Esra GÜREL ŞEN
Köşe Yazarı
Esra GÜREL ŞEN
 

Aşı...

Vurulduğum ilk aşıları hatırlamıyorum. Onlardan bana kalan hatıra sağ kolumun üstünde kocaman bir iz.  Nasıl bir şırınga ile vuruluyorduysa artık benim yaşımdakilerin izleri hep kocaman ama sonradan omuzdan vurmaya başladılar aşıları ve izler küçüldü hatta şimdi hiç kalmadı. İlkokulda ve orta okulda aşı günleri olurdu. Hepimiz tedirgin, kimimiz gözü yaşlı, kimimiz korkusunu yaramazlıkla bastırarak sıraya girer, kollarımızı sıvar ve sivri uçlu metalin etimize girmesini beklerdik. Hiçbir şey hissetmezdik çoğu zaman ama aşı sonrası kolumuzun nasıl acıdığını anlata anlata bitiremezdik. Aşıların en güzel yanı o gün ve ertesi günü okul tatil olurdu. O geceyi biraz kırgın biraz hasta ve nazlı geçirirdik. Ertesi günü sokaklar ve oyunlar bizi bekliyordu. Bir ay önce yanımda kızım, otomobilimin direksiyonunda, elli yıl sonra yeniden aşı olmaya giderken aklıma bunlar geldi. Keşke yine okulda olsak ve keşke yarın okullar tatil olsa diye geçirdim içimden. Bir iki ağlar, kolum acıyor diye anneme mızmızlanır sonra da çıkıp sokakta oynardım. Oysa bu sefer ki tedirginliğim gerçekti.  Bugüne kadar dünyanın örneğini görmediği bir hastalık kasıp kavuruyor insanlığı. Adeta distopik bir ortamda gerçek üstü günler yaşıyoruz. Dünya genelinde vaka sayısı yüz elli milyonu aştı. Bu hastalıktan hayatını kaybeden insanların ise çoktan üç milyonu bulduğunu biliyoruz. İnsanlık tüm gücüyle bu hastalık ile savaşıyor. Şu ana kadar çok başarılı olduğumuz söylenemez. Şimdilik tek umudumuz bu aşılar. Bir sürü aşı var. Çin aşısı, Rus aşısı, Alman aşısı. Hangisi daha etkili hangisi daha bilinmez bilemiyoruz. Doğrusu insanın kafası karışıyor. Ben Alman aşısı vurulacağım ama pek çok tanıdığım Çin aşısı vuruldu. Herhangi bir yan etkisi olacak mı bilmiyorum. Doğrusu biraz çekinmiyorum desem yalan olur. Meğer Alman aşısının Türkiye’de vurulduğu ilk gündeymiş benim randevum. Haberlere bile konu olduk. Sıram gelip gerekli belgeyi imzaladıktan sonra eli çabuk tatlı bir hanımın elinden oldum aşıyı. Yarım saat hastane bahçesinde bekledim ve kızıma korkularımın yersiz olduğunu söyleyerek evimin yolunu tuttum. Bana çocukluğumun aşı günlerini hatırlatan kolumdaki acı dışında pek bir etki hissetmedim. Çevremden duyduğum aşı sonrası şikayetlerin hiçbiri bende olmadı. Hatta etkilimi olmadı acaba diye düşünmedim değil. Neyse dostlar, ilk aşının ardından bir ay geçti ve ben dün ikinci Alman aşımı da vuruldum. Randevum kapanma günlerine denk geldiği için bu sefer tedirginliğim polis çevirmesinden kaynaklanıyordu. Benim randevum vardı ama bana refakat eden kızımın izni yoktu. Fakat korkularımız boşa çıktı ve hiç durdurulmadan hastaneye gidip aşıyı vurdurduk ve evimize döndük. Şaşırmadım desem yalan olur. Marketlere bazı maddelerin satış yasaklarının getirildiği, her şeyi ayarladığım halde taşınma izni alamadığımdan, Eskişehir’e taşınmamı mecburen bayram sonuna ertelediğim ve bu yüzden maddi manevi bazı sıkıntılar yaşadığım, pek çok kimsenin mutlaka gitmeleri gereken işlerine gidemediklerini bildiğim bu “Kapanma” günlerinde Ankara caddelerinin arabalarla dolu olmasına, trafikteki sıkışıklığa insanların maskeleri çenelerinde gezinmelerine ve kimsenin bir şey dememesine hayret ettim. Oysa kurallara uysak ve uyulmasını sağlasak ya da şöyle diyeyim böyle dostlar alışverişte görsün kabilinden sadece ikbal amaçlarına hizmet eden yasaklar ile inanılırlığı baltalamadan, gerçekten dürüst ve insan sağlığının önde tutulduğu gerçek tedbirler alınsa. Kapanma durumlarında insanların maddi ihtiyaçlarına cevap verecek destekler ve yeterli kontroller sağlansa. Sağlık Sektörü çalışanlarının yükleri azaltılmaya çalışılsa. Ülke kaynakları, ütopik hayaller yerine şu salgın günlerinde yalnızca sağlığa ve ekonomik ihtiyaçlara yönlendirilse. Geçici ve günü kurtarmaya yönelik gündem maddeleriyle halkı oyalamak yerine, gerçekler ve yapılması gerekenler dürüstçe anlatılsa ve top yekun bu hastalık ve getirdiği yıkımla savaşılsa daha iyi olmaz mı? Bunlar aşı sonrası benim kafamda dönüp duran deli sorular. Çok daha fazlası var tahmin edersiniz ama şimdilik, hepinize aşılarınızın çare olduğu sağlıklı günler diliyorum.

