Kütahya’nın Değeri: KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ

GENEL (TG) - Telgraf Gazetesi |
 

Kütahya’nın Değeri: KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ

Kütahya’nın Değeri: KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ

Kütahya’nın Değeri: KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ   Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu ile dünyayı, gelişen yenilikçi teknolojileri, bilimi, üniversitemizin gelişimini, şehre, bölgeye, ülkeye ve öğrencilere sağladığı katma değeri, öğrencilerimizi, şehrimizin termal sağlık turizmini, şehrimizi konuştuk… Yazı dizisi halinde sizlere sunacağız. Vural Kavuncu, Kütahya’ya katma değer sağlayan birikiminin yanı sıra kurucusu olduğu Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ni evi olarak gören ve tüm odağını üniversitenin gelişimi için kullanan, enerjisini üniversitenin kapasitesini aynı zamanda potansiyelini arttırmaya yönelik harcayarak şehre, bölgeye ve ülkemize değer katmayı hedefliyor. Ekibiyle, akademisyenlerimizle ve tüm üniversitemizin personeliyle birlikte sağlık alanında Türkiye’de şehrimizin ve üniversitemizin adından söz ettiriyor.   Zeynep DÖNMEZ: Sayın Hocam, bilgi birikimlerinize ve tecrübelerinize dayanarak aynı zamanda özgeçmişinizin donanımını bildiğimiz için özellikle sağlık alanında Kütahya’da sözlerine itimat edilen insanlarımızın arasında yer alıyorsunuz. Bugün dünyada özellikle yaşadığımız pandemi de eklendiğinde bilimin gücünün bir ülke için nasıl önem arz ettiğinin hep birlikte şahidi olduk. Özellikle ülkemiz açısından irdelersek, siz bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz? Vural KAVUNCU: Yükseköğretimin, üniversitenin, araştırma merkezlerinin dünyadaki yerinden kısaca bahsederek konuşmama başlamak istiyorum. Malum dünya insanlık tarihi boyunca çeşitli evrelerden geçmiştir. Bunun sonuncusu sanayi ve bilgi evrimi diye söyleniyor ama zannediyorum daha farklı boyutlara doğru gidiyor. Bu anlamda bu baş döndürücü gelişmelerde mutlaka araştırma merkezlerinin, enstitülerin, üniversitelerin, bilim insanlarının önemli rolleri var. Ki pandemi döneminde de bunu gördük. Şu anda bu bilgi birikiminin getirdiği en önemli ürünlerden bir tanesi aşı. İnşallah ilacı da olacak. Bunların hepsi bu sayelerde oluyor. Bir nevi ülkelerin dünya üstündeki yerlerini de belirleyen unsurda demek mümkün. Bugün zengin gelişmiş ülkelerde bir kısmı hazır mal varlıklarını harcayanlar var. Bunlar topraktan, coğrafyadan zengin. Ama kendini aynı derecede bilimde geliştiremediği için parası ne kadar olursa olsun sadece parası için saygı ve değer görüyor bu ülkeler. ARGE anlamında başkasına muhtaçlar. Basit bir örnek vereyim; eğer bir enjektör ucunu üretemiyorsanız bir gün paranızla da onu satın alamayacağınız dönemleri göreceksiniz. Bugün dünyada tedarik sorunlarında da bunları görüyoruz. Çok yönlü. O yüzden ülkemizde de en büyük kaynaklar eğitime ayrılıyor. Bu yeni bütçemizde de böyle. Geçtiğimiz yıllarda da böyle oldu. Burada amaç, sadece genç nesillerimizin eğitim bütçeleri değil, aynı zamanda üniversitelerimizde araştırmaya ve bilime verilen bir önem anlamını da taşıyor. Ülkemizde de bunun önemini savunma sanayisinde gördük. Bugün ülkemizin yurt dışında güvenlik, jeostratejik anlamda mücadelesindeki başarıda bu araştırma merkezleri yatırıyor. Yine pandemi döneminde kendi solunum cihazımızı ürettik, kendi tıbbi sistemlerimizi oluşturduk. Şu anda oluşturulan alt yapıyla sanayiye verilen destekle ihracat, cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırıyor. Daha da yükseğe çıkmamız gerekiyor. Devletimizin yükseköğrenimden