İsa ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
İsa ÖZTÜRK
 

Ayak İzlerimiz

Geçen haftanın gündemini WhatsApp'ın 4 Ocak tarihinde yapmış olduğu “Gizlilik İlkesi ve yeniden düzenlenmesi” ile ilgili bildirimi belirledi. Buna göre kullanıcılardan “hesap bilgileri, mesajlar, konum bilgileri gibi birçok verinin Facebook'a ait şirketlerle paylaşılmasını içeren” yeni koşullarının 8 Şubat'a kadar onaylanması talep edildi. WhatsApp, yeni koşulların kabul edilmemesi durumunda uygulamanın kullanılamayacağını belirtti. Malumunuz olmak üzere aynı kişiye ait bu iki sosyal medya mecrasının aldığı bu karar sonrasında ise twitter'da  #whatsappısiliyoruz  etiketiyle binlerce protesto tweti atıldı. Yetmedi herkes nereden çıktığı belli olmayan, kim tarafından kaleme alındığı bilinmeyen, Kadıköy 1. Noterinin bile işin içine karıştırıldığı, hukuki hiçbir dayanağının olmadığını düşündüğüm meşhur “Kopyala/Yapıştır” paylaşımlarını arka arkaya sanal aleme bıraktı. Burada en etken düşünce şeklinin “Aman ne olacak, elime yapışacak değil ya, kopyala/yapıştır gitsin, neme lazım doğrudur moğrudur başımıza bela almayayım” olduğuna eminim.. Bu konuda kimseyi yargılamıyorum ama bu satıp tapusunu verdiğiniz evi alan kişiye “burada oturamazsın” diye izin vermemek gibi bir şey..   Mark Zuckerberg'e kafa tutup resimlerimi, videolarımı paylaşırsan ben sorumluluk kabul etmem kardeşim ona göre haa diye parmak sallayanlar oldu. Ülkede herkes CİA'ya, KGB'ye, MOSSAD'a çalışıyor sanki de yazdığı whatsapp mesajlarının deşifre edilmesinden, ses kayıtlarının ortaya dökülmesinden korkar oldu. Bu kadar önemsemeyin arkadaşlar kendinizi, ne yapacak Allasen adamlar senin uygulama üzerinde yaptığın geyik muhabbetlerini? Ne yapacak senin halı saha grubundaki maçla ilgili yorumlarını  maç saatini? Ne yapacak senin ıslak kek tarifini? Ne işine yarayacak işyerindeki arkadaşının kıyafetini saçını başını eleştirdiğin dedikodular?..   Sanıyor musunuz ki bu uygulamaları size bedavaya kullandırıyorlar? Bunun bedeli ne derseniz? Bunun bedeli dünyanın en değerli hazinesi olan “Veri Toplamak” Verileri ise sosyal medya ya da internet üzerinde bıraktığımız “Ayak İzlerimizi” takip ederek sağlıyorlar.  Bu verileri kendimiz bile isteye üye olarak ya da uygulamayı indirirken verdiğimiz izinlerle güle oynaya veriyoruz zat-ı muhteremlere.. Tatile gidiyorsunuz gittiğiniz mekanları paylaşıyorsunuz, denize mi gittiniz ya da orman içinde sessiz sedasız doğayla baş başa bir mekana mı gittiniz bunları paylaşıyorsunuz. Sen değil misin her yediğini içtiğini paylaşan?  Sen değil misin yeni aldığın arabayla caka satan?  Sen değil misin gittiğin gece kulüplerinde yer bildirimi yaparak dilini çıkartıp çektiğin selfileri paylaşan?  İşte bu konum bilgileri, tercihleriniz, özel hayatınız sizin ayak iziniz oluyor. Ormana gittiyseniz bu tarz reklamlar alıyorsunuz, denize gittiyseniz bununla ilgili cazip reklamlar size sunuluyor. Biri muhakkak sizi gözetliyor.. Yalnız olduğunuzu düşünmeyin hiç..   