Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
Köşe Yazarı
Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
 

Evlilik ve Düğün Eğlencesi Adabı

Nikah, Kitap, Sünnet, İcma-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha ile sabittir. İnsanın neslinin sağlıklı ve salim bir şekilde devam etmesine vesile olan nikahla nesil emniyeti gerçekleşir ve zürriyet ve de nesil muhafaza edilerek korunur. “Kendileriyle huzur bulmamız için bizlere eşler yaratan, aramızda sevgi ve rahmet bağları var eden” (er-Rum,30/21) Allah Teala’ya ne kadar şükretsek azdır. Her konuda olduğu gibi nikah ve düğünde israf etmeden ve zorlaştırmadan gerçekleştirmek önem arz ediyor. Her şeyin sade olanı, kolay olanı ve sorunsuz olanı gerçekleştirmek önemli hususlardandır. Zarurat-ı Hamse denilen İslam Dininin hükümlerinin gözettiği hususlardan biri neslin muhafazası, diğeri de malın muhafaza edilmesidir. Resülullah (S.A.V.), Medine-i Münevvere’ye hicretlerinin ikinci yılında, İlk savaş olan Bedir Savaşı’ından sonra sevgili kızı Hz. Fatıma ile amcasının oğlu Hz. Ali’yi evlendirdi. Hz. Fatıma o günlerde 18 yaşlarında idi. Düğün hazırlıklarına başlandı. Resülullah (S.A.V.), Hz. Aişe ve Hz. Ümmü Seleme’yi yanına çağırarak onlardan kızı Hz. Fatıma’yı gelin olarak hazırlayarak, Hz. Ali’nin odasına götürmelerini istedi. Bunun üzerine onlar, Hz. Ali’nin odasına gittiler. Mekke-i Mükerreme ile Mina arasından bulunan Batha civarından getirilen yumuşak toprağı odanın içerisine yaydılar. Düğün hazırlıkları şöyle rivayet edilir: “Sonra ellerimizle iki yastık doldurduk ve yumuşak olması için de yastıkları atarak kabarttık. Düğün ikramı olarak, (konuklara) kuru hurma ve kuru üzümle şerbet ikram ettik. Sonra elbise ve su kabı asılacak bir ağaç dalını getirip odanın bir kenarına koyduk.” Hz. Fatıma’nın çeyizi de, bir parça kadife, su tulumu ve içi güzel kokulu ızhır otu ile doldurulmuş yastıktan ibaretti. (Nesai, “Nikah” 81). Bugünkü yaygın şekliyle olmasa da nişanlanma (Hıtbe), “İleri bir tarihte evleneceğiz” anlamında söz kesme ve ön görüşmedir. Asr-ı Saadet’te olduğu da bilinmektedir. Nitekim Resülullah (S.A.V.), Hz. Aişe ile nişanlanmış ve bu nişan üç yıl kadar devam etmiştir. Nişanlılar, mahremiyeti kaldıracak tarzda birlikte olamazlar, evliler gibi hareket edemezler. Bu aşamada sorun yaşanmadığı takdirde evlilik gerçekleşir. Evlenmek için özellikle tavsiye edilen veya yasaklanan herhangi bir tarih yoktur. Hz. Aişe kendisinin Resülullah (S.A.V.) ile Şevval ayında evlendiğini ifade etmiş ve yakınlarına da tavsiye etmiştir. Resülullah (S.A.V.), Hz. Ümmü Seleme annemizle Şevval ayında evlenmiştir. (Müslim, “Nikah”,73; İbn Mace “Nikah”,53). Dinimiz hayatın her alanında gereksiz harcamayı, israfı, ihtiyaçtan fazlasını ve tüketim çılgınlığını yasaklamıştır, haram kılmıştır. (el-Araf, 7/31). Evlenen çiftlere destek olmak, onların yanında olduğumuzu hissettirmek çokça önemlidir, gençlere destek vermek gerekir ve yalnız olmadıklarını hissettirmek büyüklerin önemli  görevlerindendir. Evlenmek isteyip, değişik nedenlerle evlenemeyenlere yardımcı olmak ve onların ellerinden tutarak evliliklerine vesile olmak mutlu, huzurlu ve sağlıklı toplumun inşasına ve ihyasına katkıda bulunmak demektir. HER ŞEYDE OLDUĞU GİBİ EĞLENCEDE DE HELAL OLANI TERCİH ETMEK ÖNEMLİDİR. Düğün denilince