Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
Köşe Yazarı
Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
 

Ramazan Bayramı ve Sevinç

On bir ayın sultanı ve mübarek üç ayların üçüncüsü olan Ramazan ayının sona erdiği Şevval ayının birinci günü tüm İslam Alemi ve bütün Müslümanlar için bayram günüdür. Bugün oruç tutmak caiz değildir. Zira bugün bayramdır, bayramda da sevinilir ve izzeti ikramda bulunulur. Bayramı, bayram gibi yaşamak ve Ramazan Mektebini başarıyla bitirmenin mutluluğuyla özümseyerek yaşamak önem arz etmektedir. Her günü bayram olma düşüncesiyle ve sorumluluğuyla yaşamak bizleri huzurlu ve bahtiyar edecektir. Müslümanların yılda iki dini bayramı vardır: Ramazan ve Kurban Bayramı. Elbette bu bayramların hak edilmesi için önceden hazırlıklar yapılır. İbadetler edilir. Zira bayramın kazanılarak yaşanılıp yaşatılması önemlidir. Alvarlı Efe Hazretleri bayramı şöyle anlatır: “Can bula cananını/Bayram o bayram ola/Kul bula sultanını/Bayram o bayram ola/Hüzn ü keder def ola/Dilde hicap ref ola/Cümle günah affola/Bayram o bayram ola.” Bayram kelimesi Türk Dil Kurumun sözlüğünde ve birçok kaynakta “Sevinç, neş’e ve eğlence” olarak anlamlandırılmaktadır. Dini bayramların zamanı Kameri Takvime göre hazırlandığı için, Miladi Takvimde aynı tarihe rastlamaz. Her yıl onar günlük gerilemeyle, önce gelen Ramazan Bayramı, Şevval ayının ilk üç günü idrak edilir. Bayramlar, Müslümanlarca eskisi kadar olmasa da ve salgının gölgesinde de olsa hala canlı bir şekilde ve sevinçle kutlanmaktadır, dijital ortamda özellikle bayramlaşmaların ve tebrikleşmelerin olduğu gerçeğini ifade etmeden geçemeyeceğim. Ramazan Bayramı, namazdan önce tatlı yenilmesi ve teşrik tekbiri söylenmesi Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in sünnetindendir ve Müslümanlarca uygulanmaktadır. Bayram, bayram namazı kılındıktan sonra başlar. Önce Ramazan ayına merhaba, hoş geldin dedik, sonra bu aya mahsus ibadetlerimizi en güzel bir şekilde yerine getirmeye gayret gösterdik ve elveda dedik sonunda şükürler olsun ki, bayrama kavuştuk. Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azad olan Ramazan ayının sonunda Sünnet-i Seniyye’de İydu’l-Fıtr olarak ifade buyurulan Fıtır Bayramı’na eriştik. Fıtır sadakası (Fitre), Bayrama erişen ve temel ihtiyaçları dışında belli miktar mala sahip (Nisap Miktarı: 80.18gr altına veya bunun değerinde mala, mülke) olan Müslümanların kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları malla yapılan ibadettir. İşte bu sadakayı verenler, Ramazan ayı boyunca bilerek veya bilmeyerek söyledikleri boş ve kötü sözler ve de ibadetlerinin eksiklik ve kusurları için ve kabir azabı için Allah Teala’dan af ve bağışlanma isterler. Bayram sevinci ve mutluluğu arife gününden başlar. Bayram, bizlere dini ve milli duygularımızı hatırlatır ve yaşatır; birlik-beraberlik ve dayanışma ruhunu gerçekleştirerek uzlaşma sevincini ve coşkusunu bizlere öğreterek tattırır. Müslümanlar, bayramda ümmet olduklarını ve tüm Müslümanların din kardeşi olduğunu yaşayarak öğrenirler. Dargınlıklar unutulur, barış, muhabbet ve esenlik içerisinde kardeşlik ortamında yaşanılan güzel bir hayat hakim olur.   