Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
Köşe Yazarı
Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Ahlak

Ahlakın en mükemmelini yaşayan ve bu konuda tüm insanlığa örnek olan Hz. Muhammed (S.A.V.), bizlere her konuda örnektir. Ahlak denilince ilk olarak güzel ve iyi huy ve davranışlar akla gelmektedir. Bununla birlikte kötü davranışlardan ve kötü olan her şeyden de uzak durmak zihnimizde belirmektedir. Ahlakın genel olarak iki çeşidi olduğunu gerçeğini de unutmamak gerekiyor. İyi ahlak ve kötü ahlak. Alemlerin Efendisi Hz. Muhammed’in (S.A.V.) ahlakı Kur’an-ı Kerim’di, Mü’minlerin annesi Hz. Aişe (R.A.) bu gerçeği bizlere rivayet etmektedir. Peygamberimiz’in (S.A.V.) ahlakıyla ilgili olarak kendisine sorulan soruya “Sen Kur’an okumuyor musun? Allah Resülü’nün ahlakı Kur’andır.” diyerek cevaplamıştır (Ebu Davud,’’Tatavvu’’,26). Allah Teala Kur’an-ı Kerim’inde şöyle buyurmaktadır: “Andolsun ki, Allah’ın Resülünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı ümit eden, Allah’ı çok zikreden kişiler için güzel örnek vardır.” (el-Ahzab,33/21). Yine başka bir ayeti kerimede de ümmetine çok düşkün olduğu şöyle beyan buyurulur: “Andolsun ki, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” (et-Tevbe,9/128).Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Taif’e tebliğ ve irşat  için gidince, kendisine yapılan işkenceye ve zulme karşı bedduada bulunmamış ve hatta şöyle dua etmiştir: “Allah’ım!. Onların soyundan sana ihlasla ibadet edip hiçbir şeyi ortak koşmayacak kişiler çıkar.” (Buhari,’’Bed’ül-Halk’’,6).   PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (S.A.V.) GÜZEL AHLAKINDAN VE İSLAM AHLAKINDAN ÖRNEKLER Ağzından kötü söz çıkmaz, ahlakı güzel olanın iyi ve güzel insan olduğunu söylerdi (Buhari,“Edeb”38). Hayatında hiçbir kimseyi dövmemiş, hakarette bulunmamış ve şahsına yapılan haksızlıktan dolayı intikam almamış ve karşılık vermemiştir (Müslim,“Fezail’’79). Kendisine on yıl hizmette bulunan Enes b.Malik’e (R.A.) “öf” bile dememiş, onu azarlamamış ve kızmamıştır.(Müslim,“Fezail’’,51). Kötülüğe karşılık vermez, insanların özel hayatına saygı gösterir, onların kusurlarını bağışlayarak affederdi. (Tirmizi,“Birr’’,69). Kötü isim yapmış biri olsa dahi, ziyaretine geldiğinde onu geri çevirmez ve onu kabul eder ve izzeti ikramda bulunurdu. (Buhari,“Edeb’’,38,48). Çocukları sever, şefkat gösterir, onlarla ilgilenir ve onlarla dertleşerek hal hatırlarını sorardı. (Buhari,“Cenaiz’’,32). Son derece cömertti, kendisinden bir şey istendiğinde ona çok ihtiyacı da olsa verirdi, bir defasında yamaçta bulunan koyun sürüsünden birkaç tane isteyen bedeviye koyun sürüsünün hepsini vermişti. (Buhari,“Cenaiz’’,28;’’Edeb’’39). Görgüsüz kişilerin davranışları karşısında gülümsemekle yetinirdi.(Ebu Davud,’’Edeb’’1). Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) güzel ahlakını ve kibarlığını Allah Teala ayeti kerimesinde şöyle beyan etmektedir: “Allah’ın rahmetiyle onlara yumuşak davrandın. Şayet kaba ve katı kalpli olsaydın, hiç kuşkusuz etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; yapılacak olan iş hakkında onlara danış, görüş iste. Karar verdiğinde Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendine dayanıp güvenenleri sever.” (Al-i İmran,3/159). Rahmet olarak gönderilişi de şöyle ifade buyurulmaktadır: “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (el-Enbiya,21/107). Sadaka kabul etmez, hediye kabul ederdi ve hediyeleşmeyi tavsiye de etmiştir. Son derece mütevaziydi ve sade bir hayat yaşardı. Hayatının ilk yıllarını yoksullukla geçirmiştir. Bu konuda Allah Teala şöyle buyurmaktadır: “Rabbin seni yetim bulup barındırmadı mı? Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi? Seni yoksul bulup ta zengin etmedi mi?.” (ed-Duha,93/6-8).Aile hayatında gösterişten uzak, sade kendi halinde bir insandı, hanımlarına yardım eder, onlarla iyi geçinir ve iyi geçimi tavsiye ederdi ve de ailesinde mutluluk ve huzur hakimdi. Edeb ve haya sahibi idi, herkesle iyi geçinir ve sözünde durur ve kendisiyle iyi geçinilirdi. Samimi, candan, ilkeli ve kurallıydı. Adalet sahibiydi ve adaletle davranır ve öyle davranılmasını isterdi. Halim, selim ve ülfet sahibiydi ve herkese yardım etmek isterdi. Sabırlıydı ve vakarlıydı ve temizdi ve temizliği severdi. Her Cuma günü hutbe sonunda okunan ayeti kerimede(en-Nahl,19/90) beyan edildiği gibi adalet konusunda son derece objektif ve tarafsızdı: “Şüphesiz ki, Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri yasaklar, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” Kısaca, bazı örnekler sunmaya gayret gösterdik, yazımızın hacmi hepsini sunmaya elverişli olmadığından bu kadarla yetiniyorum değerli okuyucularım!.   DEĞERLENDİRME VE SONUÇ Bizleri yoktan var eden varlığından haberdar eden Rabbimiz, bizleri Muhammed Ümmeti olarak yarattı, bu özellik ve şerefle onur duyuyoruz, elbette bu onur bizlere büyük sorumluluklarda yüklemektedir. Bu sorumlulukları yerine getirme hususunda gayet göstermemiz gerekir. Güzel ahlak sahibi olmak ve Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) ahlakını öğrenip yerine getirmek durumundayız. Ahlak-ı Muhammediye, en mükemmel ve en kabule şayan ve de her yerde ve herkes tarafından istenen ahlaktır. Allah Teala’nın eğittiği, öğrettiği ve istediği ahlak: Muhammed’i Ahlaktır. Yazımızda zikrettiğimiz bu ahlaktan nasibimizi alarak yol haritamızı çizmek ve hayatımızı yaşamak önem arz etmektedir efendim. Tüm insanlığa rahmet ve irşat için gönderilen Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) ahlakını öğrenip, öğretmek; yaşayıp yaşatmak ve göstermek gerekmektedir. Tüm sorunlar ancak bu ahlakla çözümlenebilir. Ahlak bilindiği gibi insanın kendisiyle, diğer insanlar ve de çevresinde bulunanlarla ilgilidir. Hayatımızı en güzel şekilde yaşamak ahlakımıza bağlıdır, güzel ahlakımız varsa, hayatımızı güzel yaşarız; ahlakımız kötü ise yaşayışımız kötü olur. Bu doğru orantının iyi ve güzel olması bizler için önemlidir ve gereklidir. Elbette herkes kendisine güzel ve iyi davranılmasını istiyorsa, kendisi de başkalarına öylece davranmalıdır. Evet kendisi için istediğini, başkaları için istemesi; kendisi için istemediğini başkaları için de istememesi ilkesi herkes için geçerlidir. Çünkü herkes kendisi için, iyilik ve güzellik ister; kötülük istemez efendim. Tüm okuyucularıma faydalı olabildimse bu konuda ne mutlu!. En kalbi selamlarımı, saygılarımı ve muhabbetlerimi sunarım efendim. Değerli okuyucularım!. Kendinize iyi bakın ve Allah Teala’ya emanet olunuz efendim.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Ahlak