Aşı...

Vurulduğum ilk aşıları hatırlamıyorum. Onlardan bana kalan hatıra sağ kolumun üstünde kocaman bir iz.  Nasıl bir şırınga ile vuruluyorduysa artık benim yaşımdakilerin izleri hep kocaman ama sonradan omuzdan vurmaya başladılar aşıları ve izler küçüldü hatta şimdi hiç kalmadı.

İlkokulda ve orta okulda aşı günleri olurdu. Hepimiz tedirgin, kimimiz gözü yaşlı, kimimiz korkusunu yaramazlıkla bastırarak sıraya girer, kollarımızı sıvar ve sivri uçlu metalin etimize girmesini beklerdik. Hiçbir şey hissetmezdik çoğu zaman ama aşı sonrası kolumuzun nasıl acıdığını anlata anlata bitiremezdik. Aşıların en güzel yanı o gün ve ertesi günü okul tatil olurdu. O geceyi biraz kırgın biraz hasta ve nazlı geçirirdik. Ertesi günü sokaklar ve oyunlar bizi bekliyordu.

Bir ay önce yanımda kızım, otomobilimin direksiyonunda, elli yıl sonra yeniden aşı olmaya giderken aklıma bunlar geldi. Keşke yine okulda olsak ve keşke yarın okullar tatil olsa diye geçirdim içimden. Bir iki ağlar, kolum acıyor diye anneme mızmızlanır sonra da çıkıp sokakta oynardım. Oysa bu sefer ki tedirginliğim gerçekti.  Bugüne kadar dünyanın örneğini görmediği bir hastalık kasıp kavuruyor insanlığı. Adeta distopik bir ortamda gerçek üstü günler yaşıyoruz. Dünya genelinde vaka sayısı yüz elli milyonu aştı. Bu hastalıktan hayatını kaybeden insanların ise çoktan üç milyonu bulduğunu biliyoruz. İnsanlık tüm gücüyle bu hastalık ile savaşıyor. Şu ana kadar çok başarılı olduğumuz söylenemez. Şimdilik tek umudumuz bu aşılar.

Bir sürü aşı var. Çin aşısı, Rus aşısı, Alman aşısı. Hangisi daha etkili hangisi daha bilinmez bilemiyoruz. Doğrusu insanın kafası karışıyor. Ben Alman aşısı vurulacağım ama pek çok tanıdığım Çin aşısı vuruldu.

Herhangi bir yan etkisi olacak mı bilmiyorum. Doğrusu biraz çekinmiyorum desem yalan olur. Meğer Alman aşısının Türkiye’de vurulduğu ilk gündeymiş benim randevum. Haberlere bile konu olduk. Sıram gelip gerekli belgeyi imzaladıktan sonra eli çabuk tatlı bir hanımın elinden oldum aşıyı. Yarım saat hastane bahçesinde bekledim ve kızıma korkularımın yersiz olduğunu söyleyerek evimin yolunu tuttum. Bana çocukluğumun aşı günlerini hatırlatan kolumdaki acı dışında pek bir etki hissetmedim. Çevremden duyduğum aşı sonrası şikayetlerin hiçbiri bende olmadı. Hatta etkilimi olmadı acaba diye düşünmedim değil.

Neyse dostlar, ilk aşının ardından bir ay geçti ve ben dün ikinci Alman aşımı da vuruldum. Randevum kapanma günlerine denk geldiği için bu sefer tedirginliğim polis çevirmesinden kaynaklanıyordu. Benim randevum vardı ama bana refakat eden kızımın izni yoktu. Fakat korkularımız boşa çıktı ve hiç durdurulmadan hastaneye gidip aşıyı vurdurduk ve evimize döndük. Şaşırmadım desem yalan olur. Marketlere bazı maddelerin satış yasaklarının getirildiği, her şeyi ayarladığım halde taşınma izni alamadığımdan, Eskişehir’e taşınmamı mecburen bayram sonuna ertelediğim ve bu yüzden maddi manevi bazı sıkıntılar yaşadığım, pek çok kimsenin mutlaka gitmeleri gereken işlerine gidemediklerini bildiğim bu “Kapanma” günlerinde Ankara caddelerinin arabalarla dolu olmasına, trafikteki sıkışıklığa insanların maskeleri çenelerinde gezinmelerine ve kimsenin bir şey dememesine hayret ettim.

Oysa kurallara uysak ve uyulmasını sağlasak ya da şöyle diyeyim böyle dostlar alışverişte görsün kabilinden sadece ikbal amaçlarına hizmet eden yasaklar ile inanılırlığı baltalamadan, gerçekten dürüst ve insan sağlığının önde tutulduğu gerçek tedbirler alınsa. Kapanma durumlarında insanların maddi ihtiyaçlarına cevap verecek destekler ve yeterli kontroller sağlansa. Sağlık Sektörü çalışanlarının yükleri azaltılmaya çalışılsa. Ülke kaynakları, ütopik hayaller yerine şu salgın günlerinde yalnızca sağlığa ve ekonomik ihtiyaçlara yönlendirilse. Geçici ve günü kurtarmaya yönelik gündem maddeleriyle halkı oyalamak yerine, gerçekler ve yapılması gerekenler dürüstçe anlatılsa ve top yekun bu hastalık ve getirdiği yıkımla savaşılsa daha iyi olmaz mı?

Bunlar aşı sonrası benim kafamda dönüp duran deli sorular. Çok daha fazlası var tahmin edersiniz ama şimdilik, hepinize aşılarınızın çare olduğu sağlıklı günler diliyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.