Ücretsiz hizmet sunan WhatsApp'ın, yeni politikasıyla kullanıcılar üzerinden reklam gelirlerini artırmayı hedeflediğini belirtiliyor. Kullanıcıya reklamlar gönderilirken, profil fotoğrafı, hikayeler ve statü gibi veriler dikkate alınıyor. Bu noktada WhatsApp'ta herhangi bir ürünle ilgili bilgiler paylaşılması durumunda bu veriler Facebook'a gönderilecek ve buna göre reklamlar farklı platformlar üzerinden kullanıcıya aktarılacak.   Hergün sosyal medyada paylaştığınız resimleri, yaptığınız yorumları, beğendiğiniz paylaşımları, başkaları tarafından yüklenen ve sizin de paylaşarak dağıtımına katkı sunduğunuz paylaşımlarınızı, seyrettiğiniz videoları, ziyaret ettiğiniz alışveriş sitelerini hayal edin. Her fare tıklamanızda, her klavye tuşuna bastığınızda bir iz bıraktığınızı ve bu izlerin birileri tarafından analiz edildiğini, sizin de takip edildiğinizi düşünün.. Aranızda ben hiç dijital iz bırakmıyorum iddiasında bulunanınız var mı? Eğer bana bir şey olmaz diyorsanız ya internette hiç mağdur olmamışsınızdır ya da kendinize yaptığınız telkinlerle güveniniz zirvelerde dolaşıyordur. Bununla birlikte ben dijital iz bırakmıyorum diyenlerin de, sosyal medya platformlarında oluşturdukları hesaplarıyla aslında bir dijital iz bıraktıklarını bilmeleri gerekir. Sosyal medyayı kullanmıyorum ki diyenler.. İnternet sadece sosyal medyadan ibaret değil, Sosyal medya kullanmanıza gerek yok, eğer internete giriyorsanız dijital iz de bırakıyorsunuz demektir.   Bir arkadaşınız ile sohbet ederken dişinizin ağrıdığından bahsediyorsunuz ve bir saat içinde internette önünüzde bir dişçi reklamı beliriyor. Numarasını telefonunuza kaydettiğiniz bir kişinin profili bir sosyal medya platformunda size “arkadaşlık önerisi” olarak sunuluyor. Maalesef hepimiz akıl almaz ve bir o kadar tehlikeli bir bilgi toplama ağının takibi altındayız.   Örneğin, karşımıza çıkan pek çok reklam aslında telefonumuzda mikrofonu kullanmasına izin verdiğimiz uygulamaların yaptığı ortam dinlemelerine dayanıyor. Sosyal medyada paylaşılan linklerdeki içeriklere gerçekten bakıp bakmadığımız yahut orada kaç saniye geçirdiğimiz telefonlarımızın kamerası üzerinden yapılan göz taramaları ile ölçülüp kontrol ediliyor. Yani bütün bu veriler, bizim cihazlarımızdaki uygulamaları kullanırken onlara verdiğimiz izinlere dayanıyor. Dolayısıyla bu verileri toplayan şirketlere karşı yasal bir girişimde bulunmak çoğu zaman mümkün değil.   Bu veriler bir araya getirilerek kişilerin davranış, tüketim ve haberleşme kalıplarına dair profiller oluşturuluyor ve bu profiller pazar optimizasyonu yapmak ve kişiye özel reklam sistemleri oluşturmak üzere şirketlere satılıyor.. O derece ki bugün artık bir iş kolu olarak veri ticaretinden bahsedebiliyoruz.    WhatsApp' ı silip diğer uygulamaları yüklemek size bir şey kazandırmıyor ya da kendinizi güvene almış olmuyorsunuz. Tüm uygulamaların ortak amacı sizin ayak izlerinizi takip ederek size cazip teklif ve reklamlar sunarak para kazanmak..   Biz bu kadar “VERİ” VERMEKLE arzulu olduğumuz sosyal medyada hiçbir zaman güvende olamayız. Çaresi yok mu? Elbette var..   Akıllı telefonunuzu satıp tuşlu bir telefon alın, internet aboneliğinizi iptal edin, Smart TV'nizi satıp tüplü televizyon alın..   Kimse sizi ayak izlerinizden takip edebiliyor mu görelim bakalım..   El mi yaman bey mi yaman??   Sağlıcakla kalın..

