Esra GÜREL ŞEN
Köşe Yazarı
Esra GÜREL ŞEN
 

Doğu Ekspresi: DÖNÜŞ

Uzun sürecek bir tren yolculuğu yeniden başlamak üzere. Tatvan garında son fotoğraflar çekildi ve kondüktörün çaldığı düdükle birlikte istasyonda gördüğümüz herkese el sallayarak uzaklaştık. Bu sefer gece başlamadık yolculuğa o nedenle tren penceresinden görünen manzaralar değme fotoğraf dergilerine konu olacak kadar güzel. Yolculuğumuzun büyük bir kısmında bize eşlik eden Murat Nehri Fırat’la birleştiği noktaya kadar eşsiz kar ve nehir manzaraları sundu bizlere. Tarihi ve modern köprüler, barajlar ufak büyük göletler, köyler, kasabalar ve şehirler.  Nemrut dağının masalsı görüntüsüne bayılıp onlarca fotoğraf çekerken Keban barajının çevreye verdiği bereketi gözle görmek sonra da ulu dağları yavaş yavaş geride bırakıp İç Anadolu’nun verimli topraklarına ulaşmak okuduğunuz harika bir kitabın sonuna gelmek gibi. Trende Van’dan temin ettiğimiz azıklarımızla akşam yemeğine hazırlanırken git gide karanlığa gömülen pencerelerimizde son manzara kırıntıları arayıp biten yolculuğumuzun hüznünü hissettik. Galiba hepimiz aynı şeyleri düşündük uykuya yenik düşerken gözlerimiz. Gerçek olamayacak kadar güzel ve unutulmayacak kadar önemli bir yolculuğu tamamlamıştık.  Her birimiz Doğu Anadolu’nun tükenmeyen efsanelerinden birinde bir kahramandık şimdi. Tekrar gelmek ve yeniden bu güzel toprakları, çelebi ruhlu insanları görmek nasip olur mu bilemem ama bu yolculuk sanırım hayatımda yaptığım en iyi işlerden biri oldu. Geldiğim, gördüğüm, tanıdığım ve sevdiğim için çok mutluyum. Darısı hepinizin başına. Burada bizlere keyifli bir yolculuk imkanı sağlayan Tur şirketimiz Tur Keyfim’e, her başımız sıkıştığında yardımımıza koşan fedakar Operasyon Sorumlumuz sevgili Kerem Tüfenk’e ve Gezimiz boyunca rehberliğimizi yapan sorduğumuz sorular ve zamana karşı direncimiz ile sabrını denediğimiz sevgili İsmail Çetinkaya’ya bize gösterdikleri hoşgörü ve sakınmadıkları engin bilgileri için çok teşekkür ederim. Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştığım Doğu Anadolu gezimizi yolculuk arkadaşlarımdan Levent Kürkçüoğlu’nun bir şiiri ile noktalamak istiyorum. Esen kalın.   DOĞU GEZİMİZ Ankara'dan çıktık yola 55 istasyon var sırada Heyecanlar dorukta Başladı mistik bir macera   Elmadağ, Çerikli, Kayseri Trenimiz maşallah pek seri Duyuluyor Anadolu'nun sesi Vagonlarda yolcuların neşesi   Sivas'tan itibaren her yerde Hissettiriyor kendini zemheri Teslim alıyor sergüzeşt yüreğimi Doğanın katıksız ve eşsiz güzelliği   Dağlarında sır olup kayboluyorsun Nehirlerinde sende beraber akıyorsun, Baktıkça coğrafyaya coşuyorsun Beyaz örtüsüne büyüleniyorsun     Kemah, Aşkale, Palandöken İstasyonlar sırayla geçilirken Kondüktör haber veriyor aniden Yolculuk az bir rötarla sona ererken.   Erzurum dadaşlar şehri, Kongre binası, Atatürk Evi Çifte minareli medresesi, Palandöken'de kayak merkezi.   Serhat şehrimizdir Kars Yemeden gidilmez kaz Ani harabeleri ören yeri, Meşhurdur Kafkas geceleri   Muradiye Şelale, Çıldır, Van gölü Hepsi fethetti benim gönlümü. Iğdır anıtı, Ağrı Dağı, İshak Paşa Sarayı Her yeri benim vatanımın bir parçası.   Van Kalesi, Tarihi evleri, cins kedileri, Van'ın tarihini anlatan şahane müzesi En büyük gölümüz olan Van denizi (') Gevaş'tadır meşhur Ahtamar Kilisesi.   Dönüş yolumuz Tatvan'da başladı Hepimiz anılarımızı yanında taşıdı. Çok okuyan mı, gezen mi bilir bilmem ama Bu gezinin tadı damağımda kaldı.   O3.02.2022- 18:45 LEVENT KÜRKÇÜOĞLU  