çok önemli beklentileri var. Zeynep DÖNMEZ: Sağlık Bilimleri Üniversite’mizin gelişiminden, donanımından da bahsedelim o halde, beklentileri karşılıyor muyuz? Neler yapıyoruz? Vural KAVUNCU: Bizde Türkiye’deki 210 yüksek öğrenim kurumundan bir tanesiyiz. Bize üstlenen misyonu da biliyoruz. Evet, bölgemize katkı vereceğiz iyi bir eğitim sağlayacağız. Aynı zamanda bilim araştırmaya zemin hazırlayarak bizde bu rekabette bu yarışta yerimizi alacağız. Üniversitemiz 2018 yılında kuruldu. Geçtiğimiz yıllarda daha ziyade yapısal düzenimizi kurmak; gerek üniversitemizin idari birimleri olsun, insan kaynakları olsun zamanımızı ve enerjimizi bu yönlerde daha çok harcadık. Elbette büyüdük ama bizim misyonumuz gelişerek büyümek. Şişman bir üniversite olmak istemiyoruz.  Verimi düşük, istenilen amaçtan uzak bir üniversite olmak istemiyoruz. Her bir birimimizin kendi amaçları doğrultusunda iyi çalışmasını ve hedeflerine ulaşmasını istiyoruz. Bunun için üniversite kurulduğunda ilk yapılması gerekenlerle ilgili arkadaşlarımızla birlikte fikirler oluşturduk. Türkiye’de yükseköğrenim sayısal olarak arttığı için yetişen nitelikli insan gücü ve akademisyende eksikliklerimiz oldu. Türkiye’de bu böyle. Birde çok sayıda kurulan vakıf üniversitesi ve büyük şehirlerde kurulan üniversiteler de bu akademisyen yapısını çok önemli derecede çekiyor kendisine. Bizimde en öncelikli yapmamız gereken insan kaynağıydı. En önemli hazinemiz bu. Buna da imkânlar kısıtlı idi ama kendi içinde yine de başarılı bir dönem geçirdiğimizi söyleyebilirim. Yaklaşık 200’e yakın öğretim elemanımız var iken bu sayı bugün 500 e yaklaştı. Gidenleri de tabi çıkartmak kaydıyla. Bu sadece sayısal artış değil. Nitelikli, deneyimli akademisyenler ile donatıyoruz. Üniversitemizin gelişimi için ilk etkisi bu oldu. Tabi fiziksel alan açısından sorunlarımız vardı. Daha doğrusu büyük bir belirsizlik vardı. Yine geçtiğimiz dönem içerisinde bu belirsizlikler büyük oranda kayboldu. Artık nerede büyüyeceğimiz, nerede gelişeceğimiz, ne yapacağımız belli. 3 sene bunun için çok diyebilirsiniz ama bir başka gözle baktığımızda; bugün bizle birlikte kurulmuş üniversitelerin önemli bir kısmında henüz daha nerede konumlanacakları belli olmayanlar var. Biz bütün izinleri aldığımız gibi, projemizi yaptık. Zeynep DÖNMEZ: Öğrenci sayımız nasıl, peki? Vural KAVUNCU: 2 bin 800 öğrencimiz vardı şu an 4 bin 700 öğrencimiz var. Üniversitemizin çok öğrenci sayısını çok yüksek miktarlara arttırma niyetinde değiliz fakat henüz bu artışa da tamam, demiyoruz. Artacak. Benim tahmin ediyorum gelecekte Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversite’mizin öğrenci sayısı 10 bin ila 15 bin arası olacak. Ama daha yüksek sayılara çıkmaz. Çünkü bu üniversitenin misyonu biraz daha farklı. Zeynep DÖNMEZ: Hem idari anlamda, hem de üniversitenin alanında genişlemeye ihtiyacınız olduğunu biliyoruz ki şu an üniversite olarak fiziki açıdan kısıtlı imkânlara sahip olmanıza rağmen yenilikçi teknolojilerle ve yarattığınız alanlarla büyük başarılara imza da atıyorsunuz. Bunu görüyoruz. Germiyan Kampüs alanının tamamen Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne dönüştürülmesi projesi vardı, şu an ne durumda?   