Ahlakın en mükemmelini yaşayan ve bu konuda tüm insanlığa örnek olan Hz. Muhammed (S.A.V.), bizlere her konuda örnektir. Ahlak denilince ilk olarak güzel ve iyi huy ve davranışlar akla gelmektedir. Bununla birlikte kötü davranışlardan ve kötü olan her şeyden de uzak durmak zihnimizde belirmektedir. Ahlakın genel olarak iki çeşidi olduğunu gerçeğini de unutmamak gerekiyor. İyi ahlak ve kötü ahlak. Alemlerin Efendisi Hz. Muhammed’in (S.A.V.) ahlakı Kur’an-ı Kerim’di, Mü’minlerin annesi Hz. Aişe (R.A.) bu gerçeği bizlere rivayet etmektedir. Peygamberimiz’in (S.A.V.) ahlakıyla ilgili olarak kendisine sorulan soruya “Sen Kur’an okumuyor musun? Allah Resülü’nün ahlakı Kur’andır.” diyerek cevaplamıştır (Ebu Davud,’’Tatavvu’’,26). Allah Teala Kur’an-ı Kerim’inde şöyle buyurmaktadır: “Andolsun ki, Allah’ın Resülünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı ümit eden, Allah’ı çok zikreden kişiler için güzel örnek vardır.” (el-Ahzab,33/21). Yine başka bir ayeti kerimede de ümmetine çok düşkün olduğu şöyle beyan buyurulur: “Andolsun ki, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” (et-Tevbe,9/128).Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Taif’e tebliğ ve irşat  için gidince, kendisine yapılan işkenceye ve zulme karşı bedduada bulunmamış ve hatta şöyle dua etmiştir: “Allah’ım!. Onların soyundan sana ihlasla ibadet edip hiçbir şeyi ortak koşmayacak kişiler çıkar.” (Buhari,’’Bed’ül-Halk’’,6).

 

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (S.A.V.) GÜZEL AHLAKINDAN VE İSLAM AHLAKINDAN ÖRNEKLER

Ağzından kötü söz çıkmaz, ahlakı güzel olanın iyi ve güzel insan olduğunu söylerdi (Buhari,“Edeb”38). Hayatında hiçbir kimseyi dövmemiş, hakarette bulunmamış ve şahsına yapılan haksızlıktan dolayı intikam almamış ve karşılık vermemiştir (Müslim,“Fezail’’79). Kendisine on yıl hizmette bulunan Enes b.Malik’e (R.A.) “öf” bile dememiş, onu azarlamamış ve kızmamıştır.(Müslim,“Fezail’’,51). Kötülüğe karşılık vermez, insanların özel hayatına saygı gösterir, onların kusurlarını bağışlayarak affederdi. (Tirmizi,“Birr’’,69). Kötü isim yapmış biri olsa dahi, ziyaretine geldiğinde onu geri çevirmez ve onu kabul eder ve izzeti ikramda bulunurdu. (Buhari,“Edeb’’,38,48). Çocukları sever, şefkat gösterir, onlarla ilgilenir ve onlarla dertleşerek hal hatırlarını sorardı. (Buhari,“Cenaiz’’,32). Son derece cömertti, kendisinden bir şey istendiğinde ona çok ihtiyacı da olsa verirdi, bir defasında yamaçta bulunan koyun sürüsünden birkaç tane isteyen bedeviye koyun sürüsünün hepsini vermişti. (Buhari,“Cenaiz’’,28;’’Edeb’’39). Görgüsüz kişilerin davranışları karşısında gülümsemekle yetinirdi.(Ebu Davud,’’Edeb’’1). Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) güzel ahlakını ve kibarlığını Allah Teala ayeti kerimesinde şöyle beyan etmektedir: “Allah’ın rahmetiyle onlara yumuşak davrandın. Şayet kaba ve katı kalpli olsaydın, hiç kuşkusuz etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; yapılacak olan iş hakkında onlara danış, görüş iste. Karar verdiğinde Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendine dayanıp güvenenleri sever.” (Al-i İmran,3/159). Rahmet olarak gönderilişi de şöyle ifade buyurulmaktadır: “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (el-Enbiya,21/107). Sadaka kabul etmez, hediye kabul ederdi ve hediyeleşmeyi tavsiye de etmiştir. Son derece mütevaziydi ve sade bir hayat yaşardı. Hayatının ilk yıllarını yoksullukla geçirmiştir. Bu konuda Allah Teala şöyle buyurmaktadır: “Rabbin seni yetim bulup barındırmadı mı? Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi? Seni yoksul bulup ta zengin etmedi mi?.” (ed-Duha,93/6-8).Aile hayatında gösterişten uzak, sade kendi halinde bir insandı, hanımlarına yardım eder, onlarla iyi geçinir ve iyi geçimi tavsiye ederdi ve de ailesinde mutluluk ve huzur hakimdi. Edeb ve haya sahibi idi, herkesle iyi geçinir ve sözünde durur ve kendisiyle iyi geçinilirdi. Samimi, candan, ilkeli ve kurallıydı. Adalet sahibiydi ve adaletle davranır ve öyle davranılmasını isterdi. Halim, selim ve ülfet sahibiydi ve herkese yardım etmek isterdi. Sabırlıydı ve vakarlıydı ve temizdi ve temizliği severdi. Her Cuma günü hutbe sonunda okunan ayeti kerimede(en-Nahl,19/90) beyan edildiği gibi adalet konusunda son derece objektif ve tarafsızdı: “Şüphesiz ki, Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri yasaklar, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” Kısaca, bazı örnekler sunmaya gayret gösterdik, yazımızın hacmi hepsini sunmaya elverişli olmadığından bu kadarla yetiniyorum değerli okuyucularım!.

