“Kütahya’nın kıymetini bilmeyenler benim yapacaklarımı takip etsinler.”

KÜTAHYA (Telgraf Gazetesi) - Haberler |
 

“Kütahya’nın kıymetini bilmeyenler benim yapacaklarımı takip etsinler.”

Telgraf Gazetesi olarak Kütahya İYİ Parti’den Belediye Başkanı Aday Adayı olan Ahmet Tekdemir’e daveti üzerine ziyarette bulunduk. Kendisine belediye başkanı olmak isteme sebeplerini, eğer seçilirse ne gibi projeleri ve hayalleri olduğunu sorduk.

Ahmet Tekdemir’in açıklamaları şöyle: “BENİM ADAY OLMA DÜŞÜNCEM, TAMAMEN KÜTAHYA’NIN GERİ KALMIŞLIĞINI ÖNLEMEK.” Aday olma düşüncem; Kütahya’daki kısır siyasetin ve kısır siyaset döngüsünün içerisinde geri kalmışlıkların önüne geçmek içindir.   “MAKUS TARİHİMİZİ YENDİĞİMİZ BİR KÜTAHYA HAYAL EDİYORUM.” Çevre illerle aramızdaki mesafeyi durdurmak, gelişmişlik düzeyini mutlaka kapatmak zorundayız. Bunu yaparken sadece kaldırım taşlarını söküp takmakla, iki tane park, bahçe projesi ortaya koymakla bu işlerin olmayacağını, bu memleketin emekliler ve asgari ücretliler arasında sıkışmış bir ekonomiden artık kurtulması gerekir. Bu memleketin mutlaka ve mutlaka gelir düzeyini arttırmak, ekonomik girdilerini çoğaltmak, imari ve mimari olan sıkıntılarını çözmek, turizm gelirlerini mutlaka ve mutlaka çok üst düzeylere getirmek ve özellikle sanayi organizesi konusunda iktisat organizeleri ile Kütahya’nın ekonomik yapısını komple değiştirmek, göç veren değil göç alan bir şehir haline getirmek gerekiyor. Bu arada da şehircilik anlamında da trafik sorununun yaşanmadığı, otopark probleminin olmadığı, makus tarihimizi yendiğimiz bir Kütahya hayal ediyorum.   “KÜTAHYA’YI KİMSE TANIMIYOR.” Her anlamda bakarsanız; spordan sanata, kültüre, ekonomiye, parkların durumuna, çöp durumuna, sokak hayvanları konusunda özellikle malesef küçük bir kasaba gibiyiz biz. Her ne kadar il olsakta dışarıdan baktığınızda Kütahya’ya gelen insanların yüzde 72’sinin Türkiye çapında Kütahya’yı tanıdığı ortaya çıkıyor ki yüzde 28’lik bir kısmın hala daha Kütahya’yı tanımadığı ortaya çıkıyor. Bunlar resmi veriler. Biz sadece kendimize ait kültürel değerlerimizi, kendimize ait ekonomik değerlerimizi sadece birkaç firma ve birkaç kültür faaliyeti ile ortaya koyabiliyoruz. Örneğin; bir porselende marka olduğumuz ortaya çıkıyor. Bir Aizanoi ile kültürümüz ortaya çıkıyor. Bunun dışında Kütahya’yı tanıyan bilen malesef kimse yok.   “YONCALI VE ILICA’YI KİMSE GÖRMÜYOR” Yoncalı’mızı, Ilıca’mızı herkes görmezden geliyor. Görmüyor da. Elimizdeki MTA verilerine göre Türkiye’deki sağlık yönünden suların olduğu yer Yoncalı ve Ilıca. Biz hiçbir şekilde pazarlayamıyoruz. Ve pazarlayamadığımız gibi de orada mevcutta bir park yapmaya çalışıyoruz o parkı yapmayı bile beceremez haldeyiz. İnsanlar Kütahya’ya gelmiyor halbuki Kütahya bir değer. Biz başkentlik yapmış bir şehiriz. Bizdeki kültürel ve tarihsel dokular gerçekten Türkiye’de birçok ilde olmayan nitelikte. Türkiye’nin en büyük surlarından bir tanesi bizde, Diyarbakır surları ile birlikte. Ama biz bunu bir türlü kullanamıyoruz.   “ÇOK KONUŞUYORUZ, ÇOK ELEŞTİRİ YAPIYORUZ AMA BUNU DEĞİŞTİRMEK İÇİNDE HİÇ BİŞEY YAPMIYORUZ.” Çini sanatımız önde gelen bir sanatsal faaliyetimiz iken İznik Çinisi de bizi aldı geçti, Ürgüp Nevşehir’de önümüze geçti. Biz bunu hala kimseye anlatamıyoruz. Kendi kendimize anlatıyoruz ancak. Çok konuşuyoruz, çok eleştiri yapıyoruz ama bunu değiştirmek içinde hiç bişey yapmıyoruz. Yollarımız kötü, yollarımızı düzeltmek için yeni alternatifler bulamıyoruz. Gelişmişlik düzeyinde dünya uzay çağında iken biz hala daha burada, “iki katlı mı olsun, üç katlı mı olsun? Ahmet’in dükkanından geçse olur mu, onu kayırsak olur mu?” diye düşünüyoruz.   “YENİ MEYDAN TRAFİĞİ ALTÜST ETTİ” Nihayetinde baktığınızda, mesela bir Zafer Meydanı’mız var. Meydanımızın Kütahya’ya çok güzel şeyler katması gerekirken trafiği altüst ettiğini görerek yapılan hizmetin de fayda maliyetini yanlış hesaplıyoruz gibi geliyor bana. Çünkü hiç kimse şunu düşünmüyor maalesef; kendi yaptığı işten dolayı birilerine hesap verebilme, kamu kaynağını doğru kullanabilme ile ilgili bir vicdan muhasebesi yaptığını düşünmüyorum kimsenin.   “KÜTAHYA’DA SENELERDİR DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK.” Kütahya’da siyasetin artık bu işlerin dışına çıkması gerektiğini, hizmet anlamında Kütahya’nın bir atılım yapması gerektiğini düşünüyorum. Kütahya merkez doğumluyum. 52 senedir bu memlekette yaşıyorum. Bana 52 senede Kütahya’da ne değişti diye sorarsanız sadece birkaç bina dışında çok değişen bir şey olmadı. Hiçbir gelişmişlik yok. Bir Atakent’e, bir de Akkent’e bakabilirsiniz gelişmişlik derseniz. Bu iki mahalle yeni kuruldu, onlar biraz gelişiyor. Oralarda da çok ciddi bir dünya sorun var.   “BU MEMLEKETİN ZİHİNSEL BİR DÖNÜŞÜMÜ DE İHTİYACI VAR.” Kütahya’da değişimin ve gelişimin sadece Siyasal anlamda olmaması gerektiğini üzerine basarak söylüyorum. Bu memleketin zihinsel bir dönüşümü de ihtiyacı var. Artık parti gözetmeksizin gerçekten Kütahya’nın çalışan kadrolara ihtiyacı var. Mimar, imar, turizm, kültür, sanat, spor, ekonomik her anlamda mutlak suretle dönüşüme, gelişime ve geleceğe ihtiyacı var.   “SAVUNMA SANAYİSİ ORGANİZESİ GİBİ ÇOK CİDDİ YATIRIMLARIN GELMESİ İÇİN UĞRAŞACAĞIM.” Ben sizlerle bazı şeyleri paylaşıyorum ama bunlar üzerinde paylaşacağım çok daha büyük projelerimde var. Bugün için Kütahya’ya “Savunma Sanayisi Organizesi” gibi çok ciddi yatırımların gelmesi için uğraşacağımı söylüyorum. Ulaşım sorununun çözülmesi için tramvay projesi, Kütahya’nın değerlerinden bir tanesinin teleferik olacağını düşünüyorum, Yepyeni bir yaşam alanı oluşturmak istiyorum. Yoncalı’nın ve Ilıca’nın yeniden imar edilmesini, yeniden orada göl evi projesiyle göllerin yapılıp yeni mesire alanlarının oluşturulup yepyeni yurtiçinden ve yurtdışından insanların gelebileceği çok ciddi anlamda ekonomik katkı sağlayabilecek devasa otelinden, spor kamp eğitim merkezinden, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezine varana kadar uluslararası bazda çalışmaların yapılabileceği bir imkan konulmasını istiyorum. Aynı şekilde şehrimizin girişinde ve çıkışında tamamen Kütahya özelinde pırıl pırıl, ışıl ışıl aydınlık bir Kütahya ile insanların Kütahya’ya geldiğini hissedecekleri yeni bir akım değişikliği istiyorum.   “AVRUPA’DAN KÜTAHYA’YA EN AZ 5 UÇAK İNSAN GELECEK. EN AZ DİYORUM BAKIN, HAFTALIK…” Kütahya’nın her anlamda yeni kültür yoluyla Türkiye’ye değil dünyaya tanıtılmasını istiyorum. Zafer Havalimanı’nın zarar olduğunu söylüyorlar. Benim yapacağım projelerle çok büyük ihtiyaç olduğunu anlaşılacak ve gerçekten iyi ki yapılmış, dedirtecek noktaya gelecek. Çünkü ben sadece sosyal güvenlik üzerinden 500 yataklı merkezle yurt dışından haftalık en az dört beş uçak insan getireceğim. En az diyorum bakın. Avrupa üzerinden gelecek.   “SAVUNMA SANAYİ YAPTIĞIM ZAMAN ULUSLARARASI DÜZEYDE ÇOK CİDDİ YATIRIMCILAR KÜTAHYA’YA GELECEK.” Savunma sanayi yaptığım zaman uluslararası düzeyde çok ciddi yatırımcılar Kütahya’ya gelecek. By-pass edilen Kütahya, hızlı trene reva görülen Kütahya bugün yarın, yeni açılmış ya da yapılmakta olduğu söylenen tam olarak bilmemekle beraber İstanbul-Eskişehir otoyolunun Kütahya’yı by-pass edeceği belirtiliyor. Bunun ortadan kalkacağına, Çanakkale’den Kütahya üzerinden Antalya’ya gidecek o otoyolunun mutlaka gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu organize sanayinin il ekonomisinin dışında il siyasetini de kökten değiştireceğini düşünüyorum. İl bürokratlarının mantığının kökten değişeceğini düşünüyorum. Çünkü gelmeyen yatırımların hepsi gelmek zorunda kalacak. Yapılmayacak hizmetler yapılmak zorunda kalacak. Açılmayan imar alanları açılmak zorunda kalacak. Ve Kütahya Türkiye’de değil dünyada ses getirecek bir il haline gelecek.   “KÜTAHYA’NIN KIYMETİNİ BİLMEYENLER BENİM YAPACAKLARIMI TAKİP ETSİNLER.” Alt yapısıyla, üst yapısıyla, coğrafi ve jeopolitik yapısıyla Kütahya’nın kıymetini bilmeyenler benim yapacaklarımı takip etsinler. Kütahya’nın dünyada ses getirecek projelere imza atacak hale geleceğini, bir daha söylüyorum; lojistik, jeopolitik ve iklimsel anlamda, doğal güzellikleri anlamında Türkiye’nin en önemli merkezlerinden birinin Kütahya olduğunu herkes görecek.   “KÜTAHYA MİLLİYETÇİSİ OLAN HERKESLE ÇALIŞIRIM.” Kütahya turizm, ekonomi atılımıyla gerçekten Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşanabilir, temiz, gelişmiş bir il olarak herkesin karşısına çıkacak. Benim hayallerim bunlar. Onun için belediye başkanlığına aday olurken hiçbir siyasi görüşü önüme koymadan, tamamen Kütahya milliyetçiliği üzerinden, hangi siyasi görüşten olursa olsun bu memlekette bu hizmetleri getirebilecek tüm arkadaşları; AK Partili, MHPli, CHPli, YRPli, Saadet Partili hiç fark etmez yeter ki Kütahya milliyetçisi olsun, yeter ki Kütahya sevdalısı olsunlar biz bu birlikteliği gerçekleştirebilecek yüreğe de, bileğe de, görüşe de, ön görüye de sahibiz. Yapacak enerjiye de sahibiz.   “KÜTAHYA’NIN 50 YILINI, 100 YILINI PLANLAYAN, BU GELİŞİMİ SAĞLAYABİLEN BİR İNSAN OLARAK ANILMAK İSTİYORUM.” Ben bu memleketin gerçek değerlerinin ortaya çıkmasına vesile olabilmek için bu kadar büyük çalışmalar ortaya koyuyorum. Bu enerjimi 31 Mart 2024 tarihine kadar devam ettirmekten ziyade bundan sonra ben kazanamasam bile Kütahyalımızın artık bunları isteyen bir Kütahyalı olmasını istiyorum. Kütahya’nın beş yılını, on yılını planlayan bir insan olmaktan ziyade Kütahya’nın 50 yılını, 100 yılını planlayan, bu gelişimi sağlayabilen bir insan olarak anılmak istiyorum. Benim tek derdim Kütahya, kimseyle derdim yok. Herkese saygım var. Ben memleketime hizmet etmek için yola çıktım.   “KÜTAHYASPOR’U PARLATIP TEKRAR YUKARI ÇIKARABİLDİĞİM GİBİ KÜTAHYA DEĞİŞMEZ, DİYENLERE İNAT KARŞILARINA ÇIKIYORUM.” Bu arada Kütahyaspor’dan da bahsetmek istiyorum; hem amatörler hem Kütahyaspor… Ben kendilerine de daha önce söylediğim gibi, en önce alt yapı akademisinin mutlaka kurulması gerekiyor. Kurumsallık kazanması gerekiyor. 20 küsür senedir bu işin içindeyim. Altı sene Kütahyaspor’da başkanlık yaptımBütün borçlarını temizleyen bir insan olarak hedefim; Kütahyaspor’u uluslarası düzeyde temsil yeteneğine sahip olacak, liglere katılabilecek bir potansiyele getirebilmek. Bunun için ekiplerimize, altyapı tesislerimizi ve kurumsallığı ön plana koyarak çok hızlı bir süreç içerisinde potansiyel olan bu güzelliği ortaya çıkartmak için var gücümle çalışacağım. Kütahyaspor’lu bütün hemşerilerim ve beni tanıyan herkes bilir ne kadar inatçı ve ne kadar çalışkan bir insan olduğumu. Hiçbir geliri olmayan bir Kütahyaspor’u parlatıp tekrar yukarı çıkarabildiğim gibi Kütahya değişmez, diyenlere inat karşılarına çıkıyorum. Bu Kütahya değişecek, bu Kütahya büyüyecek!”
Telgraf Gazetesi olarak Kütahya İYİ Parti’den Belediye Başkanı Aday Adayı olan Ahmet Tekdemir’e daveti üzerine ziyarette bulunduk. Kendisine belediye başkanı olmak isteme sebeplerini, eğer seçilirse ne gibi projeleri ve hayalleri olduğunu sorduk.