Vural KAVUNCU: Germiyan alanında yeni üniversite kampüsümüzün uygulama projelerini hazır duruma getirdik. Hatta bu bütçe kanununda da inşaata başlama açısından ilk önceliğimizi de aldık. Bu çok önemli bir aşama. Germiyan alanında önümüzdeki sene ilk kazmayı vuracağız. İlçelerimizde ve mevcut merkezimizde de nasıl evrileceğimiz yaklaşık olarak belli oldu. Eski belediye binası Sayın Vali’mizin destekleriyle özel idare ile belediyenin yaptığı takas yöntemi alındı. Özel idaremizden de kiralama yöntemiyle kiraladık. İdari birimlerimizi oraya taşıyarak mevcut olan binamızda bir nefes aldıracağız. Bu da önemli bir gelişme idi. Yine sadece bina ve insan kaynağı değil; çalışacakları araştırma merkezi, laboratuvar ortamları ve eğitimleri ile ilgili öğrenciye yönelik alt yapılar açısından da çalışmalar gerçekleştirdik. Araştırma deyince bunun ucu bucağı yok. Çok geniş bir alan. Biz bu anlamda ilk çalışmamızı bizim için en makul olan alanlarda başlattık. Ve şu an da artık kendimize ait bir araştırma merkezimiz var. Burada şu an da yüksek kaliteli çalışmaların araştırmaların yapılabildiği bir alt yapımız oluştu. Bu merkezde kanser çalışmaları yapılabiliyor. Kök hücre çalışmaları yapılabiliyor, doku basımı, vücuda monte edilen bazı protezlerin yapımı gerçekleşebiliyor. İmkânlarımız artıyor. Zeynep DÖNMEZ: Öğrencilerimiz için neler yapıyoruz? Aynı zamanda şehir ve bölge bazında üniversitenin katkılarından da bahsedebilir misiniz? Vural KAVUNCU: Öğrencilerimiz açısından da alt yapıyı oldukça güçlendirdik. Tabi büyük bir rekabet var. Bu rekabetin içinde biz tercih edilebilirlik rekabetini de sürdürüyoruz. Çünkü Kütahya olarak maalesef şimdiye kadar başka yerleri kazanamayan öğrencilerin üniversitesi durumundaydık. Ama artık giderek tercih sayımız daha iyiye doğru evriliyor. Çünkü öğrenciler bilinçli. Tercih etmeden önce araştırıyorlar. Bazı aradıkları kriterler var. Ben önümüzdeki senelerde bunun daha iyi olacağının kanaatini taşıyorum.  Türkiye’de az sayıda olan yenilikçi bölümler açtık. Bunlar tercih edilebilirliğimizi arttırıyor. Politikamızı bu yönde oturttuk. Öğrencilerimizin uygulama imkânları çok önemli. Öğrencilerin ne zaman, nerede, hangi koşulda iş buldukları çok önemli bir konudur. Sağlık alanı olduğu için avantajlıyız elbette. Ama onlarda rekabet içerisindeler. Sadece doktor ve hemşire gözüyle bakmamak lazım, diğer bölümlerden yardımcı sağlık personeli olarak yetiştirdiğiniz elemanlarda var. Sadece devlet olarak da değil, özel sektörde de tercih edilebilirliklerini arttırmamız gerekiyor. Bölgeye katkı itibarıyla da en çok şu an da görünür yönümüz sağlık hizmeti. Hastaneye verdiğimiz doktorlarımızla ve şimdi yardımcı personelimizle yaptığımız katkılar var. Yeni açtığımız ağız ve diş sağlığı merkezimizde verdiğimiz katkılar şu an da işin başlangıcı… Bütün bunları topladığınızda neyi başardıktan ziyade aslında hedeflediğimiz noktadan henüz daha oldukça uzağız. Yapacağımız işler, atacağımız çok önemli adımlar var. Gitmemiz gereken önemli bir yol var. Çünkü üniversiteler bölgesine katkı yaparken oluşturdukları ARGE ile, ürettikleri hizmet ile, yenilikçi teknolojiler ve ürünler ile bölgede bir şeyleri fark ettirebilmeli. Yani Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak eğer Kütahya’ da olmazsak nasıl bir eksiklik meydana gelir, bunu çok net olarak ortaya koymaz isek o zaman işlevimizi tam anlamıyla yerine getirememişiz demektir. Bu şehrinde bizden beklediği sadece öğrenci anlamında olmamalı. Sadece öğrencinin getirdiği ekonomik katkı olmamalı. Genel anlamda bu gözle bakılıyor üniversitelere. Bu yanlış. Üniversitelerin yapabileceği çok önemli katkılar vardır. Bizimde sağlık teknolojilerinin oluşması anlamında hedeflerimiz var, aynı zamanda özellikle sağlık turizmi anlamındaki hizmet sektörünün gelişmesi için önemli hedeflerimiz var. Bundan sonra yavaş yavaş gelişerek büyümeye ve çevreye daha önemli katkılar sağlamayı da sürdüreceğiz. Devamı haftaya…      
Kütahya’nın Değeri: KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ

