Hüseyin DEMİRTAŞ
Köşe Yazarı
Hüseyin DEMİRTAŞ
 

Kadının, hak ve adalet arayışını destekliyoruz.

GÜZEL DİNİMİZ İSLAM VE KADIN (10 Maddede Dinimizin Kadın Söylemi)     Kadına dair konular başta şiddet olmak üzere günümüz hayatının en önemli konu başlıklarıdır. Nerde ise her gün kadına yönelik şiddeti, kadını aşağılayan tavır ve davranışları kitle iletişim araçlarında bir haber olarak şahit olmaktayız. Sizlere bu buluşmamızda güzel dinimiz İslamın kadına bakışını ve kadına dair söylemini kısa maddeler halinde değerlendireceğiz. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, Yüce Kitabımızda insana bakış, cinsiyet üzerinden değil, insiyet (insanlık) üzerinden  bakılmaktadır. Kadın ve erkek, bir bütünün iki eşit parçalarıdır. Bu anlamda kitabımızda zevc-zevce ikilisi kullanılmaktadır.   Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerimin Nisa suresi birinci ayetinde,   “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah'a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.” buyurmaktadır.   Allah Teala, Hz. Âdem'i ve Hz. Havva'yı yarattı, birini diğerinden değil, her ikisini de aynı özden, topraktan yarattı. Birini diğeri için değil, her ikisini de yeryüzünü birlikte imar etsinler diye yarattı. İkisi birlikte Allah'ın hitabına muhatap oldular. İkisi birlikte şeytana kandılar. Biri diğerini aldatmadı, ikisi birlikte aldandılar. İkisi birlikte pişman olup tövbe ettiler, dünyadaki sorumluluğu birlikte üstlendiler, ikisi de halife olarak gönderildiler… Allah, Kerim Kitabında kadınlarla öyle ilgilendi ki bir kadın kocasından şikâyetçiydi, bunun üzerine ‘tartışan kadın’ (hakkını arayan kadın) anlamına gelen Mücâdile suresi nazil oldu.    Ümmü Seleme, Âişe ve Zeyneb bnt. Cahş validelerimizin de aralarında bulunduğu muhacir ve ensar hanımlarından oluşan bir grubun Resûlullah'a gelerek, “Ey Allah'ın Resûlü, bizler Allah'ın kitabında neden erkeklerle birlikte zikredilmiyoruz. Bizde bir hayır yok mu? Biz buna layık değil miyiz?” şeklinde serzenişte bulunmaları üzerine Ahzâb suresinde karşılık verildi.    “Müslüman erkekler, müslüman kadınlar; mümin erkekler, mümin kadınlar; ibadet ve itaat eden erkekler, ibadet ve itaat eden kadınlar; özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar; sabreden erkekler, sabreden kadınlar; gönlünü ibadete vermiş erkekler, gönlünü ibadete vermiş kadınlar; (Allah için) yardım yapan erkekler, yardım yapan kadınlar; oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar; iffetlerini koruyan erkekler, iffetlerini koruyan kadınlar; Allah'ı çokça anan erkekler, çokça anan kadınlar; işte bunlar için Allah büyük bir ödül hazırlamıştır.” (Ahzab,35)   Aynı zamanda bu, Kur'an-ı Kerim'in dilinde cinsiyet arayanlara, onun tek yönlü bir cinsiyet dili kullandığını iddia edenlere de cevap oldu.   10 Maddede Dinimizin Kadın Söylemi    Hz. Peygamber Aleyhisselam, İslam Dinini ve dinin en temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerimi, 23 yıllık bir süre içinde İslam tebliğ etmiştir. Hz. Kur'an, toplumları eğitirken, tedric (aşamalı/kademeli) sistemi ile eğiterek kamale ulaştırmıştır. Bu süreç yönetimini birçok konu ile ilgili görebilirsiniz. (Örneğin içkinin haram kılınma süreci tam bir rehabilitasyon sürecidir. 4 aşamalı bir süreçten sonra toplum rehabilite olmuş ve içki yasağı gelmiştir) Öncelikle şunu belirtelim ki Yüce Rabbimiz insanı, kadın-erkek ayrımı yapmadan değerlendirmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Hakikaten biz, insanoğlunu en güzel kıvamda (takvim) yarattık” (Tin,4)   Toplumsal anlamda kadının hak ettiği yere ulaşabilmesi için dinimiz kıvamlı süreç ve bir metotla kadını hak ettiği yere ulaştırmıştır. İslam Dininin medeniyet perspektifinde baktığımızda Kadın Söylemi konusunda aşağıdaki başlıkları görüyoruz.   10 Başlıkta Dinimizin Kadın Söylemi    1- Kadına Hukuki Şahsiyet kazandırdı:    Kur'an'ın tebliğcisi Hz. Peygamberin geldiği dönemde Cahiliye Döneminde (Karanlık Dönem) kadının hukuki şahsiyeti yoktu. Mirastan pay almayı bırakın, kadının kendisi mirasa konu oluyordu! İslam, mirastan pay vererek, kadına mülkiyet hakkı tanıyarak hukuki şahsiyet kazandırmış oldu. Yüce Kitabımızda, “Anne ve baba ile akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır; anne ve baba ile akrabanın bıraktıklarından kadınlar için de bir pay vardır. Bunun azından ve çoğundan farz kılınmış bir pay vardır.” (Nisa, 7) buyurarak bu hakkı ebedileştirdi.   