorusu olan var mı?” dedik. “Mutlaka aklınızda bir sürü soru vardır.” dedik. Her sene olduğu gibi. Biraz yüreklendirme, biraz alaydan sonra ilk parmak kalktı. “Hocam...........” Soruyu aldık ve cevapladık. Uzun uzun. Detaylarına inerek. Konu hakkında başka soru sorulamayacak kadar bir TANER Hoca bir ben cevapladık. Başka dedik, bir tane daha çıktı... Aynı şekilde o da cevabını buldu. İki tecrübeli hocadan... “Var mı başka sorusu olan?” ............   “Arkadaşlar konu üzerinde hiç mi sorunuz yok...?” ..............   “Hocam anlaşıldı arkadaşlar anlattıklarımızı anlamışlar, soruları yok. Haftaya projeleri bekliyoruz...” dedim. Gülüşmeler. Kıkırdamalar... “Arkadaşlar sizler ne kadar soru sorarsanız bizden o kadar fazla şey öğrenmiş olursunuz…” Diye başlayan sohbetimiz de bir saat kadar sürdü. Nasihat vermek, hiç hoşlanmadığım bir şey. Sadece yönlendirebilmek ti amacımız. Nutuk dinlemek de gençler için hiç çekilmeyeceğinden bir saatte tamamladık... Çıkarken esnemiyorlardı... Ama bu derste anlattıklarımız kaçının kafasında yer eder bilemiyorum, gelecekte kim hatırlar da başkalarına anlatır kestiremiyorum ama ilk günde anlatacaklarımız zaten belli ve devamlı söylediğimiz şeylerdi... - Kalem, kâğıtla dost olun. Ne kadar çizerseniz beyninizin tasarım kabiliyetini geliştirir, üç boyutlu düşünmeyi güçlendirirsiniz. Kafada canlandırma (tahayyül) işini yazılımlara bırakmayın. - Çalışacağınız konuyu ne kadar çok araştırır, kendinize tasarım yolları belirleyebilirseniz dönem sonunda o kadar mutlu olursunuz. - Siz ne kadar gayretliyseniz biz de o kadar öğretmeye çabalarız. - Dönem sonunda mutlaka fiziki bir proje görmek isteriz. Mimarın küreği laf değil kalemdir... ............. İşte böyleydi ilk gün dersi.   Öğrenciler, bizi tanıyan, tanımayan hepsi, az çok fikir sahibi olmuşlardı.   Gerisi mi? İş onlarda bitiyor. Ne öğreneceklerse onlara bağlı. Gelecekleri de...   Ne istedikleri çok önemli...   Dünyadaki eş değerleri ile gerçekten eşit eğitim şartlarına sahipler mi? Aldıkları öğretimin aslında kendilerine sadece bir diploma kazandırmayacağı mı? Üretmeden kazanılamayacağı, öğrenmeden de üretilmeyeceği mi? Gelişimin bireyden başladığı mı? Azın çok, basitin ise en iyisi olduğu mu? Zorlukların her zaman karşılarına çıkacağı, ancak asıl sıkıntının onları aşmayı göze alamamak olduğu mu? Emekli hayatını unutmaları, hayal bile etmemeleri, “Ömür boyu öğren, ömür boyu üret.” sloganını kendilerine düstur edinmeleri mi?   Yurttaşlık kavramının sadece ülke, tarih, ata, bayrak kavramlarından değil ahlaklı olmaktan ve üretken olmaktan da geçtiğini mi?   Sağlıcakla kalın…   Mehmet Gürel 17.10.2021

Dönemin ilk günü...

Dönemin ilk günü...

 

Bugün dönemin ilk günüydü. Her dönem olduğu gibi öğrencilerimize bir dönem boyunca hazırlayacakları projenin konusunu anlattık. Tanıştık. Biraz da sohbet ettik.