Kütahya’nın Değeri: KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ

 

Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu ile dünyayı, gelişen yenilikçi teknolojileri, bilimi, üniversitemizin gelişimini, şehre, bölgeye, ülkeye ve öğrencilere sağladığı katma değeri, öğrencilerimizi, şehrimizin termal sağlık turizmini, şehrimizi konuştuk… Yazı dizisi halinde sizlere sunacağız.

Vural Kavuncu, Kütahya’ya katma değer sağlayan birikiminin yanı sıra kurucusu olduğu Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ni evi olarak gören ve tüm odağını üniversitenin gelişimi için kullanan, enerjisini üniversitenin kapasitesini aynı zamanda potansiyelini arttırmaya yönelik harcayarak şehre, bölgeye ve ülkemize değer katmayı hedefliyor. Ekibiyle, akademisyenlerimizle ve tüm üniversitemizin personeliyle birlikte sağlık alanında Türkiye’de şehrimizin ve üniversitemizin adından söz ettiriyor.

 

Zeynep DÖNMEZ: Sayın Hocam, bilgi birikimlerinize ve tecrübelerinize dayanarak aynı zamanda özgeçmişinizin donanımını bildiğimiz için özellikle sağlık alanında Kütahya’da sözlerine itimat edilen insanlarımızın arasında yer alıyorsunuz. Bugün dünyada özellikle yaşadığımız pandemi de eklendiğinde bilimin gücünün bir ülke için nasıl önem arz ettiğinin hep birlikte şahidi olduk. Özellikle ülkemiz açısından irdelersek, siz bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz?

Vural KAVUNCU: Yükseköğretimin, üniversitenin, araştırma merkezlerinin dünyadaki yerinden kısaca bahsederek konuşmama başlamak istiyorum. Malum dünya insanlık tarihi boyunca çeşitli evrelerden geçmiştir. Bunun sonuncusu sanayi ve bilgi evrimi diye söyleniyor ama zannediyorum daha farklı boyutlara doğru gidiyor. Bu anlamda bu baş döndürücü gelişmelerde mutlaka araştırma merkezlerinin, enstitülerin, üniversitelerin, bilim insanlarının önemli rolleri var. Ki pandemi döneminde de bunu gördük. Şu anda bu bilgi birikiminin getirdiği en önemli ürünlerden bir tanesi aşı. İnşallah ilacı da olacak. Bunların hepsi bu sayelerde oluyor. Bir nevi ülkelerin dünya üstündeki yerlerini de belirleyen unsurda demek mümkün.

Bugün zengin gelişmiş ülkelerde bir kısmı hazır mal varlıklarını harcayanlar var. Bunlar topraktan, coğrafyadan zengin. Ama kendini aynı derecede bilimde geliştiremediği için parası ne kadar olursa olsun sadece parası için saygı ve değer görüyor bu ülkeler. ARGE anlamında başkasına muhtaçlar. Basit bir örnek vereyim; eğer bir enjektör ucunu üretemiyorsanız bir gün paranızla da onu satın alamayacağınız dönemleri göreceksiniz. Bugün dünyada tedarik sorunlarında da bunları görüyoruz. Çok yönlü. O yüzden ülkemizde de en büyük kaynaklar eğitime ayrılıyor. Bu yeni bütçemizde de böyle. Geçtiğimiz yıllarda da böyle oldu. Burada amaç, sadece genç nesillerimizin eğitim bütçeleri değil, aynı zamanda üniversitelerimizde araştırmaya ve bilime verilen bir önem anlamını da taşıyor. Ülkemizde de bunun önemini savunma sanayisinde gördük. Bugün ülkemizin yurt dışında güvenlik, jeostratejik anlamda mücadelesindeki başarıda bu araştırma merkezleri yatırıyor. Yine pandemi döneminde kendi solunum cihazımızı ürettik, kendi tıbbi sistemlerimizi oluşturduk. Şu anda oluşturulan alt yapıyla sanayiye verilen destekle ihracat, cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırıyor. Daha da yükseğe çıkmamız gerekiyor. Devletimizin yükseköğrenimden çok önemli beklentileri var.

Zeynep DÖNMEZ: Sağlık Bilimleri Üniversite’mizin gelişiminden, donanımından da bahsedelim o halde, beklentileri karşılıyor muyuz? Neler yapıyoruz?