oyun ve eğlence aklımıza gelir. İşte bu eğlence ve ziyafet vesilesiyle, evlenenlerin kıyılan nikahları tüm herkese duyularak ilan edilir ve bu suretle herkes tarafından bilinir. Düğünler, yas, ağıt ve keder toplantıları değildir. Bir düğünde hanımları eğlendirmek üzere hazırlığın yapılmadığını öğrenince, güzel şarkı söyleyen Zeynep’in hemen düğün evine gönderilmesini istemiştir Resülullah (S.A.V.) (İbn Hacer, el-İsabe, VII, 682). Düğün yapanlara, yardımcı olmak ve davetlerine icabet etmek gerekir. Onlara dua etmek, iyi dilek ve temennilerde bulunmak çok ama çok önemlidir efendim. Düğünün vazgeçilmez bir bölümü velime, ziyafet ve izzet-i ikramdır. Resülullah (S.A.V.) şöyle buyurarak bunu teşvik etmiştir: “İlk gün velime (Düğün yemeği) vermek yerinde ve olması gereken bir iştir. İkinci gün vermek adettendir. Üçüncü gün (vermek ise), riya ve gösteriştir.” (İbn Mace, “Nikah”,25). DEĞERLENDİRME VE SONUÇ “En bereketli nikah, külfeti en az olanıdır.” (İbn Hanbel, VI, 83) buyuran Resülullah (S.A.V.), her konuda ve her haliyle ümmetine örnektir. Kur’an-ı Kerim, aile kurma konusunda Müslümanların birbirlerine köstek yerine, destek olmalarını isterken, Resülullah (S.A.V.) evlenmeye niyetli olanlara Allah’ın yardımcı olacağını müjdelemiştir. İslam’da esas olan evleneceklerin yolunu açmak ve evlenmelerini kolaylaştırmaktır. Müslümanlar olarak bizlere düşen en önemli görev; nişan, nikah, sünnet ve düğün gibi merasimlerde meşru daire içerisinde hareket etmektir. Gayri meşru hareket etmemektir. Eğlenirken ölçülü, edepli olmak ve dengeli olmaktır ve mutedil olmaktır. Allah Teala bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’ın size farz kıldığı iyi ve temiz şeyleri siz kendinize haram kılmayın ve Allah’ın koyduğu sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.” (el-Maide,5/87). Müslüman, çocuklarının düğünü bahanesiyle haramlar konusunda gevşeklik göstermez. Mutluluk ve sevinç için alkole başvurmaz, mahremiyeti ihlal etmez ve neşeyi hüzne çeviren silahı kullanmaz. Eğlenirken dahi çevresine saygıda kusur etmez. Çevresine rahatsızlık vermez. Tüm herkese saygılı olur ve mutluluğunu paylaşmasını bilerek çoğaltır ve sorun çıkarmaz ve hatta çıkan sorunları çözer efendim. Bu duygu ve düşüncelerle değerli okuyucularım! Sizlere bana zaman ayırdığınız için çok ama çok teşekkür ediyorum. Selam ve dua ile. BİR AYET-İ KERİME “Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arasında dengeli bir harcamadır.” (el-Furkan,25/67) BİR HADİS-İ ŞERİF “Zenginlerin çağrılıp, fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir.” (Riyazü’s-Salihin, Hadis No:268) BİR DUA Allah’ım! Evlenen kardeşlerimize yardımını ihsan buyur, ailelerimize güzel geçimler lütfeyle, ailelerimize hayırlı evlatlar nasip eyle, bizleri israftan ve tüketim çılgınlığından koruyarak muhafaza eyle, bizlere iktisatlı ve hesaplı olmayı ve tasarruf ederek birikim sahibi olmayı lütfeyle. BİR FETVA Nikah, Resülullah (S.A.V.)’ın sünnetidir. Neslin ve zürriyetin muhafazası için nikah akdi şarttır. Evlilik dışı ilişkiler, dost hayatı ve flört gibi yaşayışlar haramdır. Kurtuluşa eren mü’minler aile hayatı kuranlar ve devam ettirenlerdir. İsraf, tebzir ve tüketim çılgınlığı haramdır. Ailenin gelir ve giderlerinin dengeli olması esastır. Ayağını yorganına göre uzatmak önem arz ediyor efendim.