Ahmet Tekdemir’in açıklamaları şöyle:

“BENİM ADAY OLMA DÜŞÜNCEM, TAMAMEN KÜTAHYA’NIN GERİ KALMIŞLIĞINI ÖNLEMEK.”

Aday olma düşüncem; Kütahya’daki kısır siyasetin ve kısır siyaset döngüsünün içerisinde geri kalmışlıkların önüne geçmek içindir.

 

“MAKUS TARİHİMİZİ YENDİĞİMİZ BİR KÜTAHYA HAYAL EDİYORUM.”

Çevre illerle aramızdaki mesafeyi durdurmak, gelişmişlik düzeyini mutlaka kapatmak zorundayız. Bunu yaparken sadece kaldırım taşlarını söküp takmakla, iki tane park, bahçe projesi ortaya koymakla bu işlerin olmayacağını, bu memleketin emekliler ve asgari ücretliler arasında sıkışmış bir ekonomiden artık kurtulması gerekir. Bu memleketin mutlaka ve mutlaka gelir düzeyini arttırmak, ekonomik girdilerini çoğaltmak, imari ve mimari olan sıkıntılarını çözmek, turizm gelirlerini mutlaka ve mutlaka çok üst düzeylere getirmek ve özellikle sanayi organizesi konusunda iktisat organizeleri ile Kütahya’nın ekonomik yapısını komple değiştirmek, göç veren değil göç alan bir şehir haline getirmek gerekiyor.

Bu arada da şehircilik anlamında da trafik sorununun yaşanmadığı, otopark probleminin olmadığı, makus tarihimizi yendiğimiz bir Kütahya hayal ediyorum.

 

“KÜTAHYA’YI KİMSE TANIMIYOR.”

