Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
Köşe Yazarı
Mustafa KARAMAN Kütahya İl Müftü Yrd.
 

Cami ve Cemaate Vefa

Bu yıl camiler ve din görevlileri haftası, vefa ana temasıyla kutlanacak. Camilerin ve cemaatinin işlevleri arasında vefanın öğrenilip, yaşatılıp ve yaşanılması da vardır. Unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizden olan vefa, herkes için çokça önemlidir. İslam ahlakının vazgeçilmez ilke ve kurallarından olan vefa, dostluk ve muhabbette karar kılıp sebat etme, sevgide sadakat ve bağlılık, verilen sözde durma ve yerine getirme gibi anlamları vardır. Vefalı olana, vefakar denilir. Yaptığı iyiliği az, kendisine yapılan iyiliği çok bilen insandır. Vefakar insan, karşılık beklemeden herkesin yanında olabilen kişidir. Vefasız ise, dilimizde çokça kullanılan bir kelime olup vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen kişiye denilmektedir. Vefasız insan sığdır ve gönlü fakirdir. Vakit namazı, Cuma namazı, cenaze ve bayram namazları kılınan, vaaz ve sohbet edilen ve de hutbe okunan büyük mescitlere cemaati bir arada toplayan anlamında cami denilmiştir. Caminin içerisinde ibadet edenlere de cemaat denilir. Cami ve cemaat her gün beş defa birbirlerine, söz vermiş gibi vefakar bir şekilde ibadet etme niyetiyle buluşurlar. Cami ve cemaatin birbirlerine vefasını iyice görüp öğrenmek ve yorumlayarak anlatmak çok ama çok anlamlı bir görev olsa gerektir. Müslümanlar, camiye vefalıdır. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Allah’ın mescitlerini (camilerini) ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazını kılan, zekatını veren ve yalnız Allah’tan korkanlar imar ederler…” (et-Tevbe, 9/18). Camilerin inşası önemli olmakla beraber, içerindeki cemaatinde irşat edilmesi ve cemaatinin çokluğu da önem arz etmektedir. Müslüman toplumda cami merkezli hayatın yaşanması gerekir, şehir planlarınında cami merkezli yapılması ayrıca önem arz etmektedir. Beytullah’ın birer şubeleri olan camilerimiz, Allah’ın evidir. İslam’ın nişanesidir. Tevhidin merkezidir. Vefakar olmak, dinimizin emridir. Vefasızlık, kabul edilmemekle beraber, kötülenmiştir, elbette bunun yaptırımı ve cezası olacaktır. Bu konuda Hz. Enes (R.A.)’ten nakledildiğine göre, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde her vefasızın, vefasızlığını belirtecek bir sancağı olacaktır.” (Müslim, ”Cihad ve siyer”,14). Amellerin bile vefası vardır, iyi olsun veya kötü olsun sahibini takip eder. Hz.Enes (R.A.)’ten rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurur: “Ölüyü (kabre kadar) üç şey takip eder. İkisi geri döner, birisi onunla beraber (olur) kalır. Çoluk-çocuğu ve malı geri döner, ameli ise kalır.” (Buhari, “Rikak”,42). Ağzımızdan çıkacak olan sözlerimizi düşünerek, ölçüp tartarak sarfetmek durumundayız. Yapamayacağımız ve yapmayacağımız şeyleri söz vermemeliyiz. Tüm Müslümanların ağızlarından çıkacak olan sözlere dikkat etmeleri, vefalı ve sadık olmaları önem arz etmektedir. Huzur, emniyet ve asayiş ve yaşanabilir süreklilik arz eden hayat ancak verilen sözlerin yerine getirilmesiyle sağlanır. Sürdürülebilir işler, verilen sözlerin yerine getirilmesiyle ve teminatla devam ettirilebilir. Ayrıca, içle dışın bir olması; özle sözün uyuşması ve bir olması çok ama çok önemlidir. Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın hayırlı olmasını dilerim. Camiler ve din görevlilerinin işlevlerinin ve değerlerinin anlaşılmasına katkıda bulunmasını ve vefa konusunun işlenerek anlatılıp, yaşanılıp, yaşatılmasına da katkıda bulunmasını temenni ederim. Vefat eden din görevlilerimize ve cami cemaatimize Allah Teala’dan rahmet diliyorum. Allah’a emanet olun efendim. BİR AYET-İ KERİME “Allah’ın mescitlerinde onun anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette büyük bir azap vardır.” (el-Bakara, 2/114). BİR HADİS-İ ŞERİF “Her kim sırf Allah rızası için bir mescit yaparsa, Allah da onun için cennette bir köşk yapar.” (Müslim, ”Mesacid”, 24). BİR DUA Rabbim! Tüm camilerimizi her türlü afat ve beladan koruyarak muhafaza buyur, camilerimizde cemaatimizin yapmış olduğu ibadetlerini kabul eyle. BİR FETVA Camilerimize girerken sağ ayağımızla girmeliyiz, çıkarken sol ayağımızla çıkmalıyız. Cami adabını öğrenerek, yerine getirmeliyiz. Camilerimizde görev yapan din görevlilerimize yardımcı olmalıyız. Camiler ve müştemilatı, oranın Müslüman olduğuna şehadet etmektedir. Camilerin bakımı, onarımı ve temizlenmesi için üzerimize düşen görevi en güzel bir şekilde yerine getirmeliyiz. Camilerde yapılan irşat ve eğitim etkinliklerine katılmalıyız. Camilerimize vefalı olmalıyız.