Evlilik ve Düğün Eğlencesi Adabı

Nikah, Kitap, Sünnet, İcma-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha ile sabittir. İnsanın neslinin sağlıklı ve salim bir şekilde devam etmesine vesile olan nikahla nesil emniyeti gerçekleşir ve zürriyet ve de nesil muhafaza edilerek korunur. “Kendileriyle huzur bulmamız için bizlere eşler yaratan, aramızda sevgi ve rahmet bağları var eden” (er-Rum,30/21) Allah Teala’ya ne kadar şükretsek azdır. Her konuda olduğu gibi nikah ve düğünde israf etmeden ve zorlaştırmadan gerçekleştirmek önem arz ediyor. Her şeyin sade olanı, kolay olanı ve sorunsuz olanı gerçekleştirmek önemli hususlardandır. Zarurat-ı Hamse denilen İslam Dininin hükümlerinin gözettiği hususlardan biri neslin muhafazası, diğeri de malın muhafaza edilmesidir. Resülullah (S.A.V.), Medine-i Münevvere’ye hicretlerinin ikinci yılında, İlk savaş olan Bedir Savaşı’ından sonra sevgili kızı Hz. Fatıma ile amcasının oğlu Hz. Ali’yi evlendirdi. Hz. Fatıma o günlerde 18 yaşlarında idi. Düğün hazırlıklarına başlandı. Resülullah (S.A.V.), Hz. Aişe ve Hz. Ümmü Seleme’yi yanına çağırarak onlardan kızı Hz. Fatıma’yı gelin olarak hazırlayarak, Hz. Ali’nin odasına götürmelerini istedi. Bunun üzerine onlar, Hz. Ali’nin odasına gittiler. Mekke-i Mükerreme ile Mina arasından bulunan Batha civarından getirilen yumuşak toprağı odanın içerisine yaydılar. Düğün hazırlıkları şöyle rivayet edilir: “Sonra ellerimizle iki yastık doldurduk ve yumuşak olması için de yastıkları atarak kabarttık. Düğün ikramı olarak, (konuklara) kuru hurma ve kuru üzümle şerbet ikram ettik. Sonra elbise ve su kabı asılacak bir ağaç dalını getirip odanın bir kenarına koyduk.” Hz. Fatıma’nın çeyizi de, bir parça kadife, su tulumu ve içi güzel kokulu ızhır otu ile doldurulmuş yastıktan ibaretti. (Nesai, “Nikah” 81).

Bugünkü yaygın şekliyle olmasa da nişanlanma (Hıtbe), “İleri bir tarihte evleneceğiz” anlamında söz kesme ve ön görüşmedir. Asr-ı Saadet’te olduğu da bilinmektedir. Nitekim Resülullah (S.A.V.), Hz. Aişe ile nişanlanmış ve bu nişan üç yıl kadar devam etmiştir. Nişanlılar, mahremiyeti kaldıracak tarzda birlikte olamazlar, evliler gibi hareket edemezler. Bu aşamada sorun yaşanmadığı takdirde evlilik gerçekleşir. Evlenmek için özellikle tavsiye edilen veya yasaklanan herhangi bir tarih yoktur. Hz. Aişe kendisinin Resülullah (S.A.V.) ile Şevval ayında evlendiğini ifade etmiş ve yakınlarına da tavsiye etmiştir. Resülullah (S.A.V.), Hz. Ümmü Seleme annemizle Şevval ayında evlenmiştir. (Müslim, “Nikah”,73; İbn Mace “Nikah”,53).

Dinimiz hayatın her alanında gereksiz harcamayı, israfı, ihtiyaçtan fazlasını ve tüketim çılgınlığını yasaklamıştır, haram kılmıştır. (el-Araf, 7/31). Evlenen çiftlere destek olmak, onların yanında olduğumuzu hissettirmek çokça önemlidir, gençlere destek vermek gerekir ve yalnız olmadıklarını hissettirmek büyüklerin önemli  görevlerindendir. Evlenmek isteyip, değişik nedenlerle evlenemeyenlere yardımcı olmak ve onların ellerinden tutarak evliliklerine vesile olmak mutlu, huzurlu ve sağlıklı toplumun inşasına ve ihyasına katkıda bulunmak demektir.

HER ŞEYDE OLDUĞU GİBİ EĞLENCEDE DE HELAL OLANI TERCİH ETMEK ÖNEMLİDİR.