İSLAM TARİHİNDE BAYRAM Dini ve özel anlamı olan bayram ve belirli günlerde kutlanan ilk bayram Hicretin ikinci yılında Ramazan Bayramı Peygamber Efendimiz (S.A.V.) rehberliğinde Medine-i Münevvere’de kutlanmıştır. Bayramın hem dini ve hem de sosyal yönü vardır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Hicretten sonra Medine-i Münevvere döneminde Müslümanları her alanda cahiliye devrinin örf ve adetlerinden arındırarak kendi kimliklerine kavuşturmaya çalışmıştır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) “Allah sizin için o iki günü (Bayramı) daha hayırlı iki günle yani Ramazan ve Kurban Bayramlarıyla değiştirmiştir.” buyurarak cahiliye devrinden kalan bayramların kutlanmasını yasaklamıştır. Tabiin döneminde un, tereyağı, bal ve hurma ezmesinden yapılan bazı tatlıların ikramı adet halini almıştır. Abbasiler ve Fatimiler ve Selçuklular döneminde de bayram merasimleri ve tebrikleşmeler şekillenerek özel ve resmi hayatın her kademesinde günlerce devam ettiğini ifade edebiliriz. Bayramlarda her dönemde ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları giderilmiş ve fakir-fukara gözetilmiş ve garip-gurabaya sahip çıkılmıştır. Osmanlılarda bayramda, toplumun her kesimiyle tebrikleşmeler yapılmıştır. Bayram kutlamalarına mehteran takımı katılırdı. Birçok sanatsal etkinlikler ve kültürel faaliyetler ve de sportif müsabakalar yapılarak dereceye girenler ödüllendirilirdi.   DEĞERLENDİRME VE SONUÇ 13-14-15 Mayıs 2021 (1442hicri) Perşembe, Cuma ve cumartesi günleri Ramazan Bayramıdır. Bayram namazından sonra bayramlaşma yapılır, bu yılda salgının gölgesinde ve pandemi sürecinde idrak edeceğiz bayramı. Pandemi kurallarına bayramda özellikle riayet etmek önem arz ediyor. Bulaşın olmaması için gerekli önlemleri almamız gerekiyor, önlem almanın ve can sağlığının önemi herkesçe bilinmektedir, bu konuda herkes üzerine düşen görevi en güzel bir şekilde yerine getirmek durumundadır. Bilinen kurallara riayet etmek gerekir, kul hakları ihlallerinin olmaması için gayret göstermek önem arz etmektedir. Her şeyin başı can sağlığıdır. Bayram günü, sabah namazını kılmak, gusül abdesti almak, ağız ve diş temizliği yapmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz, güzel elbise giymek, oruçlu olmadığımızı ortaya koymak üzere tatlı yemek, camiye erken gitmek, giderken tekbir getirmek, karşılaştıklarımıza selam vermek, verilen selamı almak, tatlı dilli ve güler yüzlü olmak, Müslümanlarla bayramlaşmak, fakirlere sadaka vermek ve dargınlıkları ortadan kaldırmak, hediyeleşmek, çokça dua ve tevbe etmek imkan varsa kabir ziyareti yapmak, yoksa uzaktan Kur’an-ı Kerim okuyarak vefat eden akraba ve kardeşlerimizin ruhuna bağışta bulunmak yapacağımız önemli işlerdendir efendim. İnşaallah sonraki bayramı normal şartlarda ve sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde kutlamak ümit ve temennisiyle efendim. Rabbim bizleri her türlü afat ve beladan koruyarak muhafaza buyursun. Gerçek bayrama erişenlerden eylesin. İftar sevincini, bayram sevincini ve cennete girme ve cemalullahıyla buluşma sevincini yaşayanlardan eylesin. Rabbim yar ve yardımcımız olsun amin. Bu duygu ve düşüncelerle tüm İslam Aleminin Mübarek Ramazan Bayramı’nı en içten ve samimi dileklerimle tebrik ederim, barışa, huzura, esenliğe ve sağlığa vesile olmasını Yüce Allah’tan dua ve niyaz ederim. İslam Aleminin uyanışına katkıda bulunmasını ve tüm insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını temenni ederim. Her şey gönlümüzce olsun, sağlıklı, bereketli ve huzurlu ve de neşeli bayramlar diliyorum. Allah’a emanet olun, Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerimize olsun. Sağlıkla kalın ve sağlıcakla kalın çok değerli okuyucularım.