Doğu Ekspresi: DÖNÜŞ

Uzun sürecek bir tren yolculuğu yeniden başlamak üzere. Tatvan garında son fotoğraflar çekildi ve kondüktörün çaldığı düdükle birlikte istasyonda gördüğümüz herkese el sallayarak uzaklaştık. Bu sefer gece başlamadık yolculuğa o nedenle tren penceresinden görünen manzaralar değme fotoğraf dergilerine konu olacak kadar güzel. Yolculuğumuzun büyük bir kısmında bize eşlik eden Murat Nehri Fırat’la birleştiği noktaya kadar eşsiz kar ve nehir manzaraları sundu bizlere. Tarihi ve modern köprüler, barajlar ufak büyük göletler, köyler, kasabalar ve şehirler.  Nemrut dağının masalsı görüntüsüne bayılıp onlarca fotoğraf çekerken Keban barajının çevreye verdiği bereketi gözle görmek sonra da ulu dağları yavaş yavaş geride bırakıp İç Anadolu’nun verimli topraklarına ulaşmak okuduğunuz harika bir kitabın sonuna gelmek gibi. Trende Van’dan temin ettiğimiz azıklarımızla akşam yemeğine hazırlanırken git gide karanlığa gömülen pencerelerimizde son manzara kırıntıları arayıp biten yolculuğumuzun hüznünü hissettik. Galiba hepimiz aynı şeyleri düşündük uykuya yenik düşerken gözlerimiz. Gerçek olamayacak kadar güzel ve unutulmayacak kadar önemli bir yolculuğu tamamlamıştık.  Her birimiz Doğu Anadolu’nun tükenmeyen efsanelerinden birinde bir kahramandık şimdi. Tekrar gelmek ve yeniden bu güzel toprakları, çelebi ruhlu insanları görmek nasip olur mu bilemem ama bu yolculuk sanırım hayatımda yaptığım en iyi işlerden biri oldu.

Geldiğim, gördüğüm, tanıdığım ve sevdiğim için çok mutluyum. Darısı hepinizin başına.

Burada bizlere keyifli bir yolculuk imkanı sağlayan Tur şirketimiz Tur Keyfim’e, her başımız sıkıştığında yardımımıza koşan fedakar Operasyon Sorumlumuz sevgili Kerem Tüfenk’e ve Gezimiz boyunca rehberliğimizi yapan sorduğumuz sorular ve zamana karşı direncimiz ile sabrını denediğimiz sevgili İsmail Çetinkaya’ya bize gösterdikleri hoşgörü ve sakınmadıkları engin bilgileri için çok teşekkür ederim.

Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştığım Doğu Anadolu gezimizi yolculuk arkadaşlarımdan Levent Kürkçüoğlu’nun bir şiiri ile noktalamak istiyorum.

Esen kalın.

 

DOĞU GEZİMİZ

Ankara'dan çıktık yola

55 istasyon var sırada

Heyecanlar dorukta

Başladı mistik bir macera

 

Elmadağ, Çerikli, Kayseri

Trenimiz maşallah pek seri

Duyuluyor Anadolu'nun sesi

Vagonlarda yolcuların neşesi

 

Sivas'tan itibaren her yerde

Hissettiriyor kendini zemheri

Teslim alıyor sergüzeşt yüreğimi

Doğanın katıksız ve eşsiz güzelliği

 

Dağlarında sır olup kayboluyorsun

Nehirlerinde sende beraber akıyorsun,

Baktıkça coğrafyaya coşuyorsun

Beyaz örtüsüne büyüleniyorsun

 

 

Kemah, Aşkale, Palandöken

İstasyonlar sırayla geçilirken

Kondüktör haber veriyor aniden

Yolculuk az bir rötarla sona ererken.

 

Erzurum dadaşlar şehri,

Kongre binası, Atatürk Evi

Çifte minareli medresesi,

Palandöken'de kayak merkezi.

 

Serhat şehrimizdir Kars

Yemeden gidilmez kaz

Ani harabeleri ören yeri,

Meşhurdur Kafkas geceleri

 

Muradiye Şelale, Çıldır, Van gölü

Hepsi fethetti benim gönlümü.

Iğdır anıtı, Ağrı Dağı, İshak Paşa Sarayı

Her yeri benim vatanımın bir parçası.

 

Van Kalesi, Tarihi evleri, cins kedileri,

Van'ın tarihini anlatan şahane müzesi

En büyük gölümüz olan Van denizi (')

Gevaş'tadır meşhur Ahtamar Kilisesi.

 

Dönüş yolumuz Tatvan'da başladı

Hepimiz anılarımızı yanında taşıdı.

Çok okuyan mı, gezen mi bilir bilmem ama

Bu gezinin tadı damağımda kaldı.

 

O3.02.2022- 18:45

LEVENT KÜRKÇÜOĞLU

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.