İş hayatına atılma yaşları ve çoğunun artık oy kullanma yaşına gelmelerinden dolayı herkesin gözü “Z kuşağı” olarak adlandırılan nesil üzerinde.. İlk önce kuşakları tanıyalım. Sosyologların ve bu konuda bilimsel çalışmalar yapanların genel anlamda yaptıkları kuşak tanımı şu şekilde ; 1925-1945: Sessiz Kuşak (Silent Generation) 1946-1964: Bebek Patlaması (Baby Boomer) 1965-1979: X Kuşağı 1980-1995: Y Kuşağı (Millennials) 1996-2020: Z Kuşağı   2020’den sonra doğanlar : Alfa Kuşağı Diğer kuşakları enine boyuna değerlendirmekten ziyade “Z kuşağı” ve onunla ilintili “X ve Y kuşaklarından” bahsetmek yeterli olacaktır. Alfa kuşağını henüz tanıma şansımız olmadığı için o kuşaktan da bahsetmemize gerek olmadığını düşünüyorum.. Nedir bu Z kuşağı? Yaşam tarzları, davranış şekilleri, siyasete ve dünyaya bakış açıları nasıldır? Haklarında yapılan yorumları okuduğunuzda ya da gözlemlediğinizde çok şaşırıyorsunuz bir kere..Çok mükemmel bir nesil olduğu yönünde görüş bildirenler de var, komple işe yaramaz bir nesil olarak görenler de var..Ortası yok. Ben en çok bu kuşakla ilgili söylenmiş “ Her gördüğü ekranı parmakla iteleyen nesil ” tabirini sevmiştim. En bilindik özellikleri teknolojiyle iç içe hatta teknolojik ürünlere bağımlı yaşamaları. Teknolojik ürünler hayatlarının temeli..Bu nedenle hayatın gerçeklerine,  zorluklarına ve sosyal hayata uyum sağlamakta güçlük çekiyorlar. İnsanlarla iletişimleri kopuk çoğunun, dünyayı ve hayatı internet üzerinden çözümleyebileceklerini zannediyorlar. Her şeyin basitine ve pratiğine kaçıyorlar. Toplumun ve ailenin otoritesine karşılar, boyun eğmez ve bu konuda inatçı bir yapıları var, umursamaz tavırlar da çok görülmekte..Sabırsızlar, her istediklerinin anında yerine getirilmesini istiyorlar. İnternetten alışveriş yapmak en büyük keyifleri, tüketim toplumunun en büyük canavarları.. Dijital dünyanın çocukları oldukları için dikkatleri çabuk dağılıyor ve çoğu çevresindeki olaylara odaklanmakta zorluk çekiyor. Kıyafette, ayakkabıda, makyaj malzemesinde marka odaklılar. Aynı miktar harcamayla üç ürün alabileceği parayı tek bir marka ürüne vermekten çekinmiyorlar. Çok fazla televizyon seyretmiyorlar..Herkesin beğendiği yıldızlardan ziyade kendi film ve müzik yıldızları var. Yıldızlara göre de tarz ve kıyafet var tabiî ki.. X ve Y kuşağının fazlaca kullandığı sosyal medya aracı olan “facebook” u hiç kendilerine göre bulmuyorlar. Çoğu twitter, instagram, snapchat ve youtube uygulamalarını kullanmakta..Eminim çoğunun hedefinde ve hayalinde bir gün ilgi gösterdiği konuda tanınmış bir “Youtuber”olmak  var. Her türlü bilgiyi internet üzerinden aldıkları için ezber yetileri hiç yok ve ezberci değiller. Her yere telefon GPRS uygulamaları sayesinde gittikleri için şarjları bittiğinde ya da internetleri olmadığı anda kaybolma ihtimalleri yüksek. Genelde yalnızlığı ve yalnız kalmayı düşünen bireysel nesil. Odası varsa saatlerce odasında kendi halinde aile üyeleriyle iletişimsiz yaşamakta çoğu.. Çok mu yerden yere vurduk ne? Z kuşağı çocuklara sahip X kuşağı bir ebeveyn olarak çok da üzerlerine gitmeyeyim iyisi mi.. Bir de madalyonun öbür tarafına bakalım isterseniz.. Diğer kuşak üyelerine nazaran daha araştırmacı ve cesurlar. Karar verme aşamasında çok fazla kaynak kullanıp, acele etmiyorlar ve daha sorgulayıcılar.. Bilgiye hızlı ulaşabilmeleri onları analitik düşünme ve özgüven konusunda güçlü kılmakta.. Önceki nesillere göre daha girişimciler ve yaratıcı hedefler koymakta çok üst seviyedeler. Henüz lise çağında kendi işlerini kurma yönünde atılım yapabilen, bu konuda tecrübe edinmek adına part-time çalışmayı da göze alanları mevcut. Gelenekçilikten uzaklar, ufukları sonsuz.. Eğer kendilerine bir haksızlık yapılmışsa asla susmuyorlar. Demokrasiye, özgürlüğe, insan haklarına, çevreye, hayvan haklarına karşı çok duyarlılar ve bu konuda kimi sosyal medya platformlarında kimi ise birebir sahada etkin şekilde görev almakta.. Diğer kuşaklara göre alkol, uyuşturucu ve sigara kullanımı daha az. Bu konuda bilinçli çoğu Okul dışındaki aktivite olarak müzik, tiyatro ve spor ile uğraşmaktalar. Sağlıklı ve düzenli beslenmenin de bilincindeler.. Daha barışçıllar ve din, dil, ırk, mezhep gibi nedenlerden dolayı insanları ayrıştırmıyorlar. Dünya onlar için çok küçük, evrensel anlamda dostluklar, arkadaşlıklar kurmakta çok yetenekliler ve bunu kendilerini geliştirme anlamında çok yerinde kullanıyorlar..Ev araba almak yerine dünyayı tanımak ve gezmek amacıyla  para kazanmayı daha çok tercih ediyorlar. Evet, gelelim konuya girişte bahsettiğim oy kullanma konusundaki siyasi görüş ve tercihlerine; Kendilerini tek tip bir ideolojiye, ideolojik gruba ya da partiye ait hissetmiyor çoğu. Milliyetçi, Atatürkçü, muhafazakar gibi kategorilere ayrılmak istemiyorlar. Evrensel değerlere daha fazla bağımlılar. Siyasetçilerin kavgacı, sert, buyurgan ve dikte edici hamasi sözlerini hiç onaylamıyorlar. Ülkemizde siyaset genel anlamda bu mecrada yapıldığı için ilk yapılacak seçimde Siyasilerin işinin ne kadar zor olduğu da aşikar. Z Kuşağı siyasi anlamda ülkenin kaderini değiştirebilecek, siyaseten taşları yerinden oynatabilecek bir potansiyel oya sahip. Seçimden zaferle çıkmak isteyen partiler Z Kuşağını gerçek anlamda anlamalı, onlara uygun politik söylemlerde bulunmalı, onları kazanmayı kendilerine hedef koymalıdır. Çocukları o kuşak bu kuşak diye ayırt etmemize tabii ki gerek yok. Onların yetişme tarzından, davranış şekillerinden ve toplumdaki yerinden ilk önce bizler sorumluyuz. Ne kuşağı olursa olsun onlar bizim çocuklarımız.. Bizim geçmişten geleceğe uzanacak köprülerimiz.. Bizim canlarımız.. Bizim umutlarımız ve yarınlarımız.. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Bütün ümidimiz.”dir. Sağlıkla kalın..