Ramazan Bayramı ve Sevinç

On bir ayın sultanı ve mübarek üç ayların üçüncüsü olan Ramazan ayının sona erdiği Şevval ayının birinci günü tüm İslam Alemi ve bütün Müslümanlar için bayram günüdür. Bugün oruç tutmak caiz değildir. Zira bugün bayramdır, bayramda da sevinilir ve izzeti ikramda bulunulur. Bayramı, bayram gibi yaşamak ve Ramazan Mektebini başarıyla bitirmenin mutluluğuyla özümseyerek yaşamak önem arz etmektedir. Her günü bayram olma düşüncesiyle ve sorumluluğuyla yaşamak bizleri huzurlu ve bahtiyar edecektir. Müslümanların yılda iki dini bayramı vardır: Ramazan ve Kurban Bayramı. Elbette bu bayramların hak edilmesi için önceden hazırlıklar yapılır. İbadetler edilir. Zira bayramın kazanılarak yaşanılıp yaşatılması önemlidir. Alvarlı Efe Hazretleri bayramı şöyle anlatır:

“Can bula cananını/Bayram o bayram ola/Kul bula sultanını/Bayram o bayram ola/Hüzn ü keder def ola/Dilde hicap ref ola/Cümle günah affola/Bayram o bayram ola.”

Bayram kelimesi Türk Dil Kurumun sözlüğünde ve birçok kaynakta “Sevinç, neş’e ve eğlence” olarak anlamlandırılmaktadır.

Dini bayramların zamanı Kameri Takvime göre hazırlandığı için, Miladi Takvimde aynı tarihe rastlamaz. Her yıl onar günlük gerilemeyle, önce gelen Ramazan Bayramı, Şevval ayının ilk üç günü idrak edilir. Bayramlar, Müslümanlarca eskisi kadar olmasa da ve salgının gölgesinde de olsa hala canlı bir şekilde ve sevinçle kutlanmaktadır, dijital ortamda özellikle bayramlaşmaların ve tebrikleşmelerin olduğu gerçeğini ifade etmeden geçemeyeceğim. Ramazan Bayramı, namazdan önce tatlı yenilmesi ve teşrik tekbiri söylenmesi Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in sünnetindendir ve Müslümanlarca uygulanmaktadır. Bayram, bayram namazı kılındıktan sonra başlar.

Önce Ramazan ayına merhaba, hoş geldin dedik, sonra bu aya mahsus ibadetlerimizi en güzel bir şekilde yerine getirmeye gayret gösterdik ve elveda dedik sonunda şükürler olsun ki, bayrama kavuştuk. Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azad olan Ramazan ayının sonunda Sünnet-i Seniyye’de İydu’l-Fıtr olarak ifade buyurulan Fıtır Bayramı’na eriştik. Fıtır sadakası (Fitre), Bayrama erişen ve temel ihtiyaçları dışında belli miktar mala sahip (Nisap Miktarı: 80.18gr altına veya bunun değerinde mala, mülke) olan Müslümanların kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları malla yapılan ibadettir. İşte bu sadakayı verenler, Ramazan ayı boyunca bilerek veya bilmeyerek söyledikleri boş ve kötü sözler ve de ibadetlerinin eksiklik ve kusurları için ve kabir azabı için Allah Teala’dan af ve bağışlanma isterler.

Bayram sevinci ve mutluluğu arife gününden başlar. Bayram, bizlere dini ve milli duygularımızı hatırlatır ve yaşatır; birlik-beraberlik ve dayanışma ruhunu gerçekleştirerek uzlaşma sevincini ve coşkusunu bizlere öğreterek tattırır. Müslümanlar, bayramda ümmet olduklarını ve tüm Müslümanların din kardeşi olduğunu yaşayarak öğrenirler. Dargınlıklar unutulur, barış, muhabbet ve esenlik içerisinde kardeşlik ortamında yaşanılan güzel bir hayat hakim olur.
 