Düğün denilince oyun ve eğlence aklımıza gelir. İşte bu eğlence ve ziyafet vesilesiyle, evlenenlerin kıyılan nikahları tüm herkese duyularak ilan edilir ve bu suretle herkes tarafından bilinir. Düğünler, yas, ağıt ve keder toplantıları değildir. Bir düğünde hanımları eğlendirmek üzere hazırlığın yapılmadığını öğrenince, güzel şarkı söyleyen Zeynep’in hemen düğün evine gönderilmesini istemiştir Resülullah (S.A.V.) (İbn Hacer, el-İsabe, VII, 682). Düğün yapanlara, yardımcı olmak ve davetlerine icabet etmek gerekir. Onlara dua etmek, iyi dilek ve temennilerde bulunmak çok ama çok önemlidir efendim. Düğünün vazgeçilmez bir bölümü velime, ziyafet ve izzet-i ikramdır. Resülullah (S.A.V.) şöyle buyurarak bunu teşvik etmiştir: “İlk gün velime (Düğün yemeği) vermek yerinde ve olması gereken bir iştir. İkinci gün vermek adettendir. Üçüncü gün (vermek ise), riya ve gösteriştir.” (İbn Mace, “Nikah”,25).

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

“En bereketli nikah, külfeti en az olanıdır.” (İbn Hanbel, VI, 83) buyuran Resülullah (S.A.V.), her konuda ve her haliyle ümmetine örnektir. Kur’an-ı Kerim, aile kurma konusunda Müslümanların birbirlerine köstek yerine, destek olmalarını isterken, Resülullah (S.A.V.) evlenmeye niyetli olanlara Allah’ın yardımcı olacağını müjdelemiştir. İslam’da esas olan evleneceklerin yolunu açmak ve evlenmelerini kolaylaştırmaktır. Müslümanlar olarak bizlere düşen en önemli görev; nişan, nikah, sünnet ve düğün gibi merasimlerde meşru daire içerisinde hareket etmektir. Gayri meşru hareket etmemektir. Eğlenirken ölçülü, edepli olmak ve dengeli olmaktır ve mutedil olmaktır. Allah Teala bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’ın size farz kıldığı iyi ve temiz şeyleri siz kendinize haram kılmayın ve Allah’ın koyduğu sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.” (el-Maide,5/87). Müslüman, çocuklarının düğünü bahanesiyle haramlar konusunda gevşeklik göstermez. Mutluluk ve sevinç için alkole başvurmaz, mahremiyeti ihlal etmez ve neşeyi hüzne çeviren silahı kullanmaz. Eğlenirken dahi çevresine saygıda kusur etmez. Çevresine rahatsızlık vermez. Tüm herkese saygılı olur ve mutluluğunu paylaşmasını bilerek çoğaltır ve sorun çıkarmaz ve hatta çıkan sorunları çözer efendim. Bu duygu ve düşüncelerle değerli okuyucularım! Sizlere bana zaman ayırdığınız için çok ama çok teşekkür ediyorum. Selam ve dua ile.

BİR AYET-İ KERİME

“Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arasında dengeli bir harcamadır.” (el-Furkan,25/67)

BİR HADİS-İ ŞERİF

“Zenginlerin çağrılıp, fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir.” (Riyazü’s-Salihin, Hadis No:268)

BİR DUA

Allah’ım! Evlenen kardeşlerimize yardımını ihsan buyur, ailelerimize güzel geçimler lütfeyle, ailelerimize hayırlı evlatlar nasip eyle, bizleri israftan ve tüketim çılgınlığından koruyarak muhafaza eyle, bizlere iktisatlı ve hesaplı olmayı ve tasarruf ederek birikim sahibi olmayı lütfeyle.

BİR FETVA

Nikah, Resülullah (S.A.V.)’ın sünnetidir. Neslin ve zürriyetin muhafazası için nikah akdi şarttır. Evlilik dışı ilişkiler, dost hayatı ve flört gibi yaşayışlar haramdır. Kurtuluşa eren mü’minler aile hayatı kuranlar ve devam ettirenlerdir. İsraf, tebzir ve tüketim çılgınlığı haramdır. Ailenin gelir ve giderlerinin dengeli olması esastır. Ayağını yorganına göre uzatmak önem arz ediyor efendim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.