Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
Köşe Yazarı
Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
 

İslamın Özü : Güzel Ahlaktır

Güzel ahlak; elbette tüm insanların iyi veya kötü olarak nitelenmesine neden olan huy ve davranışlardır. İşte bunun içindir ki, güzel ahlakı şöylece tanımlamamız mümkün olmaktadır: Allah Teala’nın bizden istediği yüce ahlaktır. Kur’an-ı Kerim’in bizden istediği en güzel ahlaktır. Güzel    dinimizde her şeyin esası ve özüdür. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in ahlakıyla ahlaklanmaktır. Aslında tüm ibadetlerin özü ve meyvesi de güzel ahlaktır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in ahlakını sorarak öğrenmek isteyen kimseye Hz. Ayşe (R.A.) annemiz şöyle cevap vermiştir: “Sen Kur’an okumuyor musun? O’nun ahlakı Kur’an idi.” (Müslim, “Müsafirun”, 139). Ahlaklı olmanın ve güzel ahlakı yaşamanın dinimizde çok önemli ve belirleyici yeri vardır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Kur’an-ı Kerim’de güzel ahlakıyla övülmüştür: “(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen yüksek bir ahlak üzeresin” (el-Kalem, 68/4). Peygamber Efendimiz (S.A.V.) gönderilişiyle ilgili olarak ta şöyle buyurmaktadır: “Ben ancak yüksek ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (el-Muvatta, “Hüsnü’l-Hulk” ,8). Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in İslam Dini’ne da’vetinde ve tebliğinde uyacakları kuralların çoğunlukla ve genellikle ahlaki ilke ve kurallar olduğunu görmekteyiz. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Kabe’yi ziyaret için gelen Medine’lileri (Yesriplileri) Akabe Biatları’nın yapıldığı yerde karşılayarak  onlara şöyle buyurmak suretiyle onlardan söz almıştır: “Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, kendiliğinizden uyduracağınız hiçbir yalanla iftirada bulunmamak, iyi işi işlemekte karşı gelmemek üzere bana biat ediniz (bana söz veriniz), içinizde sözünde duran olursa onun ecir ve mükafatı Allah’ın üzerinedir. Bu dediklerimden birini yapıp ta ondan dolayı dünyada cezaya uğrarsa bu ceza ona keffarettir. Bunlardan birini yapıp ta yaptığı işi Allah, örterse işi Allah’a kalır, isterse onu affeder, dilerse ona azap eder.” (Buhari, “İman” ,11). Kur’an-ı Kerim’de de kadınların biatleriyle ilgili olarak ta şöyle buyurulur: “Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri (gayri meşru çocuğa sahip olmamaları), iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususlarında sana biat ederlerse, onların biatlarını al ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Şüphesiz ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (el-Mümtehine, 60/12). Ahlakla, iman ve ibadetler ve de güzel ilişkiler arasında çok sıkı bağ vardır. Güzel ahlak bir sonuçtur, iman ve ibadetlerden sonra güzel davranışlarla ortaya çıkmaktadır. Esasen güzel ahlak güzel yaradılışın muhafaza edilerek korunmasıdır. Bir kimsenin kendisi için istediğini başkası için istemesidir güzel ahlak. Yine güzel ahlak bir kişinin kendisi için istemediğini başkası için istememesidir. Herkes ne yaparsa kendisine yapar. Onun için kendisi ve başkaları için iyilik ve güzellik istemesi çok ama çok önem arz etmektedir efendim. Herkes güzel ahlaklı olursa toplumdaki birçok sorun ortadan kalkar ve kalkınma, huzur ve mutluluk ve de barış, esenlik gerçekleşmiş olur. Tüm herkese iyilik, güzellik ve sağlık ve de mutluluk dileklerimi arz ediyorum, Allah’a emanet olun efendim. BİR AYET-İ KERİME “(Ey Muhammed!) Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlanma dile. İş konusunda onlarla istişare et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et (o işin sonucunu Allah’a havale et, dayan, güven). Şüphesiz ki, Allah tevekkül edenleri sever.” (Al-i İmran, 3/159). BİR HADİS-İ ŞERİF “Dört şey sende olduktan sonra dünyadaki kaybından sana bir zarar gelmez: Emaneti korumak, doğru söylemek, güzel ahlak ve helal lokma.” (el-Münziri, et-Terğib  ve’t-Terhib, III, 289 (Hadisi Ahmed,  Teberani ve Beyhaki rivayet etmiştir.) BİR DUA Allah’ım! Bizlerin ahlakını güzel eyle ve Ahlak-ı Muhammediye ile ahlaklanmayı bizlere lütfeyle, kusurlarımızı ve günahlarımızı affeyle, seyyiatlarımızı hasenata tebdil eyle ve kötü huylardan ve ahlaklardan bizleri koruyarak muhafaza buyur. BİR FETVA Ümmet-i Muhammed olarak, güzel ahlakın temsilcisi ve uygulayıcısı olan Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in ahlakını öğrenerek yaşamalıyız ve yaşatmalıyız.