Her anlamda bakarsanız; spordan sanata, kültüre, ekonomiye, parkların durumuna, çöp durumuna, sokak hayvanları konusunda özellikle malesef küçük bir kasaba gibiyiz biz. Her ne kadar il olsakta dışarıdan baktığınızda Kütahya’ya gelen insanların yüzde 72’sinin Türkiye çapında Kütahya’yı tanıdığı ortaya çıkıyor ki yüzde 28’lik bir kısmın hala daha Kütahya’yı tanımadığı ortaya çıkıyor. Bunlar resmi veriler. Biz sadece kendimize ait kültürel değerlerimizi, kendimize ait ekonomik değerlerimizi sadece birkaç firma ve birkaç kültür faaliyeti ile ortaya koyabiliyoruz. Örneğin; bir porselende marka olduğumuz ortaya çıkıyor. Bir Aizanoi ile kültürümüz ortaya çıkıyor. Bunun dışında Kütahya’yı tanıyan bilen malesef kimse yok.

 

“YONCALI VE ILICA’YI KİMSE GÖRMÜYOR”

Yoncalı’mızı, Ilıca’mızı herkes görmezden geliyor. Görmüyor da. Elimizdeki MTA verilerine göre Türkiye’deki sağlık yönünden suların olduğu yer Yoncalı ve Ilıca. Biz hiçbir şekilde pazarlayamıyoruz. Ve pazarlayamadığımız gibi de orada mevcutta bir park yapmaya çalışıyoruz o parkı yapmayı bile beceremez haldeyiz. İnsanlar Kütahya’ya gelmiyor halbuki Kütahya bir değer. Biz başkentlik yapmış bir şehiriz. Bizdeki kültürel ve tarihsel dokular gerçekten Türkiye’de birçok ilde olmayan nitelikte. Türkiye’nin en büyük surlarından bir tanesi bizde, Diyarbakır surları ile birlikte. Ama biz bunu bir türlü kullanamıyoruz.

 

“ÇOK KONUŞUYORUZ, ÇOK ELEŞTİRİ YAPIYORUZ AMA BUNU DEĞİŞTİRMEK İÇİNDE HİÇ BİŞEY YAPMIYORUZ.”

Çini sanatımız önde gelen bir sanatsal faaliyetimiz iken İznik Çinisi de bizi aldı geçti, Ürgüp Nevşehir’de önümüze geçti. Biz bunu hala kimseye anlatamıyoruz. Kendi kendimize anlatıyoruz ancak. Çok konuşuyoruz, çok eleştiri yapıyoruz ama bunu değiştirmek içinde hiç bişey yapmıyoruz. Yollarımız kötü, yollarımızı düzeltmek için yeni alternatifler bulamıyoruz. Gelişmişlik düzeyinde dünya uzay çağında iken biz hala daha burada, “iki katlı mı olsun, üç katlı mı olsun? Ahmet’in dükkanından geçse olur mu, onu kayırsak olur mu?” diye düşünüyoruz.

 

“YENİ MEYDAN TRAFİĞİ ALTÜST ETTİ”

Nihayetinde baktığınızda, mesela bir Zafer Meydanı’mız var. Meydanımızın Kütahya’ya çok güzel şeyler katması gerekirken trafiği altüst ettiğini görerek yapılan hizmetin de fayda maliyetini yanlış hesaplıyoruz gibi geliyor bana. Çünkü hiç kimse şunu düşünmüyor maalesef; kendi yaptığı işten dolayı birilerine hesap verebilme, kamu kaynağını doğru kullanabilme ile ilgili bir vicdan muhasebesi yaptığını düşünmüyorum kimsenin.

 

“KÜTAHYA’DA SENELERDİR DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK.”

Kütahya’da siyasetin artık bu işlerin dışına çıkması gerektiğini, hizmet anlamında Kütahya’nın bir atılım yapması gerektiğini düşünüyorum. Kütahya merkez doğumluyum. 52 senedir bu memlekette yaşıyorum. Bana 52 senede Kütahya’da ne değişti diye sorarsanız sadece birkaç bina dışında çok değişen bir şey olmadı. Hiçbir gelişmişlik yok. Bir Atakent’e, bir de Akkent’e bakabilirsiniz gelişmişlik derseniz. Bu iki mahalle yeni kuruldu, onlar biraz gelişiyor. Oralarda da çok ciddi bir dünya sorun var.