2- Kadına Seçme Hakkı tanıdı.    Hz. Peygamber Medine'ye göç ettiğinde Medine'de oluşan yeni toplumda sosyal sözleşme anlamına gelen Biat kavramı ile sözleşmenin tarafı oldu. Kadınlar, Hz. Peygamber ile devlet başkanlığı sıfatı ile onlarla biat etti: “Ey peygamber, mü'min kadınlar - Allaha hiçbir şey'i eş tutmamaları, hırsızlık yapmamaları, zina etmemeleri, evlâdlarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira düzüb getirmemeleri, (emredeceğin) her hangi bir iyilik hususunda sana aasî olmamaları şartiyle - sana bey'atleşmiye geldikleri zaman bey'atlerini kabul et.” (Mümtehine,12)   Yani Yüce Rabbimiz, Mumtehine suresi son ayet ile Devlet başkanı sıfatı ile Hz. Peygamber ile bazı ilkeler etrafında sosyal sözleşme hakkı tanıyarak ve onları taraf kabul ederek sosyal hayattaki yerini tanımlamış oldu.   3- Aile hayatında “Kıvamlı Aile Modelini” getirdi.    Aile hayatında kadın ve erkeğe yeni sorumluluklar yükledi. Biyolojik, Fizyolojik ve Psikolojik yapısına uygun olarak aile hayatında dengeli ve kıvamlı sorumluluklar verdi. “Erricalu Kavvamune” (Nisa,34) ifadesinde olduğu gibi Aile Hayatındaki yönetimi kıvam kelimesi ile ifade ederek erkeğe verdi. Aile hayatında sorumlulukları kıvamlı dağıttı. Örneğin, aile hayatında geçim konusunda maddi külfeti erkeğe yükledi. Miras sisteminde kulfet-nimet dengesini esas alarak miras dağıtımında şayet miras alanlar çocuklar ise, erkek-kız kardeş pozisyonunda ikili-birli taksim yaparken, anne-baba pozisyonda miras alınıyorsa ile anne-babalara altıda bir hissede ortak eşit pay vererek onları eşitledi. Kıvamın gereği ne ise onu yapıyor adeta...!   4- Kadın-erkek ilişkilerinde Eş (Zevc ve Zevce) kavramını kullandı.   Böylece eşleri birbiri ile yarıştırmadı. “Ey insanlar! Sizi bir tek can(lı)dan yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok kadın ve erkek meydana getiren Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun.” (Nisa, 1)  Arapçada Zevc, erkek eş, Zevce de, kadın eş anlamına gelmektedir.   5- Ebeveyn içinde anayı öne çıkardı. Kadının hamilelik sürecini özellikle Kur'an'da gündem yaptı.   “Biz, insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun (anne karnında) taşınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır.” (Ahkaf,15) Sevgili peygamberimizin dilinde cenneti anaların ayakları altına koydu.   6- Örtünme ve tesettür farzı ile kadınları kötü niyetli erkeklerden korumaya aldı.   Bununla birlikte “takva elbisesi” (Araf,26) kavramını vurgu yaparak içi boşaltılmış şekilci din anlayışını dışladı. Kadınların dış elbiseleri giymeleri ile ilgili olarak şöyle buyurdu:   “Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Ahzab, 39)   7- Kadını görüntüsü ile değil de fikri ve düşüncesi ile öne çıkardı.   Mümin erkekler ve mümin kadınlar, ortak iyiyi anlatmada(maruf) birbirlerinin yardımcısı yaptı. “Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah'a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe,71)   8- Neml Suresinde Hz. Süleyman Aleyhisselam kıssası bağlamında Yönetici kadın figürününe dikkat çekti.   Böylece kadının sosyal hayatta da yönetici olarak da yer alabileceğini hissettirdi. “Oranın halkına bir kadının hükmettiğini gördüm; (öyle bir kadın ki,) kendisine (iyi ve güzel) şeylerin hepsinden (cömertçe) verilmiş; güçlü de bir yönetimi var.” (Neml,23)   9- Hakkını arayan kadının mücadelesini Mücadile Suresi ile ölümsüzleştirdi.   “Kocası hakkında seninle mücadele eden ve (kimsesizliği ile ihtiyacından) Allah'a şikâyet eden kadının sözünü Allah işitti. Allah zaten konuşmalarınızı işitir; çünkü Allah her şeyi işitendir, görendir.” (Mücadele ,1)   10- Kadının şahitliği, birden fazla kadınla evlenme konusu başta olmak üzere kadını ilgilendiren diğer konularda gerçekçi ve gerekçeli açıklamalarda bulundu.   Aşamalılık prensibi dahilinde hepsinin sosyolojik, psikolojik tabanlı makul dini açıklamalarının olduğu kesinlikle görülecektir. Makalemizin konusunu aştığı için şimdilik bu kadarla iktifa ediyoruz.   Güzel Dinimiz, kadın ve aile hayatımız konusunda;   ■Müstehcenliğe karşı, Mahremiyetin yanında,    ■Sömüruye karşı, Emeğin yanında,   ■İstismar ve ahlaksızlığa karşı, İffetin yanında   ■Zulme karşı, Adaletin yanında,   ■Ayrımcılığa karşı, Birliğin yanında,   ■Baskıya karşı, Özgürlüğün /Saygının yanındayız.. diyoruz.   Kadını ile erkeği ile Yüce Rabbimize bağlı bir kul olmak duası ve niyazı ile selam ve sevgi ile kalınız..!  