Ayak İzlerimiz

Geçen haftanın gündemini WhatsApp'ın 4 Ocak tarihinde yapmış olduğu “Gizlilik İlkesi ve yeniden düzenlenmesi” ile ilgili bildirimi belirledi. Buna göre kullanıcılardan “hesap bilgileri, mesajlar, konum bilgileri gibi birçok verinin Facebook'a ait şirketlerle paylaşılmasını içeren” yeni koşullarının 8 Şubat'a kadar onaylanması talep edildi. WhatsApp, yeni koşulların kabul edilmemesi durumunda uygulamanın kullanılamayacağını belirtti. Malumunuz olmak üzere aynı kişiye ait bu iki sosyal medya mecrasının aldığı bu karar sonrasında ise twitter'da  #whatsappısiliyoruz  etiketiyle binlerce protesto tweti atıldı. Yetmedi herkes nereden çıktığı belli olmayan, kim tarafından kaleme alındığı bilinmeyen, Kadıköy 1. Noterinin bile işin içine karıştırıldığı, hukuki hiçbir dayanağının olmadığını düşündüğüm meşhur “Kopyala/Yapıştır” paylaşımlarını arka arkaya sanal aleme bıraktı. Burada en etken düşünce şeklinin “Aman ne olacak, elime yapışacak değil ya, kopyala/yapıştır gitsin, neme lazım doğrudur moğrudur başımıza bela almayayım” olduğuna eminim.. Bu konuda kimseyi yargılamıyorum ama bu satıp tapusunu verdiğiniz evi alan kişiye “burada oturamazsın” diye izin vermemek gibi bir şey..

 

Mark Zuckerberg'e kafa tutup resimlerimi, videolarımı paylaşırsan ben sorumluluk kabul etmem kardeşim ona göre haa diye parmak sallayanlar oldu. Ülkede herkes CİA'ya, KGB'ye, MOSSAD'a çalışıyor sanki de yazdığı whatsapp mesajlarının deşifre edilmesinden, ses kayıtlarının ortaya dökülmesinden korkar oldu. Bu kadar önemsemeyin arkadaşlar kendinizi, ne yapacak Allasen adamlar senin uygulama üzerinde yaptığın geyik muhabbetlerini? Ne yapacak senin halı saha grubundaki maçla ilgili yorumlarını  maç saatini? Ne yapacak senin ıslak kek tarifini? Ne işine yarayacak işyerindeki arkadaşının kıyafetini saçını başını eleştirdiğin dedikodular?..

 

Sanıyor musunuz ki bu uygulamaları size bedavaya kullandırıyorlar? Bunun bedeli ne derseniz? Bunun bedeli dünyanın en değerli hazinesi olan “Veri Toplamak” Verileri ise sosyal medya ya da internet üzerinde bıraktığımız “Ayak İzlerimizi” takip ederek sağlıyorlar.  Bu verileri kendimiz bile isteye üye olarak ya da uygulamayı indirirken verdiğimiz izinlerle güle oynaya veriyoruz zat-ı muhteremlere.. Tatile gidiyorsunuz gittiğiniz mekanları paylaşıyorsunuz, denize mi gittiniz ya da orman içinde sessiz sedasız doğayla baş başa bir mekana mı gittiniz bunları paylaşıyorsunuz. Sen değil misin her yediğini içtiğini paylaşan?  Sen değil misin yeni aldığın arabayla caka satan?  Sen değil misin gittiğin gece kulüplerinde yer bildirimi yaparak dilini çıkartıp çektiğin selfileri paylaşan?  İşte bu konum bilgileri, tercihleriniz, özel hayatınız sizin ayak iziniz oluyor. Ormana gittiyseniz bu tarz reklamlar alıyorsunuz, denize gittiyseniz bununla ilgili cazip reklamlar size sunuluyor. Biri muhakkak sizi gözetliyor.. Yalnız olduğunuzu düşünmeyin hiç..