 

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Bizleri yoktan var eden varlığından haberdar eden Rabbimiz, bizleri Muhammed Ümmeti olarak yarattı, bu özellik ve şerefle onur duyuyoruz, elbette bu onur bizlere büyük sorumluluklarda yüklemektedir. Bu sorumlulukları yerine getirme hususunda gayet göstermemiz gerekir. Güzel ahlak sahibi olmak ve Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) ahlakını öğrenip yerine getirmek durumundayız. Ahlak-ı Muhammediye, en mükemmel ve en kabule şayan ve de her yerde ve herkes tarafından istenen ahlaktır. Allah Teala’nın eğittiği, öğrettiği ve istediği ahlak: Muhammed’i Ahlaktır. Yazımızda zikrettiğimiz bu ahlaktan nasibimizi alarak yol haritamızı çizmek ve hayatımızı yaşamak önem arz etmektedir efendim. Tüm insanlığa rahmet ve irşat için gönderilen Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) ahlakını öğrenip, öğretmek; yaşayıp yaşatmak ve göstermek gerekmektedir. Tüm sorunlar ancak bu ahlakla çözümlenebilir. Ahlak bilindiği gibi insanın kendisiyle, diğer insanlar ve de çevresinde bulunanlarla ilgilidir. Hayatımızı en güzel şekilde yaşamak ahlakımıza bağlıdır, güzel ahlakımız varsa, hayatımızı güzel yaşarız; ahlakımız kötü ise yaşayışımız kötü olur. Bu doğru orantının iyi ve güzel olması bizler için önemlidir ve gereklidir. Elbette herkes kendisine güzel ve iyi davranılmasını istiyorsa, kendisi de başkalarına öylece davranmalıdır. Evet kendisi için istediğini, başkaları için istemesi; kendisi için istemediğini başkaları için de istememesi ilkesi herkes için geçerlidir. Çünkü herkes kendisi için, iyilik ve güzellik ister; kötülük istemez efendim. Tüm okuyucularıma faydalı olabildimse bu konuda ne mutlu!. En kalbi selamlarımı, saygılarımı ve muhabbetlerimi sunarım efendim. Değerli okuyucularım!. Kendinize iyi bakın ve Allah Teala’ya emanet olunuz efendim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.