Kadının, hak ve adalet arayışını destekliyoruz.

GÜZEL DİNİMİZ İSLAM VE KADIN
(10 Maddede Dinimizin Kadın Söylemi)  

 

Kadına dair konular başta şiddet olmak üzere günümüz hayatının en önemli konu başlıklarıdır. Nerde ise her gün kadına yönelik şiddeti, kadını aşağılayan tavır ve davranışları kitle iletişim araçlarında bir haber olarak şahit olmaktayız. Sizlere bu buluşmamızda güzel dinimiz İslamın kadına bakışını ve kadına dair söylemini kısa maddeler halinde değerlendireceğiz. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, Yüce Kitabımızda insana bakış, cinsiyet üzerinden değil, insiyet (insanlık) üzerinden  bakılmaktadır. Kadın ve erkek, bir bütünün iki eşit parçalarıdır. Bu anlamda kitabımızda zevc-zevce ikilisi kullanılmaktadır.

 

Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerimin Nisa suresi birinci ayetinde,  
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan rabbinize itaatsizlikten sakının. Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah'a saygısızlıktan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.” buyurmaktadır.

 

Allah Teala, Hz. Âdem'i ve Hz. Havva'yı yarattı, birini diğerinden değil, her ikisini de aynı özden, topraktan yarattı. Birini diğeri için değil, her ikisini de yeryüzünü birlikte imar etsinler diye yarattı. İkisi birlikte Allah'ın hitabına muhatap oldular. İkisi birlikte şeytana kandılar. Biri diğerini aldatmadı, ikisi birlikte aldandılar. İkisi birlikte pişman olup tövbe ettiler, dünyadaki sorumluluğu birlikte üstlendiler, ikisi de halife olarak gönderildiler… Allah, Kerim Kitabında kadınlarla öyle ilgilendi ki bir kadın kocasından şikâyetçiydi, bunun üzerine ‘tartışan kadın’ (hakkını arayan kadın) anlamına gelen Mücâdile suresi nazil oldu. 

 

Ümmü Seleme, Âişe ve Zeyneb bnt. Cahş validelerimizin de aralarında bulunduğu muhacir ve ensar hanımlarından oluşan bir grubun Resûlullah'a gelerek, “Ey Allah'ın Resûlü, bizler Allah'ın kitabında neden erkeklerle birlikte zikredilmiyoruz. Bizde bir hayır yok mu? Biz buna layık değil miyiz?” şeklinde serzenişte bulunmaları üzerine Ahzâb suresinde karşılık verildi. 