 

“BU MEMLEKETİN ZİHİNSEL BİR DÖNÜŞÜMÜ DE İHTİYACI VAR.”

Kütahya’da değişimin ve gelişimin sadece Siyasal anlamda olmaması gerektiğini üzerine basarak söylüyorum. Bu memleketin zihinsel bir dönüşümü de ihtiyacı var. Artık parti gözetmeksizin gerçekten Kütahya’nın çalışan kadrolara ihtiyacı var. Mimar, imar, turizm, kültür, sanat, spor, ekonomik her anlamda mutlak suretle dönüşüme, gelişime ve geleceğe ihtiyacı var.

 

“SAVUNMA SANAYİSİ ORGANİZESİ GİBİ ÇOK CİDDİ YATIRIMLARIN GELMESİ İÇİN UĞRAŞACAĞIM.”

Ben sizlerle bazı şeyleri paylaşıyorum ama bunlar üzerinde paylaşacağım çok daha büyük projelerimde var. Bugün için Kütahya’ya “Savunma Sanayisi Organizesi” gibi çok ciddi yatırımların gelmesi için uğraşacağımı söylüyorum. Ulaşım sorununun çözülmesi için tramvay projesi, Kütahya’nın değerlerinden bir tanesinin teleferik olacağını düşünüyorum, Yepyeni bir yaşam alanı oluşturmak istiyorum.

Yoncalı’nın ve Ilıca’nın yeniden imar edilmesini, yeniden orada göl evi projesiyle göllerin yapılıp yeni mesire alanlarının oluşturulup yepyeni yurtiçinden ve yurtdışından insanların gelebileceği çok ciddi anlamda ekonomik katkı sağlayabilecek devasa otelinden, spor kamp eğitim merkezinden, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezine varana kadar uluslararası bazda çalışmaların yapılabileceği bir imkan konulmasını istiyorum.

Aynı şekilde şehrimizin girişinde ve çıkışında tamamen Kütahya özelinde pırıl pırıl, ışıl ışıl aydınlık bir Kütahya ile insanların Kütahya’ya geldiğini hissedecekleri yeni bir akım değişikliği istiyorum.

 

“AVRUPA’DAN KÜTAHYA’YA EN AZ 5 UÇAK İNSAN GELECEK. EN AZ DİYORUM BAKIN, HAFTALIK…”

Kütahya’nın her anlamda yeni kültür yoluyla Türkiye’ye değil dünyaya tanıtılmasını istiyorum. Zafer Havalimanı’nın zarar olduğunu söylüyorlar. Benim yapacağım projelerle çok büyük ihtiyaç olduğunu anlaşılacak ve gerçekten iyi ki yapılmış, dedirtecek noktaya gelecek. Çünkü ben sadece sosyal güvenlik üzerinden 500 yataklı merkezle yurt dışından haftalık en az dört beş uçak insan getireceğim. En az diyorum bakın. Avrupa üzerinden gelecek.

 

“SAVUNMA SANAYİ YAPTIĞIM ZAMAN ULUSLARARASI DÜZEYDE ÇOK CİDDİ YATIRIMCILAR KÜTAHYA’YA GELECEK.”

Savunma sanayi yaptığım zaman uluslararası düzeyde çok ciddi yatırımcılar Kütahya’ya gelecek. By-pass edilen Kütahya, hızlı trene reva görülen Kütahya bugün yarın, yeni açılmış ya da yapılmakta olduğu söylenen tam olarak bilmemekle beraber İstanbul-Eskişehir otoyolunun Kütahya’yı by-pass edeceği belirtiliyor. Bunun ortadan kalkacağına, Çanakkale’den Kütahya üzerinden Antalya’ya gidecek o otoyolunun mutlaka gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu organize sanayinin il ekonomisinin dışında il siyasetini de kökten değiştireceğini düşünüyorum. İl bürokratlarının mantığının kökten değişeceğini düşünüyorum. Çünkü gelmeyen yatırımların hepsi gelmek zorunda kalacak. Yapılmayacak hizmetler yapılmak zorunda kalacak. Açılmayan imar alanları açılmak zorunda kalacak. Ve Kütahya Türkiye’de değil dünyada ses getirecek bir il haline gelecek.