İSLAM TARİHİNDE BAYRAM

Dini ve özel anlamı olan bayram ve belirli günlerde kutlanan ilk bayram Hicretin ikinci yılında Ramazan Bayramı Peygamber Efendimiz (S.A.V.) rehberliğinde Medine-i Münevvere’de kutlanmıştır. Bayramın hem dini ve hem de sosyal yönü vardır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Hicretten sonra Medine-i Münevvere döneminde Müslümanları her alanda cahiliye devrinin örf ve adetlerinden arındırarak kendi kimliklerine kavuşturmaya çalışmıştır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) “Allah sizin için o iki günü (Bayramı) daha hayırlı iki günle yani Ramazan ve Kurban Bayramlarıyla değiştirmiştir.” buyurarak cahiliye devrinden kalan bayramların kutlanmasını yasaklamıştır. Tabiin döneminde un, tereyağı, bal ve hurma ezmesinden yapılan bazı tatlıların ikramı adet halini almıştır. Abbasiler ve Fatimiler ve Selçuklular döneminde de bayram merasimleri ve tebrikleşmeler şekillenerek özel ve resmi hayatın her kademesinde günlerce devam ettiğini ifade edebiliriz. Bayramlarda her dönemde ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları giderilmiş ve fakir-fukara gözetilmiş ve garip-gurabaya sahip çıkılmıştır. Osmanlılarda bayramda, toplumun her kesimiyle tebrikleşmeler yapılmıştır. Bayram kutlamalarına mehteran takımı katılırdı. Birçok sanatsal etkinlikler ve kültürel faaliyetler ve de sportif müsabakalar yapılarak dereceye girenler ödüllendirilirdi.

 

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

13-14-15 Mayıs 2021 (1442hicri) Perşembe, Cuma ve cumartesi günleri Ramazan Bayramıdır. Bayram namazından sonra bayramlaşma yapılır, bu yılda salgının gölgesinde ve pandemi sürecinde idrak edeceğiz bayramı. Pandemi kurallarına bayramda özellikle riayet etmek önem arz ediyor. Bulaşın olmaması için gerekli önlemleri almamız gerekiyor, önlem almanın ve can sağlığının önemi herkesçe bilinmektedir, bu konuda herkes üzerine düşen görevi en güzel bir şekilde yerine getirmek durumundadır. Bilinen kurallara riayet etmek gerekir, kul hakları ihlallerinin olmaması için gayret göstermek önem arz etmektedir. Her şeyin başı can sağlığıdır. Bayram günü, sabah namazını kılmak, gusül abdesti almak, ağız ve diş temizliği yapmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz, güzel elbise giymek, oruçlu olmadığımızı ortaya koymak üzere tatlı yemek, camiye erken gitmek, giderken tekbir getirmek, karşılaştıklarımıza selam vermek, verilen selamı almak, tatlı dilli ve güler yüzlü olmak, Müslümanlarla bayramlaşmak, fakirlere sadaka vermek ve dargınlıkları ortadan kaldırmak, hediyeleşmek, çokça dua ve tevbe etmek imkan varsa kabir ziyareti yapmak, yoksa uzaktan Kur’an-ı Kerim okuyarak vefat eden akraba ve kardeşlerimizin ruhuna bağışta bulunmak yapacağımız önemli işlerdendir efendim. İnşaallah sonraki bayramı normal şartlarda ve sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde kutlamak ümit ve temennisiyle efendim. Rabbim bizleri her türlü afat ve beladan koruyarak muhafaza buyursun. Gerçek bayrama erişenlerden eylesin. İftar sevincini, bayram sevincini ve cennete girme ve cemalullahıyla buluşma sevincini yaşayanlardan eylesin. Rabbim yar ve yardımcımız olsun amin. Bu duygu ve düşüncelerle tüm İslam Aleminin Mübarek Ramazan Bayramı’nı en içten ve samimi dileklerimle tebrik ederim, barışa, huzura, esenliğe ve sağlığa vesile olmasını Yüce Allah’tan dua ve niyaz ederim. İslam Aleminin uyanışına katkıda bulunmasını ve tüm insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını temenni ederim. Her şey gönlümüzce olsun, sağlıklı, bereketli ve huzurlu ve de neşeli bayramlar diliyorum. Allah’a emanet olun, Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerimize olsun. Sağlıkla kalın ve sağlıcakla kalın çok değerli okuyucularım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.