Esra GÜREL ŞEN
Köşe Yazarı
Esra GÜREL ŞEN
 

#Hashtag

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Kadınların tümü hep emekçi olduğundan hepsinin günü kutlu olsun ve umarım 8 Mart bu yıl bir şeyleri değiştirebilir... Kadınlar Günü için yazıma böyle başlayacak ve devam edecektim ama yazamadım. Çünkü, 6 Mart’ta Samsun’da bir kadın sokak ortasında beş yaşındaki kızının gözü önünde eski eşi tarafından öldüresiye dövüldü. Ardından sosyal medyada tepkiler başladı. İnsanlar bu olaya sert tepki verdiler. Haklıydılar Hepimiz bıktık, hepimiz korkuyoruz. Bir kadın ve kız çocukları olan bir anne olarak böyle şiddet dolu bir ortamda yaşamaktan korkuyorum ve 2021 yılının Türkiye’sinde kadına şiddetin kangren bir yara olmasından utanıyorum. Eminim pek çok erkekte böylesi canilerle aynı cinsten olmaktan utanıyor ve bir gün kadın şiddetine tanık olursa ne yapacağını kestirememekten korkuyordur. Şimdi diyeceksiniz ki niye korksun?  Çünkü müdahale sizi de suçlu duruma sokabiliyor. İşte bu nedenle korku anlaşılabilir. Ancak, elbette görmezden gelinsin demiyorum. Ne olursa olsun insani duygular taşıyan her erkek ve her kadın -cinsiyeti fark etmez-şiddete tanık olduğunda müdahale etmeli, önlemeye çalışmalı ve kolluk kuvvetlerini haberdar etmelidir. Bu insanlık borcudur. Dikkat edin görev demiyorum bu borçtur. Görevi ihmal edebilirsiniz ama borç ödenmeli. Yalnız dikkatimi çeken ve canımı yakan bir şey var. Özellikle erkek sosyal medya kullanıcılarının çoğu kadına şiddet uygulayan bu tür adamlara (?) çok kızmışlar ve öfkelerini tamamen bu adamların (?) annesine, kızına, kardeşine hatta karısına yönelik aynı derecede veya daha dehşetli bir şiddeti içeren küfürlerle belirtmişler. Okudukça kanım dondu. Öfke şiddeti yaratan erkeğe mi? Yoksa tümden kadının varlığına mı? Anlayamadım.   Şimdi soruyorum; Kadına şiddeti kim bitirecek?   Kadına şiddeti kınamak için bile kadına şiddet içeren kötü sözler kullanıyorsak; Kadına şiddeti kim bitirecek?   Hâlâ sadece Kadınlar Gününde, Anneler Gününde, Sevgililer gününde hatırlayıp Çiçektir, melektir, kalbimizdeki şiir, gözümüzdeki nurdur hamasetiyle ruhsuz gösteriler yapıyorsak; Hâlâ kutlamamız gereken kadın günleri varsa; Hâlâ kadını erkeğin altında korunmaya muhtaç varlıklar olarak görüyorsak; Hâlâ bağımsız bir kişilik, bir birey, bir insan olarak görmektense görünmez olmasına aldırmıyorsak; Hâlâ adı yoksa kadının, Hâlâ sofradaki yeri erkekten sonraysa, Hâlâ sustuğumuzda, “Kız doğdu,” diyorsak Hâlâ kadın... Hâlâ, hâlâ, hâlâ... Kadın denilince hâlâ, ne çok hâlâ var değil mi?   Öyleyse tekrar soruyorum. Kadına şiddeti kim bitirecek?   Şiddet dolu ülkemizde öldürülme, yaralanma, tecavüze uğrama, dövülme, sokağa atılma, horlanma, hakarete uğrama, psikolojik şiddet ile ruhsal parçalanma, işsiz ve çaresiz bırakılma tehlikeleri olmadan geçireceğimiz fakat her an bunları yaşayan kadınların olduğunu bileceğimiz 8 Mart Kadınlar günümüz umarım kutlu olur.   Bence hashtag (#) artık, #BirŞeylerYapmalıyız olmalı.   Esen kalın.