Sevgili Taner Apaydın Hocamla aynı konuyu verdik bu dönem öğrencilerimize.  O nedenle ilk dersimizi ortak yapma kararı almıştık...

Konuyu anlattıktan, dönem içinde neler istediğimizden kısaca bahsettikten sonra, “sorusu olan var mı?” dedik. “Mutlaka aklınızda bir sürü soru vardır.” dedik. Her sene olduğu gibi. Biraz yüreklendirme, biraz alaydan sonra ilk parmak kalktı.

“Hocam...........”

Soruyu aldık ve cevapladık. Uzun uzun. Detaylarına inerek. Konu hakkında başka soru sorulamayacak kadar bir TANER Hoca bir ben cevapladık.

Başka dedik, bir tane daha çıktı...

Aynı şekilde o da cevabını buldu. İki tecrübeli hocadan...

“Var mı başka sorusu olan?”

............

 

“Arkadaşlar konu üzerinde hiç mi sorunuz yok...?”

..............

 

“Hocam anlaşıldı arkadaşlar anlattıklarımızı anlamışlar, soruları yok. Haftaya projeleri bekliyoruz...” dedim.

Gülüşmeler. Kıkırdamalar...

“Arkadaşlar sizler ne kadar soru sorarsanız bizden o kadar fazla şey öğrenmiş olursunuz…”

Diye başlayan sohbetimiz de bir saat kadar sürdü.

Nasihat vermek, hiç hoşlanmadığım bir şey. Sadece yönlendirebilmek ti amacımız. Nutuk dinlemek de gençler için hiç çekilmeyeceğinden bir saatte tamamladık...

Çıkarken esnemiyorlardı...

Ama bu derste anlattıklarımız kaçının kafasında yer eder bilemiyorum, gelecekte kim hatırlar da başkalarına anlatır kestiremiyorum ama ilk günde anlatacaklarımız zaten belli ve devamlı söylediğimiz şeylerdi...

- Kalem, kâğıtla dost olun. Ne kadar çizerseniz beyninizin tasarım kabiliyetini geliştirir, üç boyutlu düşünmeyi güçlendirirsiniz. Kafada canlandırma (tahayyül) işini yazılımlara bırakmayın.

- Çalışacağınız konuyu ne kadar çok araştırır, kendinize tasarım yolları belirleyebilirseniz dönem sonunda o kadar mutlu olursunuz.

- Siz ne kadar gayretliyseniz biz de o kadar öğretmeye çabalarız.

- Dönem sonunda mutlaka fiziki bir proje görmek isteriz. Mimarın küreği laf değil kalemdir...

.............

İşte böyleydi ilk gün dersi.

 

Öğrenciler, bizi tanıyan, tanımayan hepsi, az çok fikir sahibi olmuşlardı.

 

Gerisi mi? İş onlarda bitiyor. Ne öğreneceklerse onlara bağlı. Gelecekleri de...

 

Ne istedikleri çok önemli...

 

  • Dünyadaki eş değerleri ile gerçekten eşit eğitim şartlarına sahipler mi?
  • Aldıkları öğretimin aslında kendilerine sadece bir diploma kazandırmayacağı mı?
  • Üretmeden kazanılamayacağı, öğrenmeden de üretilmeyeceği mi?
  • Gelişimin bireyden başladığı mı?
  • Azın çok, basitin ise en iyisi olduğu mu?
  • Zorlukların her zaman karşılarına çıkacağı, ancak asıl sıkıntının onları aşmayı göze alamamak olduğu mu?
  • Emekli hayatını unutmaları, hayal bile etmemeleri, “Ömür boyu öğren, ömür boyu üret.” sloganını kendilerine düstur edinmeleri mi?

 

Yurttaşlık kavramının sadece ülke, tarih, ata, bayrak kavramlarından değil ahlaklı olmaktan ve üretken olmaktan da geçtiğini mi?

 

Sağlıcakla kalın…

 

Mehmet Gürel

17.10.2021

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.