 

“KÜTAHYA’NIN KIYMETİNİ BİLMEYENLER BENİM YAPACAKLARIMI TAKİP ETSİNLER.”

Alt yapısıyla, üst yapısıyla, coğrafi ve jeopolitik yapısıyla Kütahya’nın kıymetini bilmeyenler benim yapacaklarımı takip etsinler. Kütahya’nın dünyada ses getirecek projelere imza atacak hale geleceğini, bir daha söylüyorum; lojistik, jeopolitik ve iklimsel anlamda, doğal güzellikleri anlamında Türkiye’nin en önemli merkezlerinden birinin Kütahya olduğunu herkes görecek.

 

“KÜTAHYA MİLLİYETÇİSİ OLAN HERKESLE ÇALIŞIRIM.”

Kütahya turizm, ekonomi atılımıyla gerçekten Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşanabilir, temiz, gelişmiş bir il olarak herkesin karşısına çıkacak. Benim hayallerim bunlar. Onun için belediye başkanlığına aday olurken hiçbir siyasi görüşü önüme koymadan, tamamen Kütahya milliyetçiliği üzerinden, hangi siyasi görüşten olursa olsun bu memlekette bu hizmetleri getirebilecek tüm arkadaşları; AK Partili, MHPli, CHPli, YRPli, Saadet Partili hiç fark etmez yeter ki Kütahya milliyetçisi olsun, yeter ki Kütahya sevdalısı olsunlar biz bu birlikteliği gerçekleştirebilecek yüreğe de, bileğe de, görüşe de, ön görüye de sahibiz. Yapacak enerjiye de sahibiz.

 

“KÜTAHYA’NIN 50 YILINI, 100 YILINI PLANLAYAN, BU GELİŞİMİ SAĞLAYABİLEN BİR İNSAN OLARAK ANILMAK İSTİYORUM.”

Ben bu memleketin gerçek değerlerinin ortaya çıkmasına vesile olabilmek için bu kadar büyük çalışmalar ortaya koyuyorum. Bu enerjimi 31 Mart 2024 tarihine kadar devam ettirmekten ziyade bundan sonra ben kazanamasam bile Kütahyalımızın artık bunları isteyen bir Kütahyalı olmasını istiyorum. Kütahya’nın beş yılını, on yılını planlayan bir insan olmaktan ziyade Kütahya’nın 50 yılını, 100 yılını planlayan, bu gelişimi sağlayabilen bir insan olarak anılmak istiyorum. Benim tek derdim Kütahya, kimseyle derdim yok. Herkese saygım var. Ben memleketime hizmet etmek için yola çıktım.

 

“KÜTAHYASPOR’U PARLATIP TEKRAR YUKARI ÇIKARABİLDİĞİM GİBİ KÜTAHYA DEĞİŞMEZ, DİYENLERE İNAT KARŞILARINA ÇIKIYORUM.”

Bu arada Kütahyaspor’dan da bahsetmek istiyorum; hem amatörler hem Kütahyaspor… Ben kendilerine de daha önce söylediğim gibi, en önce alt yapı akademisinin mutlaka kurulması gerekiyor. Kurumsallık kazanması gerekiyor. 20 küsür senedir bu işin içindeyim. Altı sene Kütahyaspor’da başkanlık yaptımBütün borçlarını temizleyen bir insan olarak hedefim; Kütahyaspor’u uluslarası düzeyde temsil yeteneğine sahip olacak, liglere katılabilecek bir potansiyele getirebilmek. Bunun için ekiplerimize, altyapı tesislerimizi ve kurumsallığı ön plana koyarak çok hızlı bir süreç içerisinde potansiyel olan bu güzelliği ortaya çıkartmak için var gücümle çalışacağım. Kütahyaspor’lu bütün hemşerilerim ve beni tanıyan herkes bilir ne kadar inatçı ve ne kadar çalışkan bir insan olduğumu. Hiçbir geliri olmayan bir Kütahyaspor’u parlatıp tekrar yukarı çıkarabildiğim gibi Kütahya değişmez, diyenlere inat karşılarına çıkıyorum. Bu Kütahya değişecek, bu Kütahya büyüyecek!”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.