Vural KAVUNCU: Bizde Türkiye’deki 210 yüksek öğrenim kurumundan bir tanesiyiz. Bize üstlenen misyonu da biliyoruz. Evet, bölgemize katkı vereceğiz iyi bir eğitim sağlayacağız. Aynı zamanda bilim araştırmaya zemin hazırlayarak bizde bu rekabette bu yarışta yerimizi alacağız. Üniversitemiz 2018 yılında kuruldu. Geçtiğimiz yıllarda daha ziyade yapısal düzenimizi kurmak; gerek üniversitemizin idari birimleri olsun, insan kaynakları olsun zamanımızı ve enerjimizi bu yönlerde daha çok harcadık. Elbette büyüdük ama bizim misyonumuz gelişerek büyümek. Şişman bir üniversite olmak istemiyoruz.

 Verimi düşük, istenilen amaçtan uzak bir üniversite olmak istemiyoruz. Her bir birimimizin kendi amaçları doğrultusunda iyi çalışmasını ve hedeflerine ulaşmasını istiyoruz. Bunun için üniversite kurulduğunda ilk yapılması gerekenlerle ilgili arkadaşlarımızla birlikte fikirler oluşturduk.

Türkiye’de yükseköğrenim sayısal olarak arttığı için yetişen nitelikli insan gücü ve akademisyende eksikliklerimiz oldu. Türkiye’de bu böyle. Birde çok sayıda kurulan vakıf üniversitesi ve büyük şehirlerde kurulan üniversiteler de bu akademisyen yapısını çok önemli derecede çekiyor kendisine. Bizimde en öncelikli yapmamız gereken insan kaynağıydı. En önemli hazinemiz bu. Buna da imkânlar kısıtlı idi ama kendi içinde yine de başarılı bir dönem geçirdiğimizi söyleyebilirim. Yaklaşık 200’e yakın öğretim elemanımız var iken bu sayı bugün 500 e yaklaştı. Gidenleri de tabi çıkartmak kaydıyla. Bu sadece sayısal artış değil. Nitelikli, deneyimli akademisyenler ile donatıyoruz. Üniversitemizin gelişimi için ilk etkisi bu oldu.

Tabi fiziksel alan açısından sorunlarımız vardı. Daha doğrusu büyük bir belirsizlik vardı. Yine geçtiğimiz dönem içerisinde bu belirsizlikler büyük oranda kayboldu. Artık nerede büyüyeceğimiz, nerede gelişeceğimiz, ne yapacağımız belli. 3 sene bunun için çok diyebilirsiniz ama bir başka gözle baktığımızda; bugün bizle birlikte kurulmuş üniversitelerin önemli bir kısmında henüz daha nerede konumlanacakları belli olmayanlar var. Biz bütün izinleri aldığımız gibi, projemizi yaptık.

Zeynep DÖNMEZ: Öğrenci sayımız nasıl, peki?

Vural KAVUNCU: 2 bin 800 öğrencimiz vardı şu an 4 bin 700 öğrencimiz var. Üniversitemizin çok öğrenci sayısını çok yüksek miktarlara arttırma niyetinde değiliz fakat henüz bu artışa da tamam, demiyoruz. Artacak. Benim tahmin ediyorum gelecekte Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversite’mizin öğrenci sayısı 10 bin ila 15 bin arası olacak. Ama daha yüksek sayılara çıkmaz. Çünkü bu üniversitenin misyonu biraz daha farklı.

Zeynep DÖNMEZ: Hem idari anlamda, hem de üniversitenin alanında genişlemeye ihtiyacınız olduğunu biliyoruz ki şu an üniversite olarak fiziki açıdan kısıtlı imkânlara sahip olmanıza rağmen yenilikçi teknolojilerle ve yarattığınız alanlarla büyük başarılara imza da atıyorsunuz. Bunu görüyoruz. Germiyan Kampüs alanının tamamen Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne dönüştürülmesi projesi vardı, şu an ne durumda?

 

Vural KAVUNCU: Germiyan alanında yeni üniversite kampüsümüzün uygulama projelerini hazır duruma getirdik. Hatta bu bütçe kanununda da inşaata başlama açısından ilk önceliğimizi de aldık. Bu çok önemli bir aşama. Germiyan alanında önümüzdeki sene ilk kazmayı vuracağız.

İlçelerimizde ve mevcut merkezimizde de nasıl evrileceğimiz yaklaşık olarak belli oldu. Eski belediye binası Sayın Vali’mizin destekleriyle özel idare ile belediyenin yaptığı takas yöntemi alındı. Özel idaremizden de kiralama yöntemiyle kiraladık. İdari birimlerimizi oraya taşıyarak mevcut olan binamızda bir nefes aldıracağız. Bu da önemli bir gelişme idi.