 

Ücretsiz hizmet sunan WhatsApp'ın, yeni politikasıyla kullanıcılar üzerinden reklam gelirlerini artırmayı hedeflediğini belirtiliyor. Kullanıcıya reklamlar gönderilirken, profil fotoğrafı, hikayeler ve statü gibi veriler dikkate alınıyor. Bu noktada WhatsApp'ta herhangi bir ürünle ilgili bilgiler paylaşılması durumunda bu veriler Facebook'a gönderilecek ve buna göre reklamlar farklı platformlar üzerinden kullanıcıya aktarılacak.

 

Hergün sosyal medyada paylaştığınız resimleri, yaptığınız yorumları, beğendiğiniz paylaşımları, başkaları tarafından yüklenen ve sizin de paylaşarak dağıtımına katkı sunduğunuz paylaşımlarınızı, seyrettiğiniz videoları, ziyaret ettiğiniz alışveriş sitelerini hayal edin. Her fare tıklamanızda, her klavye tuşuna bastığınızda bir iz bıraktığınızı ve bu izlerin birileri tarafından analiz edildiğini, sizin de takip edildiğinizi düşünün.. Aranızda ben hiç dijital iz bırakmıyorum iddiasında bulunanınız var mı? Eğer bana bir şey olmaz diyorsanız ya internette hiç mağdur olmamışsınızdır ya da kendinize yaptığınız telkinlerle güveniniz zirvelerde dolaşıyordur. Bununla birlikte ben dijital iz bırakmıyorum diyenlerin de, sosyal medya platformlarında oluşturdukları hesaplarıyla aslında bir dijital iz bıraktıklarını bilmeleri gerekir. Sosyal medyayı kullanmıyorum ki diyenler.. İnternet sadece sosyal medyadan ibaret değil, Sosyal medya kullanmanıza gerek yok, eğer internete giriyorsanız dijital iz de bırakıyorsunuz demektir.

 

Bir arkadaşınız ile sohbet ederken dişinizin ağrıdığından bahsediyorsunuz ve bir saat içinde internette önünüzde bir dişçi reklamı beliriyor. Numarasını telefonunuza kaydettiğiniz bir kişinin profili bir sosyal medya platformunda size “arkadaşlık önerisi” olarak sunuluyor. Maalesef hepimiz akıl almaz ve bir o kadar tehlikeli bir bilgi toplama ağının takibi altındayız.

 

Örneğin, karşımıza çıkan pek çok reklam aslında telefonumuzda mikrofonu kullanmasına izin verdiğimiz uygulamaların yaptığı ortam dinlemelerine dayanıyor. Sosyal medyada paylaşılan linklerdeki içeriklere gerçekten bakıp bakmadığımız yahut orada kaç saniye geçirdiğimiz telefonlarımızın kamerası üzerinden yapılan göz taramaları ile ölçülüp kontrol ediliyor. Yani bütün bu veriler, bizim cihazlarımızdaki uygulamaları kullanırken onlara verdiğimiz izinlere dayanıyor. Dolayısıyla bu verileri toplayan şirketlere karşı yasal bir girişimde bulunmak çoğu zaman mümkün değil.

 

Bu veriler bir araya getirilerek kişilerin davranış, tüketim ve haberleşme kalıplarına dair profiller oluşturuluyor ve bu profiller pazar optimizasyonu yapmak ve kişiye özel reklam sistemleri oluşturmak üzere şirketlere satılıyor.. O derece ki bugün artık bir iş kolu olarak veri ticaretinden bahsedebiliyoruz. 

 

WhatsApp' ı silip diğer uygulamaları yüklemek size bir şey kazandırmıyor ya da kendinizi güvene almış olmuyorsunuz. Tüm uygulamaların ortak amacı sizin ayak izlerinizi takip ederek size cazip teklif ve reklamlar sunarak para kazanmak..

 

Biz bu kadar “VERİ” VERMEKLE arzulu olduğumuz sosyal medyada hiçbir zaman güvende olamayız. Çaresi yok mu? Elbette var..

 

Akıllı telefonunuzu satıp tuşlu bir telefon alın, internet aboneliğinizi iptal edin, Smart TV'nizi satıp tüplü televizyon alın..

 

Kimse sizi ayak izlerinizden takip edebiliyor mu görelim bakalım..

 

El mi yaman bey mi yaman??

 

Sağlıcakla kalın..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.