 

“Müslüman erkekler, müslüman kadınlar; mümin erkekler, mümin kadınlar; ibadet ve itaat eden erkekler, ibadet ve itaat eden kadınlar; özü sözü doğru erkekler, özü sözü doğru kadınlar; sabreden erkekler, sabreden kadınlar; gönlünü ibadete vermiş erkekler, gönlünü ibadete vermiş kadınlar; (Allah için) yardım yapan erkekler, yardım yapan kadınlar; oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar; iffetlerini koruyan erkekler, iffetlerini koruyan kadınlar; Allah'ı çokça anan erkekler, çokça anan kadınlar; işte bunlar için Allah büyük bir ödül hazırlamıştır.” (Ahzab,35)

 

Aynı zamanda bu, Kur'an-ı Kerim'in dilinde cinsiyet arayanlara, onun tek yönlü bir cinsiyet dili kullandığını iddia edenlere de cevap oldu.

 

10 Maddede Dinimizin Kadın Söylemi 

 

Hz. Peygamber Aleyhisselam, İslam Dinini ve dinin en temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerimi, 23 yıllık bir süre içinde İslam tebliğ etmiştir. Hz. Kur'an, toplumları eğitirken, tedric (aşamalı/kademeli) sistemi ile eğiterek kamale ulaştırmıştır. Bu süreç yönetimini birçok konu ile ilgili görebilirsiniz. (Örneğin içkinin haram kılınma süreci tam bir rehabilitasyon sürecidir. 4 aşamalı bir süreçten sonra toplum rehabilite olmuş ve içki yasağı gelmiştir) Öncelikle şunu belirtelim ki Yüce Rabbimiz insanı, kadın-erkek ayrımı yapmadan değerlendirmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Hakikaten biz, insanoğlunu en güzel kıvamda (takvim) yarattık” (Tin,4)

 

Toplumsal anlamda kadının hak ettiği yere ulaşabilmesi için dinimiz kıvamlı süreç ve bir metotla kadını hak ettiği yere ulaştırmıştır. İslam Dininin medeniyet perspektifinde baktığımızda Kadın Söylemi konusunda aşağıdaki başlıkları görüyoruz.

 

10 Başlıkta Dinimizin Kadın Söylemi 

 

1- Kadına Hukuki Şahsiyet kazandırdı: 
 

Kur'an'ın tebliğcisi Hz. Peygamberin geldiği dönemde Cahiliye Döneminde (Karanlık Dönem) kadının hukuki şahsiyeti yoktu. Mirastan pay almayı bırakın, kadının kendisi mirasa konu oluyordu! İslam, mirastan pay vererek, kadına mülkiyet hakkı tanıyarak hukuki şahsiyet kazandırmış oldu. Yüce Kitabımızda, “Anne ve baba ile akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır; anne ve baba ile akrabanın bıraktıklarından kadınlar için de bir pay vardır. Bunun azından ve çoğundan farz kılınmış bir pay vardır.” (Nisa, 7) buyurarak bu hakkı ebedileştirdi.

 

2- Kadına Seçme Hakkı tanıdı. 
 

Hz. Peygamber Medine'ye göç ettiğinde Medine'de oluşan yeni toplumda sosyal sözleşme anlamına gelen Biat kavramı ile sözleşmenin tarafı oldu. Kadınlar, Hz. Peygamber ile devlet başkanlığı sıfatı ile onlarla biat etti: “Ey peygamber, mü'min kadınlar - Allaha hiçbir şey'i eş tutmamaları, hırsızlık yapmamaları, zina etmemeleri, evlâdlarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira düzüb getirmemeleri, (emredeceğin) her hangi bir iyilik hususunda sana aasî olmamaları şartiyle - sana bey'atleşmiye geldikleri zaman bey'atlerini kabul et.” (Mümtehine,12)

 

Yani Yüce Rabbimiz, Mumtehine suresi son ayet ile Devlet başkanı sıfatı ile Hz. Peygamber ile bazı ilkeler etrafında sosyal sözleşme hakkı tanıyarak ve onları taraf kabul ederek sosyal hayattaki yerini tanımlamış oldu.

 

3- Aile hayatında “Kıvamlı Aile Modelini” getirdi. 
 