Yine sadece bina ve insan kaynağı değil; çalışacakları araştırma merkezi, laboratuvar ortamları ve eğitimleri ile ilgili öğrenciye yönelik alt yapılar açısından da çalışmalar gerçekleştirdik. Araştırma deyince bunun ucu bucağı yok. Çok geniş bir alan. Biz bu anlamda ilk çalışmamızı bizim için en makul olan alanlarda başlattık. Ve şu an da artık kendimize ait bir araştırma merkezimiz var. Burada şu an da yüksek kaliteli çalışmaların araştırmaların yapılabildiği bir alt yapımız oluştu. Bu merkezde kanser çalışmaları yapılabiliyor. Kök hücre çalışmaları yapılabiliyor, doku basımı, vücuda monte edilen bazı protezlerin yapımı gerçekleşebiliyor. İmkânlarımız artıyor.

Zeynep DÖNMEZ: Öğrencilerimiz için neler yapıyoruz? Aynı zamanda şehir ve bölge bazında üniversitenin katkılarından da bahsedebilir misiniz?

Vural KAVUNCU: Öğrencilerimiz açısından da alt yapıyı oldukça güçlendirdik. Tabi büyük bir rekabet var. Bu rekabetin içinde biz tercih edilebilirlik rekabetini de sürdürüyoruz. Çünkü Kütahya olarak maalesef şimdiye kadar başka yerleri kazanamayan öğrencilerin üniversitesi durumundaydık. Ama artık giderek tercih sayımız daha iyiye doğru evriliyor. Çünkü öğrenciler bilinçli. Tercih etmeden önce araştırıyorlar. Bazı aradıkları kriterler var. Ben önümüzdeki senelerde bunun daha iyi olacağının kanaatini taşıyorum.

 Türkiye’de az sayıda olan yenilikçi bölümler açtık. Bunlar tercih edilebilirliğimizi arttırıyor. Politikamızı bu yönde oturttuk. Öğrencilerimizin uygulama imkânları çok önemli. Öğrencilerin ne zaman, nerede, hangi koşulda iş buldukları çok önemli bir konudur. Sağlık alanı olduğu için avantajlıyız elbette. Ama onlarda rekabet içerisindeler. Sadece doktor ve hemşire gözüyle bakmamak lazım, diğer bölümlerden yardımcı sağlık personeli olarak yetiştirdiğiniz elemanlarda var. Sadece devlet olarak da değil, özel sektörde de tercih edilebilirliklerini arttırmamız gerekiyor.

Bölgeye katkı itibarıyla da en çok şu an da görünür yönümüz sağlık hizmeti. Hastaneye verdiğimiz doktorlarımızla ve şimdi yardımcı personelimizle yaptığımız katkılar var. Yeni açtığımız ağız ve diş sağlığı merkezimizde verdiğimiz katkılar şu an da işin başlangıcı… Bütün bunları topladığınızda neyi başardıktan ziyade aslında hedeflediğimiz noktadan henüz daha oldukça uzağız. Yapacağımız işler, atacağımız çok önemli adımlar var. Gitmemiz gereken önemli bir yol var. Çünkü üniversiteler bölgesine katkı yaparken oluşturdukları ARGE ile, ürettikleri hizmet ile, yenilikçi teknolojiler ve ürünler ile bölgede bir şeyleri fark ettirebilmeli. Yani Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak eğer Kütahya’ da olmazsak nasıl bir eksiklik meydana gelir, bunu çok net olarak ortaya koymaz isek o zaman işlevimizi tam anlamıyla yerine getirememişiz demektir.

Bu şehrinde bizden beklediği sadece öğrenci anlamında olmamalı. Sadece öğrencinin getirdiği ekonomik katkı olmamalı. Genel anlamda bu gözle bakılıyor üniversitelere. Bu yanlış. Üniversitelerin yapabileceği çok önemli katkılar vardır. Bizimde sağlık teknolojilerinin oluşması anlamında hedeflerimiz var, aynı zamanda özellikle sağlık turizmi anlamındaki hizmet sektörünün gelişmesi için önemli hedeflerimiz var. Bundan sonra yavaş yavaş gelişerek büyümeye ve çevreye daha önemli katkılar sağlamayı da sürdüreceğiz.

Devamı haftaya…

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.