Ramazana özel Osmanlı geleneği mahyalar camilere asılıyor

GENEL (Telgraf Gazetesi) - Haberler |
 

Ramazana özel Osmanlı geleneği mahyalar camilere asılıyor

Ramazana özel Osmanlı geleneği mahyalar camilere asılıyor

EDIRNE (AA) - Osmanlı Devleti'nde ilk defa Sultan 1. Ahmet döneminde Sultanahmet Camisi'ne asılmasıyla başlayan mahya geleneği, o dönemden bugüne sürdürülüyor.Mahya ustası Kahraman Yıldız ve ekibi, İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü atölyesinde hazırlanan mahyaları, ramazan ayının yaklaşmasıyla beraber İstanbul, Bursa ve Edirne'deki bazı tarihi camilerin iki minaresi arasına asıyor."Mahyaların yapımından yazısına kadar tüm işleri biz yaptık"Genç yaşta başladığı mesleğinde 50. yılını dolduran mahya ustası Kahraman Yıldız, AA muhabirine, mahyaların ilk dönemlerde yağ kandilleriyle yapıldığını ve ilk kez Sultanahmet Camisi'ne asıldığını söyledi.Yıldız, mahya geleneğinin Cumhuriyet döneminden sonra elektrikli sisteme dönüştürüldüğünü belirtti.Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl bir tema belirlendiğini ifade eden Yıldız, bu senenin temasının ise "İman, doğruluk ve istikamet" olduğunu aktardı.Belirlenen yazıları ekibiyle hazırladıktan sonra camilere asmaya başladıklarını dile getiren Yıldız, "Mahyaların yapımından yazısına kadar tüm işleri biz yaptık. İstanbul'daki 7 camiye mahyalarımızı astık. Edirne'de Selimiye Camisi ve Bursa'da Ulu Cami'ye mahya asacağız. Bugün Selimiye Camisi'ne geldik. İki günlük bir çalışmamız var. İnşallah bitireceğiz." dedi.Mimar Sinan'ın ustalık eseri Selimiye'ye 1975 yılından bu yana mahya kurduğunu anlatan Yıldız, mahyaların ramazanın müjdecisi olduğunu ifade etti."Birkaç kişi yetiştirebilirsek ne mutlu bize"Yıldız, mahyacılık mesleğinin zor bir iş olduğunu, bu nedenle çırak yetiştiremediklerini anlattı.Kendisinden sonra mahyacılığı devam ettirecek kimsenin olmadığını vurgulayan Yıldız, "Yeni nesil bu işi yapmak istemiyor. İnşallah yeni nesil gençler gelir de bayrağı elimizden alır. Zor olduğu için bu iş sanat, ustalık, biraz da ırgatlık istiyor. Minareye malzeme taşımak kolay değil, cesaret, güç, kuvvet, her şeyden de önemlisi sevda lazım. Birkaç kişi yetiştirebilirsek ne mutlu bize. İnşallah bayrağımızı taşıyacak biri olur." ifadelerini kullandı.Muhabir: Hakan Mehmet Şahin
Ramazana özel Osmanlı geleneği mahyalar camilere asılıyor

EDIRNE (AA) - Osmanlı Devleti'nde ilk defa Sultan 1. Ahmet döneminde Sultanahmet Camisi'ne asılmasıyla başlayan mahya geleneği, o dönemden bugüne sürdürülüyor.

Mahya ustası Kahraman Yıldız ve ekibi, İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü atölyesinde hazırlanan mahyaları, ramazan ayının yaklaşmasıyla beraber İstanbul, Bursa ve Edirne'deki bazı tarihi camilerin iki minaresi arasına asıyor.

"Mahyaların yapımından yazısına kadar tüm işleri biz yaptık"

Genç yaşta başladığı mesleğinde 50. yılını dolduran mahya ustası Kahraman Yıldız, AA muhabirine, mahyaların ilk dönemlerde yağ kandilleriyle yapıldığını ve ilk kez Sultanahmet Camisi'ne asıldığını söyledi.

Yıldız, mahya geleneğinin Cumhuriyet döneminden sonra elektrikli sisteme dönüştürüldüğünü belirtti.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl bir tema belirlendiğini ifade eden Yıldız, bu senenin temasının ise "İman, doğruluk ve istikamet" olduğunu aktardı.

Belirlenen yazıları ekibiyle hazırladıktan sonra camilere asmaya başladıklarını dile getiren Yıldız, "Mahyaların yapımından yazısına kadar tüm işleri biz yaptık. İstanbul'daki 7 camiye mahyalarımızı astık. Edirne'de Selimiye Camisi ve Bursa'da Ulu Cami'ye mahya asacağız. Bugün Selimiye Camisi'ne geldik. İki günlük bir çalışmamız var. İnşallah bitireceğiz." dedi.

Mimar Sinan'ın ustalık eseri Selimiye'ye 1975 yılından bu yana mahya kurduğunu anlatan Yıldız, mahyaların ramazanın müjdecisi olduğunu ifade etti.

"Birkaç kişi yetiştirebilirsek ne mutlu bize"

Yıldız, mahyacılık mesleğinin zor bir iş olduğunu, bu nedenle çırak yetiştiremediklerini anlattı.

Kendisinden sonra mahyacılığı devam ettirecek kimsenin olmadığını vurgulayan Yıldız, "Yeni nesil bu işi yapmak istemiyor. İnşallah yeni nesil gençler gelir de bayrağı elimizden alır. Zor olduğu için bu iş sanat, ustalık, biraz da ırgatlık istiyor. Minareye malzeme taşımak kolay değil, cesaret, güç, kuvvet, her şeyden de önemlisi sevda lazım. Birkaç kişi yetiştirebilirsek ne mutlu bize. İnşallah bayrağımızı taşıyacak biri olur." ifadelerini kullandı.


Muhabir: Hakan Mehmet Şahin

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.