İslamın Özü : Güzel Ahlaktır

Güzel ahlak; elbette tüm insanların iyi veya kötü olarak nitelenmesine neden olan huy ve davranışlardır. İşte bunun içindir ki, güzel ahlakı şöylece tanımlamamız mümkün olmaktadır: Allah Teala’nın bizden istediği yüce ahlaktır. Kur’an-ı Kerim’in bizden istediği en güzel ahlaktır. Güzel    dinimizde her şeyin esası ve özüdür. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in ahlakıyla ahlaklanmaktır.

Aslında tüm ibadetlerin özü ve meyvesi de güzel ahlaktır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in ahlakını sorarak öğrenmek isteyen kimseye Hz. Ayşe (R.A.) annemiz şöyle cevap vermiştir: “Sen Kur’an okumuyor musun? O’nun ahlakı Kur’an idi.” (Müslim, “Müsafirun”, 139). Ahlaklı olmanın ve güzel ahlakı yaşamanın dinimizde çok önemli ve belirleyici yeri vardır. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Kur’an-ı Kerim’de güzel ahlakıyla övülmüştür: “(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen yüksek bir ahlak üzeresin” (el-Kalem, 68/4). Peygamber Efendimiz (S.A.V.) gönderilişiyle ilgili olarak ta şöyle buyurmaktadır: “Ben ancak yüksek ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (el-Muvatta, “Hüsnü’l-Hulk” ,8).

Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in İslam Dini’ne da’vetinde ve tebliğinde uyacakları kuralların çoğunlukla ve genellikle ahlaki ilke ve kurallar olduğunu görmekteyiz. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Kabe’yi ziyaret için gelen Medine’lileri (Yesriplileri) Akabe Biatları’nın yapıldığı yerde karşılayarak  onlara şöyle buyurmak suretiyle onlardan söz almıştır: “Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, kendiliğinizden uyduracağınız hiçbir yalanla iftirada bulunmamak, iyi işi işlemekte karşı gelmemek üzere bana biat ediniz (bana söz veriniz), içinizde sözünde duran olursa onun ecir ve mükafatı Allah’ın üzerinedir. Bu dediklerimden birini yapıp ta ondan dolayı dünyada cezaya uğrarsa bu ceza ona keffarettir. Bunlardan birini yapıp ta yaptığı işi Allah, örterse işi Allah’a kalır, isterse onu affeder, dilerse ona azap eder.” (Buhari, “İman” ,11).

Kur’an-ı Kerim’de de kadınların biatleriyle ilgili olarak ta şöyle buyurulur: “Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri (gayri meşru çocuğa sahip olmamaları), iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususlarında sana biat ederlerse, onların biatlarını al ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Şüphesiz ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (el-Mümtehine, 60/12).

Ahlakla, iman ve ibadetler ve de güzel ilişkiler arasında çok sıkı bağ vardır. Güzel ahlak bir sonuçtur, iman ve ibadetlerden sonra güzel davranışlarla ortaya çıkmaktadır. Esasen güzel ahlak güzel yaradılışın muhafaza edilerek korunmasıdır. Bir kimsenin kendisi için istediğini başkası için istemesidir güzel ahlak. Yine güzel ahlak bir kişinin kendisi için istemediğini başkası için istememesidir.

Herkes ne yaparsa kendisine yapar. Onun için kendisi ve başkaları için iyilik ve güzellik istemesi çok ama çok önem arz etmektedir efendim. Herkes güzel ahlaklı olursa toplumdaki birçok sorun ortadan kalkar ve kalkınma, huzur ve mutluluk ve de barış, esenlik gerçekleşmiş olur. Tüm herkese iyilik, güzellik ve sağlık ve de mutluluk dileklerimi arz ediyorum, Allah’a emanet olun efendim.

BİR AYET-İ KERİME

“(Ey Muhammed!) Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlanma dile. İş konusunda onlarla istişare et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et (o işin sonucunu Allah’a havale et, dayan, güven). Şüphesiz ki, Allah tevekkül edenleri sever.” (Al-i İmran, 3/159).

BİR HADİS-İ ŞERİF

“Dört şey sende olduktan sonra dünyadaki kaybından sana bir zarar gelmez: Emaneti korumak, doğru söylemek, güzel ahlak ve helal lokma.” (el-Münziri, et-Terğib  ve’t-Terhib, III, 289 (Hadisi Ahmed,  Teberani ve Beyhaki rivayet etmiştir.)

BİR DUA

Allah’ım! Bizlerin ahlakını güzel eyle ve Ahlak-ı Muhammediye ile ahlaklanmayı bizlere lütfeyle, kusurlarımızı ve günahlarımızı affeyle, seyyiatlarımızı hasenata tebdil eyle ve kötü huylardan ve ahlaklardan bizleri koruyarak muhafaza buyur.

BİR FETVA

Ümmet-i Muhammed olarak, güzel ahlakın temsilcisi ve uygulayıcısı olan Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in ahlakını öğrenerek yaşamalıyız ve yaşatmalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.