#Hashtag

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Kadınların tümü hep emekçi olduğundan hepsinin günü kutlu olsun ve umarım 8 Mart bu yıl bir şeyleri değiştirebilir...

Kadınlar Günü için yazıma böyle başlayacak ve devam edecektim ama yazamadım. Çünkü, 6 Mart’ta Samsun’da bir kadın sokak ortasında beş yaşındaki kızının gözü önünde eski eşi tarafından öldüresiye dövüldü.

Ardından sosyal medyada tepkiler başladı. İnsanlar bu olaya sert tepki verdiler.

Haklıydılar

Hepimiz bıktık, hepimiz korkuyoruz.

Bir kadın ve kız çocukları olan bir anne olarak böyle şiddet dolu bir ortamda yaşamaktan korkuyorum ve 2021 yılının Türkiye’sinde kadına şiddetin kangren bir yara olmasından utanıyorum.

Eminim pek çok erkekte böylesi canilerle aynı cinsten olmaktan utanıyor ve bir gün kadın şiddetine tanık olursa ne yapacağını kestirememekten korkuyordur.

Şimdi diyeceksiniz ki niye korksun? 

Çünkü müdahale sizi de suçlu duruma sokabiliyor. İşte bu nedenle korku anlaşılabilir.

Ancak, elbette görmezden gelinsin demiyorum. Ne olursa olsun insani duygular taşıyan her erkek ve her kadın -cinsiyeti fark etmez-şiddete tanık olduğunda müdahale etmeli, önlemeye çalışmalı ve kolluk kuvvetlerini haberdar etmelidir. Bu insanlık borcudur. Dikkat edin görev demiyorum bu borçtur. Görevi ihmal edebilirsiniz ama borç ödenmeli.

Yalnız dikkatimi çeken ve canımı yakan bir şey var.

Özellikle erkek sosyal medya kullanıcılarının çoğu kadına şiddet uygulayan bu tür adamlara (?) çok kızmışlar ve öfkelerini tamamen bu adamların (?) annesine, kızına, kardeşine hatta karısına yönelik aynı derecede veya daha dehşetli bir şiddeti içeren küfürlerle belirtmişler.

Okudukça kanım dondu.

Öfke şiddeti yaratan erkeğe mi?

Yoksa tümden kadının varlığına mı? Anlayamadım.

 

Şimdi soruyorum;

Kadına şiddeti kim bitirecek?

 

Kadına şiddeti kınamak için bile kadına şiddet içeren kötü sözler kullanıyorsak;

Kadına şiddeti kim bitirecek?

 

Hâlâ sadece Kadınlar Gününde, Anneler Gününde, Sevgililer gününde hatırlayıp

Çiçektir, melektir, kalbimizdeki şiir, gözümüzdeki nurdur hamasetiyle ruhsuz gösteriler yapıyorsak;

Hâlâ kutlamamız gereken kadın günleri varsa;

Hâlâ kadını erkeğin altında korunmaya muhtaç varlıklar olarak görüyorsak;

Hâlâ bağımsız bir kişilik, bir birey, bir insan olarak görmektense görünmez olmasına aldırmıyorsak;

Hâlâ adı yoksa kadının,

Hâlâ sofradaki yeri erkekten sonraysa,

Hâlâ sustuğumuzda, “Kız doğdu,” diyorsak

Hâlâ kadın...

Hâlâ, hâlâ, hâlâ...

Kadın denilince hâlâ, ne çok hâlâ var değil mi?

 

Öyleyse tekrar soruyorum.

Kadına şiddeti kim bitirecek?

 

Şiddet dolu ülkemizde öldürülme, yaralanma, tecavüze uğrama, dövülme, sokağa atılma, horlanma, hakarete uğrama, psikolojik şiddet ile ruhsal parçalanma, işsiz ve çaresiz bırakılma tehlikeleri olmadan geçireceğimiz fakat her an bunları yaşayan kadınların olduğunu bileceğimiz 8 Mart Kadınlar günümüz umarım kutlu olur.

 

Bence hashtag (#) artık, #BirŞeylerYapmalıyız olmalı.

 

Esen kalın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.