Cami ve Cemaate Vefa

Bu yıl camiler ve din görevlileri haftası, vefa ana temasıyla kutlanacak. Camilerin ve cemaatinin işlevleri arasında vefanın öğrenilip, yaşatılıp ve yaşanılması da vardır. Unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizden olan vefa, herkes için çokça önemlidir. İslam ahlakının vazgeçilmez ilke ve kurallarından olan vefa, dostluk ve muhabbette karar kılıp sebat etme, sevgide sadakat ve bağlılık, verilen sözde durma ve yerine getirme gibi anlamları vardır. Vefalı olana, vefakar denilir. Yaptığı iyiliği az, kendisine yapılan iyiliği çok bilen insandır. Vefakar insan, karşılık beklemeden herkesin yanında olabilen kişidir. Vefasız ise, dilimizde çokça kullanılan bir kelime olup vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen kişiye denilmektedir. Vefasız insan sığdır ve gönlü fakirdir. Vakit namazı, Cuma namazı, cenaze ve bayram namazları kılınan, vaaz ve sohbet edilen ve de hutbe okunan büyük mescitlere cemaati bir arada toplayan anlamında cami denilmiştir. Caminin içerisinde ibadet edenlere de cemaat denilir. Cami ve cemaat her gün beş defa birbirlerine, söz vermiş gibi vefakar bir şekilde ibadet etme niyetiyle buluşurlar. Cami ve cemaatin birbirlerine vefasını iyice görüp öğrenmek ve yorumlayarak anlatmak çok ama çok anlamlı bir görev olsa gerektir. Müslümanlar, camiye vefalıdır.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Allah’ın mescitlerini (camilerini) ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazını kılan, zekatını veren ve yalnız Allah’tan korkanlar imar ederler…” (et-Tevbe, 9/18). Camilerin inşası önemli olmakla beraber, içerindeki cemaatinde irşat edilmesi ve cemaatinin çokluğu da önem arz etmektedir. Müslüman toplumda cami merkezli hayatın yaşanması gerekir, şehir planlarınında cami merkezli yapılması ayrıca önem arz etmektedir. Beytullah’ın birer şubeleri olan camilerimiz, Allah’ın evidir. İslam’ın nişanesidir. Tevhidin merkezidir.

Vefakar olmak, dinimizin emridir. Vefasızlık, kabul edilmemekle beraber, kötülenmiştir, elbette bunun yaptırımı ve cezası olacaktır. Bu konuda Hz. Enes (R.A.)’ten nakledildiğine göre, Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde her vefasızın, vefasızlığını belirtecek bir sancağı olacaktır.” (Müslim, ”Cihad ve siyer”,14).

Amellerin bile vefası vardır, iyi olsun veya kötü olsun sahibini takip eder. Hz.Enes (R.A.)’ten rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurur: “Ölüyü (kabre kadar) üç şey takip eder. İkisi geri döner, birisi onunla beraber (olur) kalır. Çoluk-çocuğu ve malı geri döner, ameli ise kalır.” (Buhari, “Rikak”,42).

Ağzımızdan çıkacak olan sözlerimizi düşünerek, ölçüp tartarak sarfetmek durumundayız. Yapamayacağımız ve yapmayacağımız şeyleri söz vermemeliyiz. Tüm Müslümanların ağızlarından çıkacak olan sözlere dikkat etmeleri, vefalı ve sadık olmaları önem arz etmektedir. Huzur, emniyet ve asayiş ve yaşanabilir süreklilik arz eden hayat ancak verilen sözlerin yerine getirilmesiyle sağlanır. Sürdürülebilir işler, verilen sözlerin yerine getirilmesiyle ve teminatla devam ettirilebilir. Ayrıca, içle dışın bir olması; özle sözün uyuşması ve bir olması çok ama çok önemlidir.

Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın hayırlı olmasını dilerim. Camiler ve din görevlilerinin işlevlerinin ve değerlerinin anlaşılmasına katkıda bulunmasını ve vefa konusunun işlenerek anlatılıp, yaşanılıp, yaşatılmasına da katkıda bulunmasını temenni ederim. Vefat eden din görevlilerimize ve cami cemaatimize Allah Teala’dan rahmet diliyorum. Allah’a emanet olun efendim.

BİR AYET-İ KERİME

“Allah’ın mescitlerinde onun anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette büyük bir azap vardır.” (el-Bakara, 2/114).

BİR HADİS-İ ŞERİF

“Her kim sırf Allah rızası için bir mescit yaparsa, Allah da onun için cennette bir köşk yapar.” (Müslim, ”Mesacid”, 24).

BİR DUA

Rabbim! Tüm camilerimizi her türlü afat ve beladan koruyarak muhafaza buyur, camilerimizde cemaatimizin yapmış olduğu ibadetlerini kabul eyle.

BİR FETVA

Camilerimize girerken sağ ayağımızla girmeliyiz, çıkarken sol ayağımızla çıkmalıyız. Cami adabını öğrenerek, yerine getirmeliyiz. Camilerimizde görev yapan din görevlilerimize yardımcı olmalıyız. Camiler ve müştemilatı, oranın Müslüman olduğuna şehadet etmektedir. Camilerin bakımı, onarımı ve temizlenmesi için üzerimize düşen görevi en güzel bir şekilde yerine getirmeliyiz. Camilerde yapılan irşat ve eğitim etkinliklerine katılmalıyız. Camilerimize vefalı olmalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.