Aile hayatında kadın ve erkeğe yeni sorumluluklar yükledi. Biyolojik, Fizyolojik ve Psikolojik yapısına uygun olarak aile hayatında dengeli ve kıvamlı sorumluluklar verdi. “Erricalu Kavvamune” (Nisa,34) ifadesinde olduğu gibi Aile Hayatındaki yönetimi kıvam kelimesi ile ifade ederek erkeğe verdi. Aile hayatında sorumlulukları kıvamlı dağıttı. Örneğin, aile hayatında geçim konusunda maddi külfeti erkeğe yükledi. Miras sisteminde kulfet-nimet dengesini esas alarak miras dağıtımında şayet miras alanlar çocuklar ise, erkek-kız kardeş pozisyonunda ikili-birli taksim yaparken, anne-baba pozisyonda miras alınıyorsa ile anne-babalara altıda bir hissede ortak eşit pay vererek onları eşitledi. Kıvamın gereği ne ise onu yapıyor adeta...!

 

4- Kadın-erkek ilişkilerinde Eş (Zevc ve Zevce) kavramını kullandı.

 

Böylece eşleri birbiri ile yarıştırmadı. “Ey insanlar! Sizi bir tek can(lı)dan yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok kadın ve erkek meydana getiren Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun.” (Nisa, 1)  Arapçada Zevc, erkek eş, Zevce de, kadın eş anlamına gelmektedir.

 

5- Ebeveyn içinde anayı öne çıkardı. Kadının hamilelik sürecini özellikle Kur'an'da gündem yaptı.

 

“Biz, insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun (anne karnında) taşınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır.” (Ahkaf,15) Sevgili peygamberimizin dilinde cenneti anaların ayakları altına koydu.

 

6- Örtünme ve tesettür farzı ile kadınları kötü niyetli erkeklerden korumaya aldı.

 

Bununla birlikte “takva elbisesi” (Araf,26) kavramını vurgu yaparak içi boşaltılmış şekilci din anlayışını dışladı. Kadınların dış elbiseleri giymeleri ile ilgili olarak şöyle buyurdu:

 

“Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Ahzab, 39)

 

7- Kadını görüntüsü ile değil de fikri ve düşüncesi ile öne çıkardı.

 

Mümin erkekler ve mümin kadınlar, ortak iyiyi anlatmada(maruf) birbirlerinin yardımcısı yaptı. “Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah'a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe,71)

 

8- Neml Suresinde Hz. Süleyman Aleyhisselam kıssası bağlamında Yönetici kadın figürününe dikkat çekti.

 

Böylece kadının sosyal hayatta da yönetici olarak da yer alabileceğini hissettirdi. “Oranın halkına bir kadının hükmettiğini gördüm; (öyle bir kadın ki,) kendisine (iyi ve güzel) şeylerin hepsinden (cömertçe) verilmiş; güçlü de bir yönetimi var.” (Neml,23)

 

9- Hakkını arayan kadının mücadelesini Mücadile Suresi ile ölümsüzleştirdi.

 

“Kocası hakkında seninle mücadele eden ve (kimsesizliği ile ihtiyacından) Allah'a şikâyet eden kadının sözünü Allah işitti. Allah zaten konuşmalarınızı işitir; çünkü Allah her şeyi işitendir, görendir.” (Mücadele ,1)

 

10- Kadının şahitliği, birden fazla kadınla evlenme konusu başta olmak üzere kadını ilgilendiren diğer konularda gerçekçi ve gerekçeli açıklamalarda bulundu.

 

Aşamalılık prensibi dahilinde hepsinin sosyolojik, psikolojik tabanlı makul dini açıklamalarının olduğu kesinlikle görülecektir. Makalemizin konusunu aştığı için şimdilik bu kadarla iktifa ediyoruz.

 

Güzel Dinimiz, kadın ve aile hayatımız konusunda;

 

■Müstehcenliğe karşı, Mahremiyetin yanında, 
 

■Sömüruye karşı, Emeğin yanında,
 

■İstismar ve ahlaksızlığa karşı, İffetin yanında
 

■Zulme karşı, Adaletin yanında,
 

■Ayrımcılığa karşı, Birliğin yanında,
 

■Baskıya karşı, Özgürlüğün /Saygının yanındayız.. diyoruz.

 

Kadını ile erkeği ile Yüce Rabbimize bağlı bir kul olmak duası ve niyazı ile selam ve sevgi ile kalınız..!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.